21 Mart 2023 Salı

İNCE HESAP

 

                                                               


      

       


       Türkiye,14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine odaklandı. Geri sayım başladı. Tüm siyasi partiler, milletvekilliği aday adaylığı için başvuruları kabul ediyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de mecliste grubu bulunan partiler adaylarını ilan etti. Cumhur İttifakının adayı AK Parti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakının adayı CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. 100 bin seçmenin imzasıyla cumhurbaşkanlığına aday olmak da mümkün. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce de imza topluyor. Muharrem İnce hırslı, mücadeleci bir politikacı. “Başaracağım, kazanacağım”, diyor. 20 Mart 2023 tarihli demeci de şöyle; “kimse pes edeceğimi zannetmesin. Biz bu kampanyayı 30’un üzerinde bir oyla tamamlayacağız. Seçim 2. tura kalacak. İkinci turda da yüzde 60’ın üzerinde bir oyla cumhurbaşkanı seçileceğim. Bunu da herkes görecek.” Siyasette iddialı olmak iyidir. Motivasyonu arttırır. Tabii ayakları yere basmak şartıyla. Bu ince hesap tutar mı? Daha doğrusu evdeki hesap, çarşıya uyar mı? Onu seçimlerin sonunda göreceğiz.

        Ülkemiz çok partili sisteme geçtiği 1946’dan beri birçok parti ve siyasetçi gördü. 77 yıldır uygulamaya çalıştığımız demokrasi yolunda bu siyasetçilerin kimi Türk siyasi tarihine altın harflerle geçti, kimi de silindi gitti. İnce hangisi olacak? 1964 yılında Yalova’nın Elmalık köyünde doğan İnce, Yalova Endüstri Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Fizik-Kimya öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Çeşitli liselerde ve dershanelerde öğretmenlik yaptı. 1983’te Sosyal Demokrasi Partisi’nden (SODEP) siyasete atıldı. Türk halkı onu 2002 genel seçimlerinde CHP’den 22. dönem Yalova milletvekili seçildiğinde tanıdı. Sonra 23, 24, 25 ve 26. dönem Yalova milletvekili olarak devam etti. İki dönem grup başkanvekilliği görevini yaptı. 2018’de CHP, onu cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. Partisinden 5-6 puan fazla (% 30,67) oy aldı. 24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce'yi destekleyen ve oy veren seçmenler, seçimin sona erdiği akşam “Adam kazandı”, deyip, kendisine uzun süre ulaşılamamasını halen unutamıyor. CHP’den ayrılmadan önce son bir hamle daha yaptı. Kendisini cumhurbaşkanı adayı gösteren “Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına asla genel başkan adayı olarak çıkmam”, dediği halde seçimlerin hemen ardından arkadaşları tarafından CHP’de olağanüstü kurultay için imza toplandı. Ancak imzalar eksik kaldı. 2021’de Memleket Partisini kurdu.  

         Tüm siyasi kariyerini Cumhuriyet Halk Partisine borçlu olan İnce ilk defa seçimlerde CHP'sine ve onun cumhurbaşkanı adayına karşı rakip oluyor. Kuşkusuz cumhurbaşkanı olma şartları taşıyan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının cumhurbaşkanı adayı olma hakkı vardır. Demokrasinin gereğidir bu. İnce de iddiasını sürdürüyor. Bütün bunlara en iyi yanıtı yine millet verecektir. Millet kendi yolunu bulacak, herkes seçimlerde dersini alacaktır. Türk Milletinin ferasetine güvenmek gerekir.

