25 Eylül 2016 Pazar

PRO-TOKOL






       Protokol, “resmi törenlerde devlet ileri gelenlerinin uyacakları kural ve sıra “ demektir. Protokol deyip geçmemek gerekir. Bazen ülkemizde ciddi sorunlara bile yol açabilir  Resmi tören, davet ya da bir toplantıyı protokolün uygulamasını yanlış bularak terk eden çok kişi olmuştur. O yüzden önemli bir konudur.

      Daha ziyade protokol, devleti idare eden kişilerin bulunduğu resmi törenlerde uygulanırken, zamanla bu uygulama toplumun her kesimini kapsar hale gelmiştir. Kooperatifler, dernekler, sivil toplum örgütleri hatta halkla iç içe olması gereken siyasi partilerde de sıkı bir hiyerarşiye bağlı protokol kurallarının uygulandığına tanık oluruz. Bir parti toplantısında hemen bir protokol masası kuruluverir. Özendiğimiz Avrupa’da devlet adamları ve siyasetçiler halkla iç içe olurken, bizde halkı temsil ettiğini ileri süren seçilmişler; kongrelerde, siyasi toplantılarda, kahve konuşmalarında, yürüyüşlerde hatta düğünlerde bile hemen ayrılırlar. Önde oturmak, önde yürümek onların hakkıdır.
   
     Bir siyasi partide, bir partili siyasi bir konuşma yaparken önce orada bulunan makam ve ünvan sahibi partilileri selamlayarak söze başlar. Sıra en son herhangi bir sıfatı olmayan üyeye gelir. Gelişmiş ülkelerde başlangıçta söylenen hitap biçimi ise sadece, “baylar ve bayanlar”dır. Çağdaş toplumlarda halkla, hitap edilen toplulukla araya duvar örülmez. Ancak halkımız, üyelerimiz o kadar örselenmiştir ki bunun ayırdına bile varamaz. Varsa da üzerinde durmaz. Artık iyice içimize sinmiş bu protokol davranışları. Eğer öyle olmasaydı demokrasinin eşitlik üzerine inşa edildiğini hatırlar ve sonsuza kadar unutmazdık. 

                     

25.09.2016