Sayılı günler çabuk geçiyor. 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için artık geri sayım başladı. 2017 Referandumunda kabul edilen anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanı olma şartları Anayasanın 101. maddesinde düzenlenmiştir. Bu şartlar şunlardır: 40 yaşını doldurmuş olmak, yükseköğrenim mezunu olmak, milletvekili seçilebilme yeterliliğine sahip bir Türk vatandaşı olmak. Bir kişi, en az yirmi milletvekili ile oluşan siyasi parti grupları, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı tek başına ya da birlikte hesaplandığında yüzde beşi geçen siyasi partiler veya yüz bin seçmen tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilir. Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır ve bir kişi en fazla iki kez seçilebilir. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde meclisin seçimleri yenilemesine karar vermesi halinde cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Milletvekillerin
adaylık sürecine gelince, onları da ön seçim yapılmadığı takdirde partilerin
genel merkezleri tayin ediyor. Bundan önceki bazı seçimlerde sadece CHP, sınırlı
sayıdaki bazı iller için ön seçime başvurmuştu. Bu seçimler için CHP’sinin ve
diğer partilerin nasıl bir yöntem izleyeceklerini Yüksek Seçim Kurulu seçim
sürecini başlatınca göreceğiz. Seçim öncesi aday adaylarının Ankara ziyaretleri
dikkat çekici bir şekilde arttı. Siyasi partiler halka, “biz kimi listelere koyarsak,
onları seçeceksiniz”, diyor. Cumhuriyetin 100. yılında halkımız, kendi
temsilcisini, kendi adayını saptayamaz mı? 1946 yılında, çok partili sisteme
geçtiğimizden beri yaklaşık 77 yıldır, Türk seçmeni, kendini idare edecek
milletvekillerini seçebilecek olgunluğa erişmedi mi? İnişli, çıkışlı da olsa
demokrasi yolunda epey yol kat ettik. Siyasi partiler yasası değiştirilerek 1980
yılından önce olduğu gibi tüm partiler ön seçim yapmalıdır.
Partilerde
önseçim yapmak kolay değildir. Aday olmak için binlerce üyeyi ikna etmek
gerekir. Ancak böyle seçilen milletvekili, kendine oy verenlerin, yani seçmenin
dertlerini dinler ve çözüm yolu arar. Aksi takdirde genel merkezden atandığında
öncelikle genel merkezi dikkate alır. Genel merkez de kendilerine yakın
kimselerin milletvekili olmasını ister. Sonuç olarak genel merkezden icazet
alan, ön seçimsiz seçilen, her daim lidere sadık vekiller demokrasiyi
güçlendiremez. Günümüzde bazı ilkeleri yerli yerine oturtmakta zorlanıyoruz.
Kavramlar birbirine girdi. Kim demokrat, kim anti-demokrat? Karıştı gitti.
Herkes bir başkasında doğrultu tutarlılığı arar durumda. Koltukta otururken,
demokratik davranmayan bazı siyasetçilerin, koltukları altından gidince birden
birlik, beraberlik için parti içi demokrasiyi hatırlamaları da hazin bir
çelişki oluşturuyor. Toplumda, ailede, derneklerde, sivil toplum örgütlerinde, siyasi
partilerde demokrasinin tam anlamıyla, tüm kurallarıyla uygulanmasıdır, asıl
olan. Cumhuriyeti kuran ve ülkemizde demokrasiyi kökleştirmeyi amaçlayan
CHP’sinin parti içi demokrasi konusunda da diğer partilere örnek olması
gerekir.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 15.01.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder