20 Ekim 2021 Çarşamba

TARİHİ EDİRNE EVLERİ

 




                                         

TARİHİ EDİRNE EVLERİ



      Ülkemizin kuzeybatısında Yunanistan ve Bulgaristan sınırında yer alan Edirne Osmanlı Devletine başkentlik yapmış, tarihi bir kentimizdir. 2018 sayımına göre Merkez nüfusu 180.327’dir. Arda, Tunca ve Meriç Nehirlerinin buluştuğu düzlükte kurulmuştur. Serhat kenti Edirne; doğası, tarihi, kültürü ve üniversitesi ile ülkemizin Batı'ya açılan penceresidir. Çağdaş kent yapısı ile bir Avrupa kentinden farksızdır.

     Altyapı eksikliği giderilmeye çalışılırken son gittiğimde Edirne 'de gözüme çarpan başka bir eksiklik daha oldu. O da Safranbolu evleri gibi tarihi değere sahip Edirne Evlerinin bakımsızlığı. Bakım ve onarım bekleyen evlerden ben iki tanesine Sabuni Mahallesinde rastladım. Hatta yıkılmak üzere olan bir tanesinin üzerinde T.C Edirne Valiliği ve ÇKV’nın şu tabelası vardı. “Tarihi Tescilli Yapı T.C Edirne Valiliği Tarihi Konakları İhya Projesi kapsamında Edirne İli Çevre Koruma Vakfı tarafından yapılmaktadır.” Tabelanın altında 2018 tarihi vardı. Anlaşılan bu tarihi eserin ihya edilmesi 2018’den beri bekliyor. 2018’den beri el atılmayan bu yapı biraz daha bekletilirse kendisinden bile eser kalmayacak. Başta Mimar Sinan’ın Osmanlı Padişahi 2. Selim için yaptığı Selimiye Camii (yapımı 1568-1575) olmak üzere yüzlerce tarihi esere ev sahipliği yapan Edirne’de Tarihi Edirne Evleri de ilgi bekliyor.

      Vikipedi’de kaynakçası Anadolu'da Ev ve İnsan/Prof. Dr. Metin SÖZEN-Prof. Dr. Cengiz ERUZUN/Emlak Bankası Yayınları olan Edirne Evleri ile bilgiler şöyle; 18. yüzyıldaki Eski Edirne’den günümüze kadar gelen Edirne Evlerinin hemen hemen tümü ahşaptı. Dış yüzey bağdadi sıva ya da ahşap kaplamadır. İki kattan fazla hemen hemen yok gibidir. Odalar büyüdükçe ve tepe pencereleri bulunan, içi oldukça özenle süslenmiş mekânlardır. Evlerin tümü bahçe içinde yer alırdı. Bahçe içindeki konumlarına göre incelendiğinde üç ana başlık altında toplamak mümkündür. Sokak üzerinde yer alanlar : İki katlı olanların üst katında sokağa bakan pencereler olmasına rağmen alt katta pencere yoktur. Tek katlı evlerde ise sokak cephesinde hiç pencere yoktur. Sokaktan uzakta ve bahçenin bir köşesinde yer alanlar : Komşu arsalara bitişik olanlarda, komşuya bakan cephede hiç pencere yoktur. Pencereler tamamen kendi bahçelerine bakarlar. Ağaçlı ve çiçekli bahçenin ortasında yer alanlar : Evin dört yönü de bahçeye baktığı için, istenen yönlere rahatlıkla pencere açma olanağı söz konusudur. Odalar en sade yaşayanlarından, çok zengin ve görkemli yaşam sürdürenlere kadar aynı ilkelerin geçerli olduğu bir düzendeydi. Odaların hepsi insan yaşamı için gerekli ihtiyaçları karşılayabilen düzeyde olmasına rağmen yine de Edirne evlerinde belli işlevlere göre ad alan odalar vardır. Oturma Odası: Günlük oda olarak bilinir. Yatak Odası: Eski dönemlerde Musandralık denilirdi. Misafir Odası: Konuklara ayrılan odaya Hoşametlik, denilirdi. Ayrıca bazı evlerde namaz odaları adı verilen namaz kılmaya ayrılmış bir mekân daha vardır.

     Tarihi yapılar insanlığın ortak mirasıdır. Onları korumak, bizden sonraki nesillere aktarmak hepimizin görevidir.