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr               22.03.2023

 

                          

 

 



15 Mart 2023 Çarşamba

KİME GÖRE, NEYE GÖRE





14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri





      Ülkemiz büyük bir deprem felaketi yaşadı. Etkileri halen sürüyor. Bir tarafta ekonomik sıkıntılar, diğer tarafta depremin getirdiği zorluklar. Bu şartlar altında hayati bir seçime gidiyoruz. 14 Mayıs 2023 Pazar günü cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçmek için oy kullanacağız. Ülkemizi 5 yıl yönetecek kişileri seçerken tabii ki azami dikkati göstereceğiz. Cumhurbaşkanlığı için iki büyük ittifakın adayları belli oldu. Millet İttifakının adayı CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakının adayı AKParti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Seçmenlerden yüz bin imza toplayarak aday olacak başka adlar da çıkacaktır. Memleket Partisi genel başkanı Muharrem İnce ve Ata İttifakının adayı Sinan Oğan gibi. Yüzde elli artı bir almak için kıyasıya bir yarış olacaktır. Şimdiden iki büyük ittifakın başka partilerden güç alma arayışı başladı.

      Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte milletvekili seçimleri de çok önemli. Meclisten yasaları geçirmek ve anayasa değişikliği yapabilmek için partilerin çıkaracağı milletvekili sayıları belirleyici olacaktır. 600 milletvekilimiz olduğuna göre salt çoğunluk için 301, anayasa değişikliği için 360 ve 400 milletvekili gerekir. İttifakların bu sayıları alabilmek için çalışacaklarını biliyoruz.

Milletvekili olma şartları taşıyan her Türk vatandaşı aday adayı olabilir. Ancak aday olabilmek için siyasi partilerin genel merkezlerinin karar vermesi gerekir. Bu seçimlerde de ön seçim kanalı kapalı. Yani halk kendi milletvekilini seçemeyecek, önüne konulan listelere oy verecek. Şimdi aklımıza şöyle sorular geliyor. Partiler; adayları kime göre, neye göre belirleyecek? Kriterleri nedir? Bilgi, birikim, deneyim, liyakat mı yoksa sadakat, biat, zenginlik, yakınlık mı ağırlık taşıyacak? Ön seçim olmadan oluşturulacak listeler ne kadar özenle seçilirse seçilsin "niye o, ben değilim". diye itirazlar olacaktır. Birlik olunması gereken seçim döneminde küskünlüklere şahit olacağız. Bu seçmeyi üyeler yapsaydı, bu itirazlar en aza inerdi. Kaldı ki bu yolla seçilen vekiller bir daha ki seçimleri de düşünerek öncelikle genel merkez ile iyi geçinmeye çalışacaklardır. Sonuç olarak parti içi demokrasinin uygulanması yine başka bahara kaldı.

     

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                   15.03.2023


7 Mart 2023 Salı

13. CUMHURBAŞKANI

 



13.Cumhurbaşkanı Adayı KEMAL KILIÇDAROĞLU



          Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, 2 Mart 2023 pazartesi günü yaptıkları toplantı sonunda cumhurbaşkanı adayı konusunda uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardı. Ancak İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener bir gün sonra sert bir konuşma yaparak masadan kalktı. Türkiye’nin kader seçimlerine sayılı günler kalmışken Millet İttifakında ortalık karıştı. Parlamenter Sisteme geçmek ve demokrasiyi geliştirmek amacıyla bir araya gelen altı siyasi parti, anayasa taslağını, ortak politikalar mutabakat metnini hazırlamışlardı. Bu olay, beklenmedik bir olaydı. İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Masadan kalkmasının görünen nedeni; Akşener’in, diğer beş partinin cumhurbaşkanı adayı olarak göstermek istedikleri CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı çıkarak, bunun yerine CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adlarını önermesi idi.   

