28 Nisan 2023 Cuma

VATANDAŞIN PSİKOLOJİSİ VE YAŞAM HAKKI

 



       Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik gibi ekonomik zorlukların yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu etkilediği bir gerçek. Son aylarda yaşadığımız felaketler de bunların üzerine geldi. 6 Şubat Pazarcık ve Elbistan odaklı depremlerde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Ardından gelen sel felaketlerinde onlarca insan kaybımız oldu. 6 Nisan 2023’te Adana’nın Saimbeyli ilçesinde heyelan sonucu kopan kayanın otomobilin üzerine düşmesi sonucu dört kadın öğretmenimiz hayatını kaybetti. Gazetelerin üçüncü sayfalarında gördüğümüz şiddet ve cinayet olayları da her geçen gün artıyor. 2023 yılının Ocak ayının son haftasında unutamadığım birkaç olay oldu. Bu olaylardan sağduyulu, vicdan sahibi hiçbir insanın etkilenmemesi düşünülemez. Bu cinayet haberlerinden derin üzüntü duyuyoruz.

      Birinci olayda, 85 yaşındaki bir emekli asker, 84 yaşındaki eşini sonra da başka şehirde oturan bir oğlunu öldürdü, diğerini de ağır yaraladı. Sonra o da öldü. İkinci olay, eşinden ayrı yaşayan bir baba önce 3 çocuğunun sonra da kendisinin hayatına son verdi. Başka bir olayda, bir polis annesini, iki ağabeyini ve yengesini öldürdü. Bu üç olayda aile içinde gerçekleşiyor. Bir baba nasıl eşine ve evlatlarına ya da bir evlat nasıl anne ve kardeşlerine kıyabilir? Bu cinayetleri işleyenler normal kafa yapısına sahip kişiler mi? Öfke, intikam ya da mal hırsı bunlara sebep olabilir mi? Sebebi ne olursa olsun hiç kimsenin bir başkasının hayatına son verme hakkı yoktur. Herkesin yaşam hakkı kutsaldır. Yaşam hakkı doğuştan gelen bir haktır. Devletin, gerekli önlemleri alarak yaşam hakkını koruması gerekir. Gidenler geri gelmez ama devlet bu cinayetleri işleyenleri diğerlerine ders olacak şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmalıdır. Affın da mümkün olmaması gerekir.

      Aile içi cinayetler, kadın cinayetleri, trafikte işlenen cinayetler, terör olayları, toplumda arttıkça insanların moral ve motivasyonu düşüyor. Hayatın zorlukları da bunlara eklenince vatandaşın psikolojisi bozuluyor. CHP Adana milletvekili Burhanettin Bulut, Türkiye’de 2012 yılında 37 milyon 280 bin 936 kutu olan antidepresan kullanımının yaklaşık yüzde 66 oranında artarak 2022 yılında 61 milyon 870 bin 998 kutuya çıktığını belirtti. Bu durum iyiye delalet değil. Toplumun sağlıklı olması için bireylerin sağlıklı olması lazım. Toplumun sağlığından, huzurundan, refahından, düzeninden ve güvenliğinden de iktidar sorumludur. İktidar yetkilileri, bunu TBMM’de gerekli yasaları çıkararak, ekonomik gelişmeyi, adaleti, liyakati, asayişi sağlayarak yapar.

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                 28.04.2023


18 Nisan 2023 Salı

KIRMIZI ELDİVENLER

 


