Ülkemizin yönetim biçimini kökünden
değiştiren 24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini
gerçekleştirdik. Bu yönetim biçiminin ülkemizde ne gibi olumlu ya da olumsuz
etkileri olacağını yaşayarak göreceğiz. Ancak seçimlerin üzerinden iki hafta
geçmesine rağmen muhalefet partilerince sonuçların tam anlamıyla irdelenip,
değerlendirildiğini görmedik. Tüm liderler başarılı olduklarını belirttiler.
Hiçbiri öz eleştiri yapmadılar. Neredeyse çok çalıştıklarını, ellerinden geleni
yaptıklarını ama hatanın kendilerinde değil, onlara oy vermeyen seçmenlerde
olduğunu söyleyeceklerdi.
Seçimler hayatın içinden bir kesittir. Önemli olan seçimlerin adil, eşitlikçi, hakkaniyetli
bir çerçevede gerçekleşmesidir. Seçimlerde iktidarda olmanın tüm olanaklarını kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi, geçen 1 Kasım 2015 seçimlerine göre %7 puanlık bir kayıpla %42,56 oy, Recep Tayyip Erdoğan’da, Cumhur İttifakının katkısıyla % 0,80 artışla 52,59 oy alarak iktidarını korumuştur. İYİ Partinin
aldığı %10 civarındaki oy oranını ilk seçimleri olması dolayısıyla başarı
olarak addedebiliriz. Ancak Saadet Partisi %1,3 oy oranıyla beklenenin çok
altında kalmış, MHP, % 11.10 ile beklenenden fazla oy almış, HDP’de oy oranını
1 puan arttırarak % 11,70 ile gücünü korumuştur. Ana muhalefet partisi CHP’si ise bu
seçimlerde %22,65 oy oranında kalmıştır. 1 Kasım 2015 genel seçimlerine göre oy
kaybı %2,67’dir.
İktidar partisi 16 yılın sonunda
yıprandıkları için oy kaybı yaşarken, CHP’si bu sürede iktidar olmadığı halde
neden oy kaybı yaşamıştır? Bu sorunun yanıtını, başta CHP genel başkanı olmak üzere partinin tüm kademeleri vermek zorundadır. CHP’sinin kendi içinden çıkardığı
cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce seçimlerde bir rüzgar estirdi. Sayın İnce, ekibiyle birlikte % 30,64 oy alarak CHP’sinin klasik oyunu geçmiştir. CHP’de başarı için yalnızca liderin
değişmesi yetmez. Bununla birlikte parti içinde sistemin de değişmesi gerekir.
Bunun yolu her yerde ön seçimden geçer. Milletvekillerinin ve belediye
başkanlarının atama yetkisinin genel merkezden (genel başkandan) alınıp,
üyelere veya delegelere verilmesi gerekir. Bunlar olmazsa, partide yenileşme ve değişim olmaz.
Orhan
Kalyoncu – orhankalyoncu.blogspot.com.tr
09.07.2018