        “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir”, sözü bir kez daha doğrulandı. 6 Mart 2023 Pazartesi günü beşli toplanacağı beklenen Millet İttifakı bulunan bir formülle tekrar altılı olarak toplandı. Formül CHP’li İstanbul ve Ankara büyükşehir Belediye Başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olma formülü idi. Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakının adayı oldu. Seçim kazanıldığı takdirde, Millet İttifakında yer alan diğer beş partinin lideri ve  Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş (ileriki zamanlarda) Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklar. 12 maddelik yol haritası da açıklandı. Bazı önemli maddeleri şöyle; Parlamenter Sisteme (milletvekili sayılarına göre) en kısa sürede geçilecek. Bu sistem 5 yıllık görev süreleri bittikten sonra yürürlüğe girecek. Sistem değişikliği olduktan sonra cumhurbaşkanının parti üyeliği sona erecek. Millet İttifakı içinde yer alan siyasi parti liderlerinden birinin cumhurbaşkanı adayı olması isabetli olmuştur. Sistem değişene kadar partisini de idare etmek durumundadır. Çünkü cumhurbaşkanı sembolik değildir, tüm icraatin başıdır.

       Birinci turda seçimin kazanılması için sadece ittifak partilerinin oyu yetmez. Diğer partilerin de oyunu almak gereklidir. Birleştirici bir isim olarak Kılıçdaroğlu bunu yapabilir. Kılıçdaroğlu, 2010 yılında genel başkan olduğundan beri geçen 12 yılda adım adım CHP içindeki liderliğini pekiştirdi. 2017’de Adalet Yürüyüşünü gerçekleştirdi. 2018’deki milletvekili seçimlerinde İYİ Partiye grup kurması için15 milletvekili vererek seçimlere girmesinin yolunu açtı. Millet İttifakının kurulmasına öncülük etti. 2019’da yerel seçimlerde 11 büyükşehir belediye başkanlığını, Millet İttifakı’nın desteğiyle, partisine kazandırdı. Devlet ve siyaset deneyimi Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adaylığına getirdi. Her dört seçmenden birinin oyunu alan ülkemizin ikinci büyük partisinin genel başkanı neden Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olmasın?

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                             07.03.2023

 

 

        

 


26 Şubat 2023 Pazar

FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR

    



          Futbol, hemen hemen tüm dünyada sevilerek oynanan ve seyredilen bir takım oyunudur. Oyun, sahada on bir futbolcu ile oynanır ama arkasında dev bir ekip bulunur. Milyonlarca taraftar ve izleyici de stadyum ve televizyonda maçları takip eder. Futbol, başlı başına bir ekonomik faaliyettir. Seyircinin ödediği bilet parası, yayın hakları, forma satışları, reklam gelirleri ve diğer gelirlerden oluşan büyük bir ekonomik hareket söz konusudur. Ancak öyle olduğu halde ülkemizdeki birçok kulüp borç içindedir. Özellikle büyük takımların yöneticileri ve taraftarları takımlarının kısa vadede başarı elde etmelerini istedikleri için büyük transferlere yöneliyor, bu yüzden güçlerinin üzerinde borçlanıyorlar. Bunun önlenmesi, kulüplerin altyapıya daha fazla önem vermesi ile mümkündür. Ama öyle olmuyor. Bir an önce başarı elde etmek, şampiyonluğu kazanmak veya ligde ilk sıralarda yer almak; Avrupa Kupalarına katılmak ve dolasıyla gelir elde etmek için gereklidir. Ülkemizde, bu kısır döngü böyle devam eder, gider. Sonuç olarak takımı başarısız olan kulüp yöneticileri de öncelikle hakemleri suçlarlar. Genellikle kendi yanlışlarını ört bas etme ve hakemler üzerinde baskı kurma çabasıdır bu.

      Ünlü bir söz vardır, “Futbol, Asla Sadece Futbol Değildir”, diye. Bu söz İngiliz yazar Simon Kuper’in 1994 yılında yazdığı bir kitabın adıdır. Kuşkusuz, bundan çok daha fazlasıdır. Futbol kulüplerinin ekonomik yönünün dışında bununla birlikte sosyolojik ve ideolojik yönleri de vardır. Takım, bir kent takımı ise kent halkı tarafından desteklenir. Her takımın koyu taraftarları, fanatikleri bulunur. Bazen taraftarların arasında holiganları da görürüz. Olayların, kavgaların yaşandığı olur. İdeolojik olarak da takımın yöneticilerinin veya taraftarlarının bir eğilimi olabilir. Stadyumlarda yapılan tezahüratlardan bunu anlayabiliyoruz. Bazı takımların iktidarlar tarafından desteklendiği de öne sürülür. Milyonların ilgilendiği bir spor dalına siyasetin ilgi duymaması mümkün müdür? Bir zamanlar ülkemizde, emirle Türkiye Kupası Şampiyonu olan bir ikinci lig takımının sonradan konan bir kuralla birinci lige çıkarıldığını, biliyoruz.         