 

Orhankalyoncu.blogspot.com.tr         22.10.2021

 

 

 

 

 

 

 

 


15 Ekim 2021 Cuma

PARLAMENTER SİSTEM

 




Gazi Mustafa Kemal Atatürk





                                       

      15 Ekim 2021 itibarıyla Türk lirası, Dolar- Euro karşısında güneş görmüş kar gibi eridi. Bu durumun hayat pahalılığının artmasına, alım gücümüzün düşmesine neden olacağını söylemek, kehanet sayılmaz. İğneden ipliğe gelecek zamlar herkesi olumsuz etkileyecektir. 22 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeden önce Dolar 4,70, Euro 5,50 TL idi. Üç buçuk yılda döviz yüzde yüze yakın arttı? Bu durum muhalefetin ileri sürdüğü gibi yönetim sistemi ile ilgili olabilir mi?

      Muhalefet partileri, ekonomik konuların yanında "erken seçim" ve “İyileştirilmiş Parlamenter Sistem” konularını da gündemde tutmaya devam ediyorlar. 5 yıl için seçilen cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin görev sürelerinin dolmasına daha 18 aylık bir süre olmasına rağmen ülkemizde bir seçim atmosferi hakim oldu. Şimdiden vaatler havada uçuşmakta, partiler kendi aralarında temaslar yapmakta, halk arasında dolaşmaktadırlar. Muhalefet partilerinin en büyük seçim vaadi, sistem değişikliği üzerinedir. “İyileştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, sözlerini Millet İttifakını oluşturan muhalefet partilerinden çok duyuyoruz.

         16 Nisan 2017’de yapılan referandum ile yürürlüğe giren anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yönetim şekli esaslı bir şekilde değişime uğradı. 24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyor. Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminde, cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanıdır. Bakanların ve cumhurbaşkanı yardımcılarının hepsi dışarıdan atanır ve onların sorumluluğu sadece cumhurbaşkanına karşıdır. İstediği takdirde cumhurbaşkanı onları görevden alabilir. Eğer milletvekillerinden biri bakan olursa milletvekilliğinden istifa etmesi gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bakanlar için güvenoyu ve gensoru verilemeyecektir. Bütçeyi cumhurbaşkanı hazırlayacak, millet meclisinde kabul edilmediği takdirde yeniden değerleme oranında arttırılarak geçerli olacaktır. Cumhurbaşkanı kararnameler çıkarabilecek, yüksek yargı ve devletin üst yönetim kadrolarını atayabilecektir. Parlamenter Sistemde ise cumhurbaşkanı devleti temsil eder, tarafsızdır, sembolik yetkilere sahiptir. Hükümet, halkın seçtiği milletvekillerinin oluşturduğu meclisin içinden çıkmaktadır. Çoğunluğu kazanan veya en fazla milletvekili çıkaran siyasi partinin genel başkanı başbakan olarak atanır ve hükümeti kurar. Bakanlarını genel olarak milletvekillerinden seçer. Meclis, yasa yapmanın yanı sıra, güvenoyu, gensoru yoluyla da hükümet üzerinde denetim görevini yapar. Hükümetin hazırladığı bütçeyi oylarıyla onaylar veya reddeder. Diğer denetim görevini de bağımsız ve tarafsız yargı yapar. Yürütme, yasama ve yargı böylece bir dengeye kavuşur.

        Önümüzdeki genel seçimler, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Parlamenter Sistem arasındaki halkın tercihini gösterecek. Seçim sonuçları, bu konuda referandum niteliğinde olacak. Mevcut sistemin, karar ve icraat sürecini hızlandırdığını öne süren Cumhur İttifakını oluşturan Ak Parti, MHP, BBP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden yana tavır alırken, bu kadar yetkinin bir kişiye verilemeyeceğini savunan Millet İttifakını oluşturan CHP, İyi Parti, DP, SP ile yeni kurulan Deva, Gelecek, Memleket ve Değişim partileri, Parlamenter Sistemden yana ağırlıklarını koymaktadırlar.

       İktidara talip olan Millet İttifakını oluşturan siyasi partiler, seçim öncesi “İyileştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, derken bunun tanımını, eski sistemden ne farkı olacağını da açıklamaları gerekir. Örneğin; siyasi partiler yasası ve seçim yasaları değişerek, daha demokratik hale gelecek mi? Seçim barajı düşecek veya kaldırılacak mı? Siyasi partilerde lider ve ekibinin kayıtsız egemenliği devam edecek mi? Milletvekili, belediye başkanı, belediye ve il genel meclisi adaylarını parti üyeleri mi seçecek, yoksa bu adaylar yine genel merkez tarafından mı atanacak? Kısacası, parti içi demokrasi olacak mı?


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                           15.10.2021