Ülkemizde, siyasi partilerin genel başkanlarını kendileri istemedikçe değiştirmek neredeyse mümkün değildir. Siyasi tarihimizde 1972’de yapılan CHP kurultayında İsmet İnönü’nün aday olmayarak koltuğunu Bülent Ecevit’e bırakması bir istisnadır. Ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşı İsmet İnönü bu davranışıyla herkese demokrasi dersi vermiş, CHP'nin yolunu açmıştır. CHP1973 ve 1977 genel seçimlerinde büyük başarı elde etmiştir. Bunun dışında 1995 yılında SHP genel başkanı Erdal İnönü, yerini kendi isteğiyle Murat Karayalçın’a bırakmış, 2000 yılında da CHP’de Deniz Baykal bıraktığı genel başkanlığı yapılan kurultayda Altan Öymen’den geri almıştır. Demokrasinin tam uygulandığı Avrupa Ülkelerinde yıllarca süren parti başkanlığı pek görülmez. Başarılı olamayan gider, yerine yenisi gelir. Son bir yılda İngiltere‘de iktidarda olan Muhafazakar Parti 3 genel başkan ve başbakan değiştirdi. Kıyamet de kopmadı. Bizde niye nöbet değişimi olmuyor, taze kan gelmiyor? Çok geniş olan genel başkanlık yetkileri ve olanakları yüzünden, olabilir mi?
Son seçimlerden sonra Cumhuriyet
Halk Partisi'nde genel başkan dışındaki MYK üyeleri istifa etti. Adeta
başarısızlığın faturası istifa ettirilen 12 MYK üyesine çıkarıldı. CHP tüzüğüne
göre onları o göreve getiren genel başkandı. Görevden de alabilirdi. Yeni MYK
üyelerini de genel başkan atadı. Bunu da genel başkan, “toplum yenilenme
istiyordu, biz de yaptık”, diye açıkladı. Onun dışında bir özeleştiri duymadık.
Kendisinin hataları var mıydı? Bundan sonra neler yapılabilir? Onların
yanıtlarını kısa zamanda yapılacak kongrelerde bulabilecek miyiz? Yoksa 13
yıldaki her seçimden sonra olduğu gibi süreç zamana yayılarak, başarısızlık unutturulmaya
mı çalışılacak? Koltuklardan kalkıp, değişimin yolu açılmıyor. Değişim sadece
kişilerden de ibaret değildir. Zihniyet ve parti içi işleyiş de buna dahildir.
Şimdiye kadar olan yöntemlerin partinin büyümesi için yeterli olmadığı
anlaşılmıştır.
Kuruluşu Cumhuriyetten önce olan Cumhuriyet
Halk Partisi neden oylarını arttıramıyor? Son seçimlerde aldığı oy dört küçük
parti ile birlikte yüzde 25,37’dir. Bu başarı mıdır? Aynı şeyleri yaparak
farklı sonuç elde edilemeyeceğini anlamak, çok mu güçtür? Bu işin temelinde
partinin demokratik bir şekilde yönetilmeyişi geliyor. Bu yüzden örgütler
toplumun kılcal damarlarına kadar giremiyor. Parti halka hatta kendi üyesine bile
güven vermiyor. Ön seçim yapmazsanız, genel merkezden neye göre hazırlandığı
belli olmayan listelere seçmenin oy vermesini isterseniz, oy alamazsınız. CHP
genel başkanı Deniz Baykal 2004-2005 yıllarında “kavgalı eve kız vermezler”,
diyerek demokratik usullere ve ön seçimlere son vermişti. Benzer sözleri 2010’da
genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’da “kavgalı partili istemiyorum, kavga edeni
partiden atarım”, diye ifade etti. Bunun sonucunda yapılmayan il-ilçe danışma
kurulu toplantıları, tek adaylı kongreler, kongrelerde söz verilmeyen
delegeler, yapılmayan ön seçimler oldu. Şu anda CHP’de sistem şöyle çalışıyor;
Genel Merkez ve Genel Başkan tüm seçimle gelinen yerleri yani milletvekili ve
belediye başkanlık adaylıklarını kendileri belirliyor. Seçilenler de Genel
Merkezin ve Genel Başkanın devamını sağlıyorlar. Yani,” al gülüm, ver gülüm.”
Tüzüğe göre partinin asıl sahibi üyeler olarak gözükse de karar
mekanizmalarında ne yazık ki yoktur.
orhankalyoncu.blokspot.com.tr 07.06.2023