      Siyasetin, futbolla ilgilenmesi kadar ikisinin arasında benzerlikler de vardır. Mesela; kendi kalesine gol atmak gibi. Takım çok iyi oynuyordur ama bir futbolcunun ters bir vuruşuyla top kendi kalelerine girip, gol olabilir. Takım, bu vuruşla sahadan mağlup ayrılabilir. Futbol sonuç oyunudur. Önemli olan kazanmaktır. Tabii hata yapmadan ya da en az hata yaparak ve centilmence oynayarak. Siyasette de böyledir. Sözü son zamanlarda Millet İttifakı içindeki cumhurbaşkanlığı adaylık sürecine getirmek istiyorum. Bir oyuncu (bir siyasetçi diye anlayabilirsiniz), sahaya çıkacak kendi futbolcusuna (adaya) güvensizlik belirtiyorsa, seyirci (halk) sahaya çıkacak o futbolcuya (o adaya) nasıl güvenecektir? Seyirci (seçmen), “bunlar kendi adamlarına güvenmiyorlar”, demez mi? Bu, kendi kalesine gol atmak değil midir?

 

orhankalyoncu.blogspot.com tr         27.02.2023

 


21 Şubat 2023 Salı

ASRIN AFETİ

 

                          

 

                                                              Hatay- Şubat 2023

                                                     

         6 Şubat 2023 tarihinde olan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin etkilerini halen yaşıyoruz. Ülkemizin bu yıkıcı afetin etkilerinden kurtulması uzun yıllar alacaktır. Deprem uzmanlarının belirttiğine göre bu iki deprem, asrın afeti diyebileceğimiz karada gerçekleşen dünyanın en büyük depremlerindendi. 11-12 şiddetinde idi. Yıkıcılığı da o nispette oldu. Depremin 16. gününde binlerce can kaybı ve yaralı var. Artçılar devam ediyor. Binlerce ev yıkıldı ya da hasar gördü. Anlaşılan o ki, bu deprem konusunda uyarılarda bulunan yer bilimcilere pek kulak verilmemiş.

        Bölge, Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edildi. Depremden etkilenen 10 il (Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye) ile daha önce deprem geçirmiş Elazığ (11. il olarak) afet bölgesine alındı. Afet bölgesi; deprem, toprak kayması, çığ, sel, yangın, kaya düşmesi, su baskını gibi yüksek hasara neden olan afetlerde bölgede “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi”, ilan edilmesine denir. Afet bölgesi ilan edildiğinde, afetten etkilenen yurttaşlar, ücretsiz sağlık hizmeti, nakdi yardım, geçici barınma, borçların ve elektrik, doğal gaz faturalarının ertelenmesi, psikolojik destek, öğrencilerin nakli, konut yapımı gibi konularda çeşitli haklara sahip olur.   

        Deprem, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir. İnsanların hayatları sona eriyor, ocakları sönüyor, evleri yıkılıyor. Yaralı ya da sağ kurtulanların hayatları hiçbir zaman eskisi gibi olmuyor. Yaşamı pamuk ipliğine bağlı olarak saatlerce enkaz altında kurtulmayı bekleyenlerin geçirdiği travma kolay geçer mi? “Kader”, deyip geçilebilecek bir olay mı? Deprem ülkeleri olan Japonya ve Amerika aldığı tedbirlerle depremin zararlarını en aza indirdiği halde biz neden yeteri kadar tedbir alamıyoruz? Her zaman ki gibi kaderci anlayışa sahip olduğumuzdan olabilir mi?

         Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaklaşan seçimlere yönelik vatandaşlara çağrıda bulundu. Görür, “Senin, çoluk çocuğunun, torunlarının ve neslinin bu topraklarda ilelebet yaşamasını istiyorsan partizanlığı bırak ve sana deprem konusunda ciddi vaatlerde bulunan, plan ve programı olan ve yaşam hakkını her şeyin üzerinde tutan partiye oy ver... Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle…17 Ağustos Kocaeli depremlerinden sonra o günleri milletçe milat olarak ilan etmiştik. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak demiştik. Hani ne oldu miladımız? Eğer bu seferde gereğini yapmazsak sorumluluk ve vebalden kurtulamayız. Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle...” Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür deprem konusunda uzman olmanın yanında aydın olmanın sorumluluğuyla depremden önce yaptığı gibi depremden sonra da halkımızı uyarıyor.

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                     21.02.2023

 

 

        

 

 


12 Şubat 2023 Pazar

DEPREM FELAKETİ

 


Kahramanmaraş



                                                  

        Ülkemiz bir deprem ülkesi. Bu acı gerçek ile bir kez daha yüz yüze geldik. 6 Şubat 2023 günü sabaha karşı saat 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi odaklı 7,7 (bazı deprem uzmanlarına göre 7,8-7,9) ve aynı gün saat 13.24’te Elbistan odaklı 7,6 büyüklüğünde iki deprem oldu. Depremden etkilenen Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Adana, Diyarbakır, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimizde 3 ay süre ile olağanüstü hal ilan edildi. Bölgedeki okullar 1 Mart 2023 tarihine kadar tatil edildi. Depremden sonra arama ve kurtarma çalışmalarının başlatıldığını ancak her yere ulaşılamadığını ve depremden kurtulan yurttaşlarımızın göçük altında kalan yakınlarının kurtarılması için canhıraş yardım haykırışlarını gördük. Binlerle ifade edilebilecek kayıplarımız ve yaralılar var. İnsanlar evsiz kaldı. Depremden kurtulan yurttaşlarımızın geçirdiği travma uzun yıllar sürecektir.

      Deprem olunca yapılması gereken ilk iş enkaz altında kalan insanların bir an önce sağ olarak çıkarılmasıdır. Bunun için arama ve kurtarma çalışmalarının hemen başlaması çok önemlidir. Ülkemizdeki bu konuda yetkili kuruluş, İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’dır (AFAD). Bu kuruluşla beraber Sağlık Bakanlığına bağlı her türlü afette sağlık hizmeti veren gönüllü kuruluş olan Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) ve insani yardım kuruluşumuz TÜRK KIZILAY DERNEĞİ de harekete geçti. Asker, polis, jandarma, köy korucusu, maden ocağı işçisi ve yüzlerce yerli ve yabancı gönüllü kuruluş canla başla kurtarma çalışmalarına katılıyor ve depremzedelere yardım ediyorlar. Ülke çapında yardım seferberliği başlatıldı. Çeşitli ülkelerden de yardım geliyor. Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden birisini yaşıyoruz. 

      İki büyük depremin arka arkaya gelmesinin çok nadir görülen bir olay olduğunu söylüyor, deprem uzmanları. Aynı zamanda uzmanlar o bölge için çoktan beri alarm veriyordu, tıpkı 1999’den beri Kuzey Marmara Fay Hattı için yaptıkları uyarı gibi. Deprem geldikten sonra yapılabilecek şeyler, kurtarma ve yardım ile sınırlıdır. Önemli olan depremden önce tedbirlerin alınmasıdır. Bunun başında da konutların sağlam yapılması gelir. Yurttaşların sağlam konutlarda oturmasını sağlamak devletin görevidir. O yüzden şehirlerin planlanmasını ve imar işlerini ehil ellere teslim etmek ve bu konudaki denetimlerin de çok sıkı olması gerekir. Deprem ülkeleri olan Amerika ve Japonya bunu yaptı. Biz de yapabiliriz. Son 100 yılın ülkemizdeki en büyük ikinci (bazı uzmanlara göre en büyük) deprem felaketini yaşayan milletimize büyük geçmiş olsun. Milletimizin bir daha böyle felaketlerle karşılaşmamasını dilerim.

