Ülkemizdeki hayat pahalılığı, vatandaşın son aylardaki en önemli gündemi oldu. Hayat pahalılığı; fiyatların yükselmesi, buna bağlı olarak geniş halk kesimlerinin bu fiyatlara yetişemeyip, alım gücünün düşmesidir. Enflasyondan farklıdır. Paranın değerinin düşmesi ve fiyatların toptan artması enflasyona, elde edilen gelirin ihtiyaç duyulan mal ve hizmetleri satın almaya yetmemesi de hayat pahalılığına neden olur. 2021 yılının Eylül ayından beri uygulanan ekonomik programdan dolayı döviz kurları birden artınca, iğneden ipliğe bütün mallara zam geldi. Bu da enflasyonun yükselmesine neden oldu. TÜİK’in açıkladığı 2022 yılı mayıs ayı enflasyon oranı aylık yüzde 2,98, yıllık yüzde 73,50. Ülkemizde enflasyonu ölçen bağımsız uzmanlardan oluşan ENAG’a göre ise mayıs ayı enflasyon oranı aylık yüzde 5,46, yıllık 160,76. Mart 1995’ten beri kaydedilen en hızlı yükseliş gerçekleşmiş.
Yaşadığım bölgede ticaretle
uğraşan ve üretici olan kişilerle de konuştuğum zaman şunu belirtiyorlar; şimdiye
kadar fiyatlardaki bu kadar hızlı değişimi hiçbir zaman görmedik.” Çarşı
pazardaki fiyatlar da bunu gösteriyor. Kömür memleketinde yaşıyoruz. Geçen
yılın yaz aylarında ton fiyatı 400-500 TL olan sobada yakılan kömüre şu an 1.600 TL, 600 TL olan akıllı kazanlarda yakılan fındık kömürüne ise 2.650 TL fiyat
isteniyor. 4 kat bir artış. Daha kış gelmedi. Bir de kış geldiğinde ne olacak? 6-8 aylık bir
süreçte süt ve süt ürünlerindeki artış yüzde yüzü geçti. 4 TL olan süt,10 TL,
35 TL olan ortalama inek peyniri 70 TL,
45 TL olan keçi peyniri 100 TL, eski inek kaşarı 140 TL oldu. Et ve et
ürünlerine gelince kıyma 150, dana, kemikli kuzu eti 160, sucuk 180 TL. 40
TL’lık zeytin 80 TL, zeytinyağının litresi ortalama 60-80 TL, ayçiçeği yağı
litresi 45 TL civarında. Kiraları ve ev fiyatlarını söylemeye gerek yok. İkiye
hatta bazı yerlerde üçe katladı. Doğal gaz, elektrik, benzin ve mazot fiyatları
geçen yıla göre yaklaşık 3 kat arttı. Gübre, yem fiyatları da öyle. Onlara
yapılan zam her şeyin fiyatının artmasına neden oluyor. Köprü, yol, ulaşım
fiyatlarını da döviz fiyatları belirliyor. Döviz fiyatları da yerinde durmuyor.
Diğer kredi faizleri de. Her geçen gün artan fiyatlara yetişmek mümkün olmuyor.
Tabii bu rakamlar 2022 yılının Haziranın ilk haftasında geçerli. Kısa bir süre sonra değişebilir. İnmez ama yükselir. 2021’in üçüncü çeyreğinde faiz indirimiyle başlayan ekonomik tablonun ters yüz olması halen sürüyor. Piyasalar dengeye kavuşmadı. Fiyatlar, hızla yükseliyor. Dün aldığını bugün aynı fiyata alamıyorsun. Gelir, gidere yetmiyor. Bütün sorun orada zaten. Hükümetin, 2022 yılı Ocak ayında ücretlere yaptığı zamlar, fiyatların aşırı yükselmesiyle ilk üç ayda eridi. İkinci altı ayda da yapılacak zam piyasada oluşan fiyatlardan farklı (resmi enflasyon oranlarına göre) olacağından sabit gelirli olan memur ve emeklilerin alım gücü yükselmeyecek, dolayısıyla onlar için hayat pahalılığı devam edecektir. Buna dar gelirli aileler, işçiler ve işsizler de dahildir. Bu nedenle, “vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz”, sözü havada kalıyor. “Bizi kıskanıyor”, dediğimiz Almanya’da enflasyon oranı yüzde 7,9 olunca, Almanya Hükümeti, halkını enflasyona karşı ezdirmemek için emeklilerine yüzde 6,1 zam yapmış, asgari ücreti de 1,700 Euro’dan 2,100 Euro’ya çıkarmış.
Dünya Gazetesi ekonomi yazarı Alaattin Aktaş EKO ANALİZ adlı köşesinde şöyle yazıyor; “Enflasyonu yok etsek, yani sıfıra indirsek... Vatandaş nefes alacak, geçim sıkıntısını atlatacak mı? Ne gezer! Enflasyon tümüyle geride kalsa bile hayat artık öylesine pahalı hale geldi ki, bu olumsuz tabloyu tersine çevirmek çok ama çok zor.”
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 06.06.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder