7 Haziran 2023 Çarşamba

LİDER DEĞİŞİMİ

 





       Ülkemizde, siyasi partilerin genel başkanlarını kendileri istemedikçe değiştirmek neredeyse mümkün değildir. Siyasi tarihimizde 1972’de yapılan CHP kurultayında İsmet İnönü’nün aday olmayarak koltuğunu Bülent Ecevit’e bırakması bir istisnadır. Ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşı İsmet İnönü bu davranışıyla herkese demokrasi dersi vermiş, CHP'nin yolunu açmıştır. CHP1973 ve 1977 genel seçimlerinde büyük başarı elde etmiştir. Bunun dışında 1995 yılında SHP genel başkanı Erdal İnönü, yerini kendi isteğiyle Murat Karayalçın’a bırakmış, 2000 yılında da CHP’de Deniz Baykal bıraktığı genel başkanlığı yapılan kurultayda Altan Öymen’den geri almıştır. Demokrasinin tam uygulandığı Avrupa Ülkelerinde yıllarca süren parti başkanlığı pek görülmez. Başarılı olamayan gider, yerine yenisi gelir. Son bir yılda İngiltere‘de iktidarda olan Muhafazakar Parti 3 genel başkan ve başbakan değiştirdi. Kıyamet de kopmadı. Bizde niye nöbet değişimi olmuyor, taze kan gelmiyor?  Çok geniş olan genel başkanlık yetkileri ve olanakları yüzünden, olabilir mi?

       Son seçimlerden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nde genel başkan dışındaki MYK üyeleri istifa etti. Adeta başarısızlığın faturası istifa ettirilen 12 MYK üyesine çıkarıldı. CHP tüzüğüne göre onları o göreve getiren genel başkandı. Görevden de alabilirdi. Yeni MYK üyelerini de genel başkan atadı. Bunu da genel başkan, “toplum yenilenme istiyordu, biz de yaptık”, diye açıkladı. Onun dışında bir özeleştiri duymadık. Kendisinin hataları var mıydı? Bundan sonra neler yapılabilir? Onların yanıtlarını kısa zamanda yapılacak kongrelerde bulabilecek miyiz? Yoksa 13 yıldaki her seçimden sonra olduğu gibi süreç zamana yayılarak, başarısızlık unutturulmaya mı çalışılacak? Koltuklardan kalkıp, değişimin yolu açılmıyor. Değişim sadece kişilerden de ibaret değildir. Zihniyet ve parti içi işleyiş de buna dahildir. Şimdiye kadar olan yöntemlerin partinin büyümesi için yeterli olmadığı anlaşılmıştır.

      Kuruluşu Cumhuriyetten önce olan Cumhuriyet Halk Partisi neden oylarını arttıramıyor? Son seçimlerde aldığı oy dört küçük parti ile birlikte yüzde 25,37’dir. Bu başarı mıdır? Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç elde edilemeyeceğini anlamak, çok mu güçtür? Bu işin temelinde partinin demokratik bir şekilde yönetilmeyişi geliyor. Bu yüzden örgütler toplumun kılcal damarlarına kadar giremiyor. Parti halka hatta kendi üyesine bile güven vermiyor. Ön seçim yapmazsanız, genel merkezden neye göre hazırlandığı belli olmayan listelere seçmenin oy vermesini isterseniz, oy alamazsınız. CHP genel başkanı Deniz Baykal 2004-2005 yıllarında “kavgalı eve kız vermezler”, diyerek demokratik usullere ve ön seçimlere son vermişti. Benzer sözleri 2010’da genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’da “kavgalı partili istemiyorum, kavga edeni partiden atarım”, diye ifade etti. Bunun sonucunda yapılmayan il-ilçe danışma kurulu toplantıları, tek adaylı kongreler, kongrelerde söz verilmeyen delegeler, yapılmayan ön seçimler oldu. Şu anda CHP’de sistem şöyle çalışıyor; Genel Merkez ve Genel Başkan tüm seçimle gelinen yerleri yani milletvekili ve belediye başkanlık adaylıklarını kendileri belirliyor. Seçilenler de Genel Merkezin ve Genel Başkanın devamını sağlıyorlar. Yani,” al gülüm, ver gülüm.” Tüzüğe göre partinin asıl sahibi üyeler olarak gözükse de karar mekanizmalarında ne yazık ki yoktur.

 

orhankalyoncu.blokspot.com.tr                                 07.06.2023

         

     

                                      


5 Haziran 2023 Pazartesi

BEYAZ ELDİVENLİ İNSAN

 



                                                    

             Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşunun 2. yüzyılına girerken tarihi bir öneme sahip 14 Mayıs 2023 seçimlerini geride bıraktık. Bu seçimlerin önemi, uygulanan sistemden ileri gelmektedir. Seçmenlerin yarıdan biraz fazlası "Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam", dedi. Muhalefetin istediği Parlamenter Sistem başka bahara kaldı. TBMM’nin 103. yılında demokrasi yolunda yürümeye devam ediyoruz. Ancak demokrasinin içselleştirilmesi o kadar kolay olmuyor. Bu konuda ülke olarak alacağımız daha çok yol var. 1961 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamında siyasi partilerde, demokrasinin kuralları bugünkünden daha iyi işliyordu. 1961-1980 yılları arasında 5 dönem Adalet Partisi milletvekilliği, TBMM Grup Başkanvekilliği, Çalışma, Sanayi, Milli Eğitim Bakanlıkları yapan ve siyasette 62 yılını geride bırakan 95 yaşındaki Ali Naili Erdem, 1 Mayıs 2023 tarihli Sözcü Gazetesinde Saygı Öztürk ile yaptığı söyleşide liderlere, genç siyasetçilere ve Türk Milletine çok önemli şeyler söylüyor. Adeta demokrasinin alfabesini anlatıyor.

          Diyor ki, “ Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu değişmediği sürece Türkiye’nin etkili bir parlamento içerisinde var olması mümkün değil. Seçim kanunu yanlış. Bu kanunu 12 Eylül 1980 ihtilalini yapanlar düzenledi. Bireyin yani genel başkanın takdirine bırakılan bir seçim sistemi ülkeye sağlıklı bir parlamento getirmez.  Ben 5 defa parlamentoya gelmiş bir arkadaşınızım. Halkın önüne çıktım, kahvede nutuk attım, dağ demedim, tepe demedim dolaştım ve öyle Meclise geldim. Hakim nezaretinde ön seçimle aday olduk. Seçim sistemi oydu. Sağlıklı bir demokrasinin olduğu yerde seçim kanunu, anayasadan önemlidir. Bunun tekrar altını çiziyorum. Çünkü seçim kanunu bir sonuç veriyor, bir şey ortaya koyuyor. Anayasa ise bir kurallar manzumesidir. Sonuç vermiyor, bir pratiği yok. O nedenle seçim kanunu dünyanın her yerinde, gelişmiş ülkelerde, demokrasiyi kabul etmiş ülkelerde çok önemlidir.”

         Lider odaklı Seçim Kanunu nedeniyle pırıl pırıl bazı isimlerin aday olamadığını anlatan Erdem, " Ama ayıplı ve suçlu olan bir yığın insan aday olarak seçime giriyor. Bu demokrasimiz için, meclisimiz için çok büyük ayıp." Ali Naili Erdem açıklamasını şöyle sürdürüyor; "İsmet İnönü, parlamenterler için Beyaz Eldivenli İnsan diyordu. Bu yüksek çatının altında görev alacak insan, beyaz eldivenli insandır. Bu insan bildiğiniz gibi her yönüyle ahlakı temiz olan insandır. Biz bunu parlamentoda benim de içinde bulunduğum dönemlerde yaşadık. Pırıl pırıl insanlar. Ama şimdi bakıyorum, ayıplı, suçlu bir yığın insan aday. Türkiye’nin felaketine işbirliği yapmış olanlar da aday adayı olmuş, listeye alınmış. Bununla parlamentoyu düzlüğe çıkaramazsınız. Ayıplı insanlarla parlamentonun huzur bulması mümkün değil.”

         Çok sayıda CHP üyesinin de içinde bulunduğu demokrasiye inanmış yurttaşlarımızın vurgu yaptığı gibi gerçek demokrasinin Türkiye’de uygulanması için önce Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarının değiştirilerek parti içi demokrasinin sağlanması gerekir.

1980 İhtilalinin demokrasiye getirdiği dar gömleği çıkarmak gerekir.

Siyasi partilerdeki lider egemenliğinin sona erdirilmesi gerekir.

Ön seçimlerin yapılması gerekir.

 Kongrelerde çarşaf liste (çoktan seçmeli) yönteminin uygulanması gerekir.

 İl ve ilçe örgütlerinin yerel yöneticilerin baskısı ve tahakkümünden kurtarılması gerekir.        

