Siyasi
partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Temsili demokrasilerde siyasi
tercihimizi, siyasi partiler vasıtasıyla kullanırız. Kurulan sandıklarda
verdiğimiz oylar neticesinde ”milli irade” tecelli eder. Tabii ki bu süreç
işlerken asıl olan özgür, eşit ve güvenli bir seçimdir. Ülkemizde genel
seçimlerde 1983’ten beri hiçbir ülkede olmayan %10 seçim barajı ve lider
egemenliğine yol açan siyasi partiler yasası yürürlüktedir. Şimdiye
kadar değiştirilmesi mümkün olmamıştır. Siyaset, yediğimiz ekmekten, içtiğimiz
sudan, soluduğumuz havadan, geçtiğimiz yoldan, eğitimden, sağlıktan,
ekonomiden, adaletten asayişe kadar bizi derinden etkilemektedir. Dış politikayı,
savaş ve barışı da unutmayalım. O yüzden hayatımızın ayrılmaz parçası olan
siyasetle, biz yurttaşların da ilgilenmesi gerekir.
Siyasi partiler; anayasaya, siyasi partiler yasasına, tüzük ve yönetmeliklerine göre yönetilirler.
CHP’sinin tüzüğüne göre, il ve ilçe kongreleri iki yılda bir toplanır. Bu süre
en çok bir yıl uzatılabilir. Ayrıca yılda bir kez seçimsiz olarak toplanır ve
siyasal çalışmalara yön verir. Yine il ve ilçe başkanlıkları iki ayda bir
genişletilmiş yönetim kurulu, üç ayda bir il-ilçe danışma kurulu ve her seçimden
sonra seçim değerlendirme toplantıları yapmak zorundadır. Kökleri Kuva-i Milliye’ye dayanan, Türkiye’nin kurucu partisi, 94 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüzüğüne uygun hareket ettiğini söyleyemeyiz.
CHP tüzüğüne göre, bir kongreye katılmak üzere seçilmiş olan partiliye “delege”, görevlerinden
dolayı delege olanlara da “doğal delege” denir. Hepsi beraber kongrede oy
kullanır ve yönetimleri seçerler. Yönetmeliğin 8.maddesine göre seçimin
yapılacağı yer, gün, saat ile seçimi yürütmekle görevli ilçe yöneticilerinin
adlarını içeren listeler de, kesinleşen üye listeleri ile birlikte aynı
yöntemlerle ilçe merkezinde askıya çıkarılır. İlçe yönetimince görevlendirilen
üyeler, o bölgede delege seçilemezler. Seçimin yapılması için en az üçte
bir üyenin katılması gerekir.
Delege seçimlerinde her zaman
çekişme olur. Demokrasinin ve çok sesliliğin gereğidir bu, tabii ki seçimlerin demokratik,
saydam ve eşitlikçi olması şartıyla. En iyisini seçmek, emeğe ve liyakata önem
vermek siyasetin kalitesini de arttırır. Ancak ilçe başkan adaylarının ya da
ilçe yönetimlerinin kendi listelerini her mahallenin üyesine dayatarak müdahil
olması, o mahallenin iradesine konan bir ipotektir. O zaman kongreye gerek
kalmaz. Her mahalle, kendi
delege listesini bir başkası tarafından dikte edilmeden hazırlamalıdır.
Bir çok şikayete konu olan delege sistemi
kaldırılabilir mi? Delege sisteminin kalkması için nitelikli üye sisteminin
getirilmesi birçok noktada tartışmayı önler. Nitelikli üye derken
kastedilen şudur; parti üyesinin, partinin ilkelerini, programını, tüzüğünü bilmesi, verilen parti
görevlerini yapması, parti içi eğitime-seminerlere katılması, aidatını ödemesi
v.b. Öyle olduğu zaman, delegeye gerek kalmadan partinin tüm üyeleri milletvekillerini, belediye başkan adaylarını, il-ilçe yönetimlerini, genel merkezi ve genel başkanı seçebilir. Bu gerçekleşirse parti tabandan yönetilir ve yönlendirilir. Seçilenler de, parti üyesin e değer verir. Yoksa her şey şeklen sürer
gider.
25.09.2017
Orhan Kalyoncu
orhankalyoncu.blogspot.com.tr