5 Temmuz 2018 Perşembe

YENİLEŞME VE DEĞİŞİM




                                                 
      
        Ülkemizin yönetim biçimini kökünden değiştiren 24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini gerçekleştirdik. Bu yönetim biçiminin ülkemizde ne gibi olumlu ya da olumsuz etkileri olacağını yaşayarak göreceğiz. Ancak seçimlerin üzerinden iki hafta geçmesine rağmen muhalefet partilerince sonuçların tam anlamıyla irdelenip, değerlendirildiğini görmedik. Tüm liderler başarılı olduklarını belirttiler. Hiçbiri öz eleştiri yapmadılar. Neredeyse çok çalıştıklarını, ellerinden geleni yaptıklarını ama hatanın kendilerinde değil, onlara oy vermeyen seçmenlerde olduğunu söyleyeceklerdi.
      
      Seçimler hayatın içinden bir kesittir. Önemli olan seçimlerin adil, eşitlikçi, hakkaniyetli bir çerçevede gerçekleşmesidir. Seçimlerde iktidarda olmanın tüm olanaklarını kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi, geçen 1 Kasım 2015 seçimlerine göre %7 puanlık bir kayıpla %42,56 oy, Recep Tayyip Erdoğan’da, Cumhur İttifakının katkısıyla % 0,80 artışla 52,59  oy alarak iktidarını korumuştur. İYİ Partinin aldığı %10 civarındaki oy oranını ilk seçimleri olması dolayısıyla başarı olarak addedebiliriz. Ancak Saadet Partisi %1,3 oy oranıyla beklenenin çok altında kalmış, MHP, % 11.10 ile beklenenden fazla oy almış, HDP’de oy oranını 1 puan arttırarak % 11,70 ile gücünü korumuştur. Ana muhalefet partisi CHP’si ise bu seçimlerde %22,65 oy oranında kalmıştır. 1 Kasım 2015 genel seçimlerine göre oy kaybı %2,67’dir. 
        
         İktidar partisi 16 yılın sonunda yıprandıkları için oy kaybı yaşarken, CHP’si bu sürede iktidar olmadığı halde neden oy kaybı yaşamıştır? Bu sorunun yanıtını, başta CHP genel başkanı olmak üzere partinin tüm kademeleri vermek zorundadır. CHP’sinin kendi içinden çıkardığı cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce seçimlerde bir rüzgar estirdi. Sayın İnce, ekibiyle birlikte % 30,64 oy alarak CHP’sinin klasik oyunu geçmiştir. CHP’de başarı için yalnızca liderin değişmesi yetmez. Bununla birlikte parti içinde sistemin de değişmesi gerekir. Bunun yolu her yerde ön seçimden geçer. Milletvekillerinin ve belediye başkanlarının atama yetkisinin genel merkezden (genel başkandan) alınıp, üyelere veya delegelere verilmesi gerekir. Bunlar olmazsa, partide yenileşme ve değişim olmaz.




Orhan Kalyoncu – orhankalyoncu.blogspot.com.tr   09.07.2018