2018’in ilk ayını geride bırakırken ülke olarak dev sorunlarla karşı karşıyayız. Öncelikle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'de başlattığı Afrin Zeytin Dalı Harekatının başarıyla sonuçlanmasını dilerim. CHP'si,3-4 Şubat 2018 tarihlerinde 36. Olağan Kurultayını yapacak. Ülkemizde, ana muhalefet partisi görevini üstlenen CHP'si, anayasada tanımı yapılan laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkelerinden ve parlamenter sistemden yanadır. “Emek en yüce değerdir” ilkesi gereği sosyal adaleti savunur. Son yıllarda yaşadığımız zorlukları aşmak için CHP’sinin iktidar olmasına ihtiyaç vardır. Ancak uzun yıllardır bir türlü %25 oy oranını aşıp, iktidar seçeneği olamadı.
Bunu sadece liderin yetersizliğine bağlamak yeterli değildir. Lideri değiştirirsek her şey düzelir demek olayı hafife almak demektir. Çünkü kuvvetli bir lider profili çizen sayın Deniz Baykal döneminde de parti en fazla şimdiki oranda oy alıyordu. O halde parti içinde yapısal değişikliklerin yapılması gerekir. Bunun başında da demokratikleşme, eşitlik, liyakat ve en önemlisi emeğe değer verme gelir. Tepeden atamalara son verilerek, her yerde yargıç denetiminde ön seçim yapılmalı, kongrelerde de katılımcı demokrasiye uygun olan çarşaf liste uygulanmalıdır. Bu olmadığı ve genel merkezin belirleyici olma konumu sürdüğü müddetçe çalışkan, üretken bir parti yapılanması sağlanamaz.
Bunun için kariyeri parlak kişileri bulup, lider demokrasisi inşa etmenin bir sonuç getirmeyeceğini sayın Bülent Ecevit'ten sonra eriyen DSP'sinde gördük. Diğer partilerden farklı bir yapıya sahip CHP’de parti içi demokrasi tam anlamıyla uygulanmalıdır. CHP’sinin tüzüğü demokratik bir düşünceyle oluşturulmuş ancak bir fren mekanizması da eklenmiştir. Örneğin; yapılan değişiklikle tüzüğe, kongrelerde herkesin aday olma ve delegeye seçme fırsatı tanıyan çarşaf liste uygulaması konmuş ancak arkadan genel kurul isterse blok liste uygulanır denmiştir. Yine ön seçimler, Genel Başkanın ve genel merkezin yetkisine bırakılmıştır.
Genel Başkan, istediği kadar “ben partide ne olacağım”, demeyin, desin. Her aday, kendi siyasal ikbal arayışında hangi yolu izleyeceğini düşünmektedir. Bunun gibi siyasi gelecek planlarının, partinin ve ülkenin çıkarıyla bir ilgisinin olmadığı gün gibi ortadadır. Siyaset yalnızca koltuk, makam, mevki paylaşımından ibaret değildir. Atatürk Türkiye’sini ilelebet yaşatmak için yurtsever, idealist insanlara gereksinim vardır. Doğrultu tutarlılığı da siyasette ve yaşamın her alanında çok önemlidir. Bu lider için de, sade bir partili için de geçerlidir. İnandırıcılığınızı yitirirseniz, her şeyinizi yitirirsiniz.
27.01.2018 orhankalyoncu.blogspot.com.tr