30 Nisan 2019 Salı

POLİ-TİKA


                                           



                                                                                                          
                                                 
             Geç kalsa da sonunda bahar geldi. Nisan sonunda havaların ısınması ile ağaçlar çiçek açtı, doğa canlandı. Her taraf yeşilin bin bir tonuyla donandı. Doğanın canlanması, güneşin ısısını arttırması, günlerin uzaması, insanları kışın karanlık ve soğuk günlerinden sonra daha mutlu ve umutlu kılıyor. Yerel seçimlerin ardından böyle iyimser düşüncelerle caddede yürürken bizim mahalleden kapı komşumuz Hasan ile karşılaştım. Ayaküzeri konuştuk.

“Ocam, size bir şey sormak istiyom.”
“Sor bakalım, Hasan.”
“Geçende, seçimlerden önce bi partiye üye oldum. Benim kızana bi iş vaat
   ettiler.”
“Ever."
" 3 ay geçti, bi aber yok."
“Bana ne soracaksın?”
“Emen iş verceklerdi, sözlerini tutmadılar. İstifa etsem mi?”
“Yok, istifa etme. Her yurttaşın siyasi partilerde yer alıp, siyasi faaliyette bulunması ülkemizde demokrasinin yerleşmesi için iyi olur.”
“İi amma biz caail insanlarız, pek anlamayız politikadan.”
"Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Günlük gazeteleri okumakla başlayın. Tabii,    bağımsız, tarafsız, objektif yayın yapanları takip edin.”
“Ben iktidar partisine kayıt oldum, komşum İsiin de ana mualafet diyolar, ona
   kayıtlı imiş.”
"Güzel. Her yurttaş siyasetle ilgilensin. Böylece liyakat sahibi, bilgili, tecrübeli
    insanlar iş başına gelir.”       
“Ocam, öle diyon amma pek ööle olmuyo. Nerde yaacı, yalaka varsa onlar öne
   çıkıyo.”
“Şimdi öyle oluyor ama bir gün bu durum değişecek. Yoksa ülke kalkınamaz. 
   Bunun sonucunda çocuklarımıza doğru dürüst eğitim, sağlık hizmeti, iş, kısaca
   iyi bir gelecek veremeyiz.”
“Ocam, bi de bazı insanlar bilmeden biliyomuş gibi yapıyolar.”
“Evet. Zaten bilmeyen değil, bilmediğini bilmeyen insandan korkmak lazım”.
“Saa ol ocam, beni aydınlattın. İi günler.
“Sen de sağ ol, Hasan. Hoşça kal.




orhankalyoncu.blogspot.com.tr      30.04.2019   
  

      

16 Nisan 2019 Salı

SEÇİM Mİ, GEÇİM Mİ?




                                            

                                        
          31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerin üzerinden 15 gün geçmesine rağmen başta İstanbul olmak üzere sonuca bağlanmayan yerler var. Seçimlerin adil, eşit ve saydam olması kadar bir an önce sonuçlanması da önemlidir. Seçim yasalarımızda ve (YSK) Yüksek Seçim Kurulunun daha önce benzer durumlar için aldığı kararlar ve içtihatlar ortadayken yapılması gereken, bunlara uyulmasıdır. Hukuk devleti olmanın gereği budur. Seçim yasaları ve mevzuat çerçevesi içinde siyasi partiler tarafından itirazlar tabii ki olacaktır. Ancak her isteyen istediği gibi de itiraz ederek bu hakkı suistimal edemez. Seçmen kütüklerine yapılan itirazların, seçimlerden önce YSK’nın ilan ettiği seçim takvimine göre, süresi içinde yapılması gerekir.
     
       Tüm geçersiz oyların tekrar sayılması için seçim yasasına ve şimdiye kadar yapılan uygulamalara göre gerekçe ve geçerli kanıt gerekir. Geçersiz oylara itiraz sandık başında yapılır ve sandık kurulu üyeleri arasında anlaşma olmazsa şerh konulur, sırasıyla bu durum ilçe, il seçim kurullarına ve Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz konusu yapılır. Bu kural İstanbul Büyük Şehir Başkanlık seçimi için kullanılan geçersiz oylar için aynen uygulanmadı. 4-5 ilçede tüm oylar, diğer ilçelerde tüm geçersiz oylar sayıldı. Sayımda sona yaklaşılırken bu gün itibariyle kesin olmayan sonuçlara göre geçerli oyların %48,80’ini (Millet İttifakı) CHP adayı Ekrem İmamoğlu, %48,55’ini (Cumhur İttifakı) AKP adayı Binali Yıldırım almış ve Ekrem İmamoğlu 13 bini aşkın bir oy farkıyla seçimi kazanmış görünüyor.
            
         Adalet ve Kalkınma Partisinin, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, iktidar avantajını kullanmasına ve medyanın büyük desteğine rağmen özellikle 3 büyük şehirde istediği sonucu alamaması, iktidarda olan bir siyasi parti için kolay bir durum değildir. AKP, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinde,25 yıl, Merkezde, 17 yıldır iktidardadır. Eğer, seçim sonuçlarının nedenlerini sadece adaylara bağlarsa, bu yanlış bir tanı olur.. Bu sonuçlar, iktidarın, izlediği ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel politikaların sonucudur. 16 senede 15 seçim yapmış bir ülkenin yurttaşı olarak seçim yorgunu olduk. Artık iktidardan ve yeni seçilen yerel yöneticilerden, başta ekonomik sorunlar olmak üzere önümüzde duran dev sorunlara acilen çözüm bulmalarını bekliyoruz.





orhankalyoncu.blogspot.com.tr  15.04.2019
               

8 Nisan 2019 Pazartesi

2019 YEREL SEÇİMLERİN ARDINDAN



                                        
                

              Seçimler; demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ancak tek ölçütü değildir. Seçimlerin, demokratik olması önem taşır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi, yaptıkları seçimlerin saydam, eşitlikçi ve adil olması ile ölçülür. Yurttaşlar olarak bizi yönetenlerin, demokratik kurallara uygun seçilmelerini isteriz. Bu, onların halk ile bağlarının güçlenmesine yarar.
              
            31 Mart 2019 yerel seçimleri, halkın genel gidişattan memnun olmadığını göstermiştir. Seçmen, iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisini uyarmıştır. İstanbul ve Ankara’da tekrar oy sayılmasına rağmen CHP adayları öndedir. İzmir, Adana, Mersin, Antalya başta olmak üzere birçok büyükşehir, şehir, ilçe ve beldelerini, muhalefet partileri kazanmıştır. Genel oy oranı olarak Cumhur İttifakı (AKP-MHP), Millet İttifakı’na (CHP-İYİ PARTİ)  göre (%51,64’e %37,57) öndedir. Ancak şu anki duruma göre ekonomik yönden Türkiye’nin %70 gücünü elinde tutan şehirler de muhalefet belediye başkanlarının elindedir. Bu durum; ülkenin geleceği için iktidarın, muhalefet belediye başkanlarıyla işbirliğini zorunlu kılmaktadır.
               
             Edirne’ye gelirsek; Edirne İli genelinde 9 ilçenin, 5’ini (Edirne, Uzunköprü, Meriç, Enez, Süloğlu) CHP,  3’ünü (Keşan, Havsa, Lalapaşa) AKP, 1’ini (İpsala) İYİ Parti kazanmıştır. Edirne’de belediye başkanlığını bu kez de seçimi dört puan farkla  %44.87 oy oranıyla CHP kazanmış, ikinci büyük ilçe olan Keşan’da ise 23 oy farkla ipi AKP göğüslemiştir. Genel olarak şunu söyleyebiliriz, CHP’de olan Keşan ve Havsa gibi iki büyük ilçe AKP’’ye geçmiş bunun yerine Meriç ve Enez alınmıştır.
              
              Uzunköprü’de de seçmen belediye yönetimini 3. kez CHP’sine vermiştir. CHP, belediye başkanlığında %56,47, belediye meclis üyeliğinde %54,81 il genelde %49,46 oranında oy alarak önceki seçimlerde gösterdiği başarıyı yakalamıştır. AKP, Uzunköprü’de 2014 yerel seçimlerine göre oylarını arttırmış, belediye başkanlığında % 36.49, belediye meclisinde %34.25, il genelde %34 civarında oy almışlardır
                
             Siyaset sonuç alma sanatı ise CHP Genel Merkezi izlediği politikalarla sonuç almış görünmektedir. Bunun kalıcı olması için; parti içi demokrasinin hayata geçirilerek bundan böyle her birimde adayların ön seçimle belirlenmesi, üyelerin seçme, seçilme hakkına saygı gösterilmesi gerekmektedir. Seçimler sona erdiğine göre artık sıra vaat edilenlerin gerçekleştirilmesi için düğmeye basmaya geldi. Bir an önce kutlama faslının bitmesi ve öncelikle hizmetlerin başlaması,  yurttaşlar tarafından sabırsızlıkla beklenmektedir.
              





orhankalyoncu.blogspot.com.tr     08.04.2019