KIRMIZI ELDİVENLER


      Kahramanımız Hugo, Letonya’nın başkenti Riga’nın kenar mahallelerinden birinde doğmuştu. Riga, Baltık Denizi’ne şehrin ortasından geçen Daugava Nehri ile açılır. Önemli bir kültür, siyaset, eğitim, finans, ticaret ve endüstri merkezidir. Hugo, okul sıralarında iken gökkuşağında gördüğü renklerden kırmızıya aşıktı. En sevdiği çocuk şarkısı da kırmızı ile ilgili olandı. Şarkının sözlerini ezberlemişti; "Bana bir renk söyle, bir renk söyle./ Birlikte düşünelim, neler var bu renkte?/ Bana renk söyle, bir renk söyle./ Hepsini öğrenelim, seninle birlikte./ Kırmızı olsun mu bugünün rengi?/ Söyle bakalım, bildiğin kırmızı şeyleri./ Kiraz kırmızı, çilek kırmızı./ En parlak renklerden birisi kırmızı./ Şimdi sen söyle bu balonlardan, acaba hangisi kırmızı?" Hugo’nun tek bir amacı vardı. İyi bir boksör olmak. Küçük yaşlardan beri bu amacına varmak için çalışıyordu. Çocukluğunda ormanda yaptığı antrenmanlara artık spor okulunda devam ediyordu. Kırmızı boks eldivenleri onun uğuruydu. Onlarsız ringe katiyen çıkmıyor, hatta antrenmanlarda bile onları ellerine geçiriyordu. Bu, ona çocukluğunda koştuğu kırlardaki gelincikleri hatırlatıyordu. Kırmızı boks eldivenlerini giyince kendisinde ayrı bir güç hissediyordu.

      Sinek sıklette başladığı boks hayatında şimdi yarı orta sıklette maçlar yapıyordu. Bu haftaki rakibi Amerikalı bir boksördü. Kazanan dünya şampiyonu olacaktı. Maç günü gelmişti. Salon hıncahınç doluydu. İki boksör kozlarını paylaşacak, kazanan dünya yarı ağır sıklet boks şampiyonu olacaktı. Ringe çıktılar. Her iki boksörün taraftarları tezahürat yapıyor, kendi boksörünü çılgınca alkışlıyordu. Teknik adamlar son taktiklerini veriyordu. Artık asrın maçı başlayacak, şampiyon belirlenecekti. Ve maç başladı. İlk önce Kırmızı eldivenli boksörümüz müdafaadaydı. Açık vermemeye çalışıyordu. Amerikalı boksör hücum ediyor ama bir türlü istediği vuruşu yapamıyordu. Hakem tarafından kollanıyor gibiydi. Boks otoriterleri de Amerikalının kazanacağından kuşku duymuyor, bunu da açıkça belirtiyorlardı. Ancak kırmızı eldivenli boksör de bu maça uzun süredir hazırlanıyor ve şampiyon olmak istiyordu.

      Son raunda kadar başa baş bir mücadele vardı. Son raundun başında kırmızı eldivenli boksör üstünlüğü ele almış, ardı ardına yumruklarını rakibinin yüzüne indiriyordu. Rakibi köşeye sıkışmış bir türlü karşılık veremiyordu. Aparkatların arkasından gelen kroşe ile Amerikalı boksör nakavt oldu. Hugo bu galibiyetle dünya şampiyonu olmuş, hayallerini gerçekleştirmişti. Her zamanki gibi disiplinli çalışan, hayallerinin peşinden giden kazanmıştı. Bu hikayedeki gibi tüm yurttaşlarımızın hayallerinin, özlemlerinin gerçek olmasını dilerim. 


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                  18.04.2023


10 Nisan 2023 Pazartesi

MİLLETVEKİLİ LİSTESİ

 