 

 orhankalyoncu.blogspot.com.tr                        05.06.2023

 

        

 

               



2 Haziran 2023 Cuma

DEĞİŞİM ŞART

 


CHP Edirne İl Merkezi
                                               

 

         14 Mayıs 2023 seçimlerinin kesinleşen sonuçlarına göre Cumhur İttifakı 323 (AKP 268, MHP 50, YRP 5), Millet İttifakı 212 (CHP 169, İYİP 43), Emek ve Özgürlük İttifakı 65 (Yeşil Sol Gelecek Partisi 61, TİP 4) milletvekili elde etti. Seçime AKP listelerinden giren HÜDA PAR 3, DSP 1 milletvekili çıkarırken, CHP listelerinden giren DEVA P. 15, GELECEK P. 10, SAADET P. 10, DEMOKRAT P.3, İYİP.1, DEĞİŞİM P.1 milletvekili çıkardı. 28 Mayısta 2. turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde de oyların yüzde 52.18’ini alan mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığını 3. defa kazandı. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyları yüzde 47.82’de kaldı. Bu sonuçlar; 2017’deki referandumda kabul edilen anayasaya göre uygulamaya konan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam edileceğini gösteriyor.

       Yönetimde istikrar olması için getirilen seçim sisteminin kurulan ittifaklar nedeniyle orantısız sonuç verdiğini görüyoruz. Koalisyonlar dönemine son verilmek istenirken yüzde elli artı bir nedeniyle mecburi ittifaklar kuruluyor. Büyük bir partinin listelerinde yer alan binde 3 ya da yüzde 1-2 oy kapasiteli bir parti, gücünün çok üzerinde milletvekili çıkarabiliyor. Halkın vermediği bir güce sahip olabiliyor. Seçmen oyunu A partisine verirken B partisi milletvekili çıkarıyor. Dolayısıyla seçmenin iradesi sonuçlara tam yansımıyor. Bu seçim sisteminin yarattığı bir başka haksızlıkta baraj konusunda. Parti olarak ittifak çatısı altında iseniz yüzde 1’de alsanız, yüzde 7 barajı sizi etkilemiyor. Milletvekili çıkarabiliyorsunuz. Diğer taraftan ittifak içinde değilseniz yüzde 6 bile alsanız yüzde 7’yi geçemediğiniz için milletvekili çıkaramıyorsunuz. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum. Burada yapılması gereken; seçim barajını kaldırmak ya da yüzde 2-3 gibi bir orana indirip, ittifaklara son vermektir.

      Ülkemizi 20 yılı aşkın bir süredir yöneten AKP, seçmenden bir 5 yıl daha ülkeyi yönetmek için yetki aldı. Muhalefet partilerinin çoğunu oluşturan Millet İttifakı ise beklediğini bulamadı. Şimdi özeleştiri yapacaklar mı? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edecekler mi? Özellikle bu ittifakın lokomotif partisi Cumhuriyet Halk Partisi, biz nerede yanlış yaptık, demeyecek mi? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve bu süreçteki performansı genel olarak başarılı bulundu. Ancak strateji konusunda aynı şeyi söylemek zor. Mesela; dört küçük partiyi listelerine almaları ve çok sayıda kontenjan vermeleri. Mesela; anketlere bakarak kazandık havasına girilmesi. Mesela; Millet İttifakını oluşturan beş siyasi parti liderinin cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yapılarak TBMM dışında kalması. Mesela; oy kullanan TC vatandaşı yapılan yabancıların ve seçmen kütüklerinin takibi. Mesela; örgütlerin yeteri kadar çalışmaması.

     Cumhuriyet Halk Partisi, artık özüne yani Altıok ilkelerine dönmeli, parti ideolojisiyle büyüme yolunu tutmalı ve değişim sürecini başlatmalıdır. Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği gibi doldurma kadrolarla da başarı elde edilemez. CHP daha önce aldığı yüzde 25 oyu, bu seçimde dört küçük partiyle alabilmiştir. Bu da başarı değildir. Türkiye’ye demokrasi getirme iddiasındaki CHP, önce parti içinde demokrasiyi uygulamalı, tüm adaylıklar için ön seçim yapmalıdır. Kongrelerde de ayrışmayı getiren blok liste yerine çarşaf liste uygulanmalıdır.             

 orhankalyoncu.blogspot.com.tr                              02.06.2023