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                    13.02.2023

 


5 Şubat 2023 Pazar

RESİMDEKİ GÖZYAŞLARI

 





Barış Manço (2 Ocak 1943-1 Şubat 1999)
Cem Karaca (5 Nisan 1945-8 Şubat 2004)

                                   

        Şubat ayı hüzünlü aylardan biridir. Türk Rock Müziğinin unutulmaz sanatçılarından Barış Manço, 1 Şubat 1999’da 56 yaşında, Cem Karaca, 8 Şubat 2004’te 59 yaşında iken aramızdan ayrıldı. Her iki sanatçımız da yaşadıkları devre damgalarını vurmuşlardır. Kendilerini saygıyla anıyorum. Şarkıları halen dillerdedir. Bunlardan biri de, Cem Karaca’nın “Resimdeki Gözyaşları”, şarkısıdır. Bu şarkı, ilk defa 1968 yılında Cem Karaca tarafından yorumlandığında kendisine Apaşlar eşlik etmiştir. Şarkının sözleri Apaşlar grubunun kurucusu ve gitaristi Mehmet Soyarslan'a aittir.

        Türk Rock Müziği klasikleri arasına giren bu şarkı güncelliğinden ve güzelliğinden bir şey kaybetmeden yeni nesiller tarafından da beğeniyle dinlenmeye devam ediyor. Müziği kadar şarkı sözleri de dinleyenleri etkiliyor. Ayrılıkların sonrasında bir özlemi dile getiriyor. Şimdi günümüzde o aşklar var mı? Yoksa her şey gibi aşklar da, çabuk mu tüketiliyor? İşte o şarkının sözleri:

Bir gün belki hayattanGeçmişteki günlerdenBir teselli ararsınBak o zaman resmimeGör akan o yaşları
Benden sana son kalanBir küçük resim şimdiCevap veremez amaAğlar yalnızlığına
Ve işte arda kalanBir avuç anı şimdiKoyup da bir başınaBırakıp gittin beni
Bir gün belki hayattanGeçmişteki günlerdenBir teselli arasınBak o zaman resmime
Sen yalnız değilsinBiliyorum nerdesinBu üzerdi beniYaşasaydın ve görseydin
Bir gün belki hayattanGeçmişteki günlerdenBir teselli arasınBak o zaman resmimeGör akan o yaşları

       Sadece aşk konusunda dökülmüyor gözyaşları. Savaşlarda ölen, yoksul ülkelerden kaçarken yollarda ölen insanlar için de dökülüyor. Terör saldırılarında, trafik kazalarında, salgın hastalıklarında ölenler için de dökülüyor. 21. asrın ilk çeyreğinde dünyamız çeşitli sorunlarla baş başa. Her ülke. kendi yurttaşlarının refahını, geleceğini düşünüyor.  Dünyamız, dünün dünyası değil. Sade, basit yaşamıyoruz. Son model arabalar, konforlu evler, teknolojik ürünler baş döndürücü bir hızla hayatımıza girdi. Bir kısım insanlar onları elde etmeye uğraşırken, bir kısmı da ekmek bulmaya uğraşıyor. Bazıları için de iktidarda olmak çok büyük önem taşıyor. Yönetmek, diğerlerinden farklı olduğunu herkese göstermek bu kişiler için vazgeçilmez bir amaç oluyor. Bu hırs, insanoğlunun doğası gereği mi, yoksa bir kibrin sonucu mu? Ne olursa olsun, insanlığa faydalı olmak, bu dünyada hoş bir seda bırakmaktır, asıl olan.

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr       05.02.2022