UZUNKÖPRÜ HÜR GAZETE



        16 Mart 2023 tarihinde yayınlanan “Kime Göre Neye Göre”, adlı yazımda ön seçimlerle ilgili şöyle yazmıştım; “ön seçim olmadan oluşturulacak listeler ne kadar özenle seçilirse seçilsin "niye o, ben değilim", diye itirazlar olacaktır. Birlik olunması gereken seçim döneminde küskünlüklere şahit olacağız. Bu seçmeyi üyeler yapsaydı, bu itirazlar en aza inerdi.” 9 Nisan 2023 Pazar günü YSK’na verilen milletvekili listelerinden sonra Edirne’de Cumhuriyet Halk Partisi içinden ve dışından itiraz sesleri yükseldi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde milletvekili olmak için müracaat eden 28 aday adayı vardı. Bu aday adaylarından 4 isim genel merkezden sıralanarak açıklandı. Kriter neydi? Kime göre, neye göre sıralandı? Diğer aday adayları neden elendi? Bunları hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Çünkü elimizde bunlara ilişkin bilgiler yok. Merkez yoklaması her zaman böyle sürprizlere açıktır. CHP'de hak edenin aday olması için demokratik bir ön seçim sürecinin olması gerekirdi. Ama çoktan beridir bu olmuyor. Yine de gün, aday adayı olanların küsmesi yerine katkı vermesi günüdür. Cumhuriyet Halk Partililer için önemli olan, kimin milletvekili olmasından ziyade Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerini birinci turda kazanması ve CHP'sinin Millet İttifakı ile birlikte iktidar olmasıdır. Buna inanan herkesin bu bilinçle davranması gerekir.

                                 ÖN SEÇİM VEYA EĞİLİM YOKLAMASI

      Memleket Partisinin genel başkanı Muharrem İnce, parti içinde yapılan ön seçim sonucunda oy birliğiyle partisinin cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyledi. Ancak o tarihlerde henüz resmi olarak seçim takvimi başlamamıştı. Dolayısıyla o bir ön seçim değil, eğilim yoklamasıydı. Siyasi partiler de 14 Mayıs 2023 seçimleri için milletvekili listelerini 9 Nisan 2023 tarihinde YSK’na verdiler. Kimi partiler bu listelerin hazırlanması sırasında örgütlerin nabzını tutmak için eğilim yoklaması yaptılar. O tercihler listelere ne kadar yansıdı? Bilmiyoruz. Eğilim yoklaması veya temayül yoklaması denen yöntem tabanın istekleri için bir ipucu verse de asla resmi bir ön seçimin yerini tutmaz. Çünkü son karar genel merkezlerindir. Resmi ön seçim yargıç nezaretinde partinin delegelerinin veya kayıtlı üyelerinin oy vermesiyle olur. Çıkan sonuç kesindir ve genel merkez tarafından değiştirilemez.  Partilerin lider ve genel merkez hakimiyetinden kurtulması için seçimlerden sonra siyasi partiler yasası değiştirilerek ön seçim şartının getirilmesi partilerin demokratikleşmesi için çok önemlidir. Partiler demokratikleşmeden, ülkemiz                                                 demokratikleşemez.     

                                            SİYASETÇİLERİN AKILLISI

       Bir siyasetçinin başına gelebilecek en kötü durum; millet ile inatlaşması ve ülkenin sanatçılarıyla ters düşmesidir. Asıl olan millettir. Sanatçılar da toplumun öncüleridir. Siyasetçiler silinir giderler ama millet ve gerçek sanatçılar kalır. Gerçek sanatçılar yüz yıllar sonra bile unutulmazlar. Akıllı bir siyasetçi milletle inatlaşmaz. Sanatçılara değer verir. Milletin istikbali yerine partisinin ve kendisinin siyasi ikbalini düşünen siyasetçinin notunu millet ve tarih verecektir. Bu not da geçerli bir not olmayacaktır.                                        

                                       MUHALEFET YAPMANIN ZAMANI

        Muhalefet olmadan demokrasi olmaz. İktidar her yerde vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Çok bilinen bu sözleri unutmamak gerekir. Ancak şöyle bir durum tespiti daha yapabiliriz. Muhalefet körü körüne her konuda ve her şartta yapılabilir mi? Örneğin hayati bir seçime giderken parti genel başkanına ve yönetimine karşı? Bunu durup, düşünmek gerekir. Öncelik vatansa gerisi teferruattır. Yurtseverlik bir ülkenin çıkarını her şeyin üzerinde tutmaktır. O yüzden muhalefet etmenin de zamanı vardır. Her şartta körü körüne muhalefet yapılmaz.                          


