Mecliste grubu olmayan
cumhurbaşkanı aday adaylarının, aday olmak için 22-27 Mart tarihleri arasında
100 bin imza toplaması gerekiyordu. Memleket Partisi genel başkanı Muharrem
İnce de cumhurbaşkanı adayı olmak için imza kampanyası başlattı. Muharrem İnce’nin 4. günün başında
topladığı imza sayısı: 80 bin 633 idi. 25 Mart akşamı imza sayısı tamamlandı ve
kendisi cumhurbaşkanlığı seçimi için 3. aday oldu. Buraya kadarki süreç, normal
işlemesi gereken süreçti. Ancak ondan sonra Muharrem İnce şöyle bir demeç verdi;
“biz isteseydik bu imzaları birinci gün tamamlardık. Ancak o zaman AK Parti
yardım etti diyeceklerdi. O yüzden her şey planladığımız gibi gitti. Sadece bir
saat geciktik.” Madem her şey planlıydı ve imzalar hazırdı. O halde her gün
imza için vatandaşlara yapılan çağrılar neydi? Onlar da mı planlıydı?
25 Mart 2023 cumartesi günü atılan
tweet şöyle: “Genel Başkanımız Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı adaylığı için
imza süreci devam ediyor. 27 Mart'a kadar sabah 08.00 akşam 20.00 saatleri
arasında (Cumartesi, Pazar günleri dahil) tüm yurttaşlarımızı bağlı
bulundukları ilçe seçim kurullarına giderek imza vermeye davet ediyoruz.” Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde, birinci turda yüzde 30 alarak ikinci tura kalacağını söyleyen bir
aday, yüz bin imzayı bile ancak 4 günde tamamlayabiliyorsa, yüzde 60 oyla
seçimi kazanacağını nasıl söyleyebilir? Bir otobüs, bir telefonla mı? Siyasette
hayal kurmak, “ya çıkarsa”, diye hareket etmek doğru bir hareket mi? İzleyip,
göreceğiz.
Cumhurbaşkanlığı
adaylığı için imza toplayan bir başka siyasetçi de Yeniden Refah Partisi genel
başkanı Fatih Erbakan’dı. Cumhur İttifakına katılması için yapılan teklife
ilkinde “20 senedir yapılan icraat ortada. 20 senenin günahına son dakika ortak
olmak uygun değil”, diyerek teklife olumlu yaklaşmamış, imza toplamaya devam
etmişti. Ancak daha sonra Cumhur İttifakına dahil oldu.
Siyaset,
halka hizmet aracıdır ve çok fazla çelişkiyi kaldırmaz. Her ne kadar ülkemiz
siyaset dünyasında, “dün dündür, bugün bugündür”, denilerek çelişkilere kılıf
bulunsa da bu çelişkiler, halkın hafızasında yer tutar. Yeri geldiğinde
siyasetçinin karşısına çıkar. Siyasetçilerin doğrultu tutarlılığı,
demokrasimizin kalitesi için çok önemlidir. Gerçeğe aykırı söylemde bulunmanın,
halkı yanıltmanın veya bir gün önce söylediğinin tam zıddını yapmanın bir
yaptırımı olsa gerek. Halkın yaptırımı da oy vermeyerek olur.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 27.03.2023