10 Nisan 2025 Perşembe

SANDIĞIN GÜCÜ

 


                                                        


                                                            

     Milletin kendi kendini yönetmesi demek olan demokrasilerde sandık olmazsa olmazdır. Sandığın gücünü yadsıyamayız. Ancak tek başına yeterli değildir. Seçimlerin adil, şeffaf ve eşit şartlarda yapılması da gereklidir. Ülkemizde demokrasinin tam anlamıyla yerleşmesi için kilit nokta siyasi partilerin de adil, şeffaf, eşit ve demokratik bir şekilde yönetilmesidir. Bu da CHP’sinin kısmen uyguladığı ön seçimin tüm partilerde uygulanmasından geçer. Ön seçim tabanın sesini yansıtır. Demokratik gelenekler açısından diğer partilere göre bir adım önde olan CHP’si önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayını 23 Mart 2025 tarihinde tüm parti üyelerinin oylamasıyla belirledi. Sandığa tek aday adayı olarak giden İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı üyelerin büyük desteğiyle, CHP Parti Meclisi, MYK ve Milletvekili Grup onaylarından sonra CHP açısından kesinleşti. Ancak mecburen yürüyen bazı adli süreçlerin sonucu beklenecektir.   

     Adaylık oylamasından önce Ekrem İmamoğlu’nun 31 yıl önce alınan diploması İstanbul Üniversitesi yönetim kurulu tarafından iptal edildi. Ardından yolsuzluk ve terör soruşturmaları açıldı. Yolsuzluk soruşturması sonucu tutuklu yargılanmasına karar verildi. CHP’si bu kararların siyaseten alındığını Ekrem İmamoğlu’nun önünün kesilmek istendiğini belirterek Saraçhanede büyük katılımlarla protesto gösterileri ve İstanbul Maltepe’de 2 milyonu aşkın kişinin katıldığı bir miting düzenledi. Ekonomik boykotlar gündeme girdi. 6 Nisan 2025 Pazar günü de CHP seçimli olağanüstü kurultaya gitti. CHP genel başkanı Özgür Özel tekrar genel başkan oldu. CHP 21.Olağanüstü Kurultayında şimdiye dek olmadığı kadar parti içinde bir birlik ve beraberlik havası olduğu gözlendi.

     Demokrasinin eksikliğini yaşayarak görürüz. Demokrasi biat ve itaat demek değildir. Sorgulamak demektir. Kul değil, özgür bireyler ister. Ekmeğimiz, aşımız da demokrasiye bağlıdır. Hak, hukuk adalet, liyakat da ona bağlıdır. Büyük çapta çağdaş ve gelişmiş ülkeler demokrasiyle yönetilen ülkelerdir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir”, diyerek rotamızı bir asır önce belirlemiştir. Atatürk’ün görüşleri bugün de geçerliliğini korumaktadır. Liderin ufku geniş olmalı, bugünü değil yıllar sonrasını görebilmelidir. Önümüzdeki zaman diliminde Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu Türkiye’nin siyasi yaşamını etkileyebilir, verecekleri kararlarla liderlik konumlarını perçinleyebilir ve toplumun kaderlerini çizebilirler. Türkiye Cumhuriyet Tarihinde siyasette çok lider geldi geçti ama iz bırakanlar çok olmadı. Başta kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel tarihte yerlerini aldılar. Günümüzdeki liderlerin ne kadar başarılı olduğunu da tarih yazacaktır. Önemli olan kişilerin değil, Türk Milletinin istikbalidir.

      Son söz: Atatürk, tarih boyunca gelip geçmiş en büyük devlet adamlarından biridir. Hiçbir zaman yaşadığı zamanın üzerinde durmamış, ileriyi görerek ona göre iş yapmıştır. Atatürk’ü Mussolini ve Hitler gibi yöneticilerden ayıran nokta işte bu niteliktir. Onlar her yaptıklarını kendilerini düşünerek hareket ediyorlardı. Atatürk, kendisinden ötesini 20-30 yıl ilerisini görerek hareket ederdi. Lord Kinross (İngiliz yazar ve gazeteci)

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                 10.04.2025