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                                 10.04.2023

 


3 Nisan 2023 Pazartesi

KADER SEÇİMLERİ

 






         Türkiye’nin kader seçimleri diyebileceğimiz 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. Bu seçimler diğer seçimlerden farklı. Adeta ülkemizin kaderini tayin edecek. Ya Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam edeceğiz, ya da muhalefetin istediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz. Tüm partiler seçimlere var güçleriyle hazırlanıyorlar. Milletvekili aday adayları başvurularını yaptılar. Partiler listelerini 9 Nisan 2023 tarihinde YSK’na verecekler. Ön seçim olmadığı için tüm aday adayları faaliyetlerini el yordamıyla yapıp, genel merkezler tarafından tercih edilmeyi bekliyorlar. Bazı partiler örgütlerin nabzını tutmaya çalışsalar da bunlar, resmi ön seçimin sağladığı sonuçları vermeyeceği için listeler sonunda parti içi rahatsızlıkların olması kaçınılmazdır.

       Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekili seçimlerine toplam 35 siyasi parti katılıyor. Bu partilerin bir kısmı ittifaklar oluşturdu. İttifaklar şöyle; CUMHUR İTTİFAKI: Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi, (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Yeniden Refah Partisi (YRP). Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) ittifaka dışarıdan destek veriyor. Cumhur İttifakının cumhurbaşkanı adayı: AK Parti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

MİLLET İTTİFAKI: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi (GP), Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP). Millet İttifakını dışarıdan destekleyecek partiler: Türkiye Değişim Partisi (TDP), Liberal Demokrat Parti (LDP), Doğru Parti. Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı: CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI: (Halkların Demokratik Partisi (HDP) , Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSP). HDP seçimlere Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ile katılma kararı aldı. İttifak Partileri çeşitli açıklamalarında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılçdaroğlu’nu İşaret ettiler.

ATA İTTİFAKI: Zafer Partisi (ZP), Adalet Partisi (AP), Ülkem Partisi, Türkiye İttifak Partisi).  Ata İttifakının cumhurbaşkanı adayı: Sinan Oğan.

SOSYALİST GÜÇ BİRLİĞİ İTTİFAKI: Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Devrim Hareketi (DH), Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP). Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluna destek veriyorlar.

        Memleket Partisi’nin (MP) cumhurbaşkanı adayı ise yüz bin imza toplayarak aday olan partinin genel başkanı Muharrem İnce. Partisi tarafından destekleniyor. İddialı olduğunu söylüyor. Geçen günlerde, beklediği teklifi alamamanın verdiği hayal kırıklığı ile kendisini ziyarete gelen Kılıçdaroğlu’na hitaben onu, “hoş geldin, güle güle”, diye uğurlaması çok tartışıldı. Türk örf ve adetlerinde böyle bir karşılama ve uğurlama yoktu. Kendisini 4 dönem milletvekili, 2 dönem grup başkanvekili ve 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı yapan Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanına bu sözlerin hiç söylenmemesi gerekirdi. Siyasette vefa olmasa da en azından nezaket olmalıydı. Muharrem İnce, “hoş geldin, güle güle” diyerek, “Adam kazandı”, sözünden başka siyasi literatüre yeni bir deyim daha kazandırmış oldu. Siyasette; en sert cümlelerin bile belli bir üslup içinde söylenmesi, kızgınlık, kin ve öfkeye yer olmaması gerekir. Halkımızın büyük çoğunluğu siyasette gerginlik istemiyor. Biz Türk Milleti olarak hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşamak zorundayız. Bunu da önce bizi idare eden özellikle belli bir yere seçimle gelen siyasi yöneticilerimiz gerçekleştirecektir.

Son söz: “Balta sapını kesmez derler ya yalandır. Bütün ağaçları kesen baltanın sapı da ağaçtandır.” Yaşar Kemal’in İNCE MEMET adlı eserinden (4.cilt-sayfa 87)

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                           03.04.2023