3 Nisan 2023 Pazartesi

KADER SEÇİMLERİ

 






         Türkiye’nin kader seçimleri diyebileceğimiz 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. Bu seçimler diğer seçimlerden farklı. Adeta ülkemizin kaderini tayin edecek. Ya Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam edeceğiz, ya da muhalefetin istediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz. Tüm partiler seçimlere var güçleriyle hazırlanıyorlar. Milletvekili aday adayları başvurularını yaptılar. Partiler listelerini 9 Nisan 2023 tarihinde YSK’na verecekler. Ön seçim olmadığı için tüm aday adayları faaliyetlerini el yordamıyla yapıp, genel merkezler tarafından tercih edilmeyi bekliyorlar. Bazı partiler örgütlerin nabzını tutmaya çalışsalar da bunlar, resmi ön seçimin sağladığı sonuçları vermeyeceği için listeler sonunda parti içi rahatsızlıkların olması kaçınılmazdır.

       Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekili seçimlerine toplam 35 siyasi parti katılıyor. Bu partilerin bir kısmı ittifaklar oluşturdu. İttifaklar şöyle; CUMHUR İTTİFAKI: Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi, (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Yeniden Refah Partisi (YRP). Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) ittifaka dışarıdan destek veriyor. Cumhur İttifakının cumhurbaşkanı adayı: AK Parti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

MİLLET İTTİFAKI: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi (GP), Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP). Millet İttifakını dışarıdan destekleyecek partiler: Türkiye Değişim Partisi (TDP), Liberal Demokrat Parti (LDP), Doğru Parti. Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı: CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI: (Halkların Demokratik Partisi (HDP) , Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSP). HDP seçimlere Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ile katılma kararı aldı. İttifak Partileri çeşitli açıklamalarında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılçdaroğlu’nu İşaret ettiler.

ATA İTTİFAKI: Zafer Partisi (ZP), Adalet Partisi (AP), Ülkem Partisi, Türkiye İttifak Partisi).  Ata İttifakının cumhurbaşkanı adayı: Sinan Oğan.

SOSYALİST GÜÇ BİRLİĞİ İTTİFAKI: Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Devrim Hareketi (DH), Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP). Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluna destek veriyorlar.

        Memleket Partisi’nin (MP) cumhurbaşkanı adayı ise yüz bin imza toplayarak aday olan partinin genel başkanı Muharrem İnce. Partisi tarafından destekleniyor. İddialı olduğunu söylüyor. Geçen günlerde, beklediği teklifi alamamanın verdiği hayal kırıklığı ile kendisini ziyarete gelen Kılıçdaroğlu’na hitaben onu, “hoş geldin, güle güle”, diye uğurlaması çok tartışıldı. Türk örf ve adetlerinde böyle bir karşılama ve uğurlama yoktu. Kendisini 4 dönem milletvekili, 2 dönem grup başkanvekili ve 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı yapan Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanına bu sözlerin hiç söylenmemesi gerekirdi. Siyasette vefa olmasa da en azından nezaket olmalıydı. Muharrem İnce, “hoş geldin, güle güle” diyerek, “Adam kazandı”, sözünden başka siyasi literatüre yeni bir deyim daha kazandırmış oldu. Siyasette; en sert cümlelerin bile belli bir üslup içinde söylenmesi, kızgınlık, kin ve öfkeye yer olmaması gerekir. Halkımızın büyük çoğunluğu siyasette gerginlik istemiyor. Biz Türk Milleti olarak hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşamak zorundayız. Bunu da önce bizi idare eden özellikle belli bir yere seçimle gelen siyasi yöneticilerimiz gerçekleştirecektir.

Son söz: “Balta sapını kesmez derler ya yalandır. Bütün ağaçları kesen baltanın sapı da ağaçtandır.” Yaşar Kemal’in İNCE MEMET adlı eserinden (4.cilt-sayfa 87)

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                           03.04.2023

 

 

      

 

 


27 Mart 2023 Pazartesi

2023 CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINA DAİR BAZI DURUMLAR

 

                    


        


         Mecliste grubu olmayan cumhurbaşkanı aday adaylarının, aday olmak için 22-27 Mart tarihleri arasında 100 bin imza toplaması gerekiyordu. Memleket Partisi genel başkanı Muharrem İnce de cumhurbaşkanı adayı olmak için imza kampanyası başlattı. Muharrem İnce’nin 4. günün başında topladığı imza sayısı: 80 bin 633 idi. 25 Mart akşamı imza sayısı tamamlandı ve kendisi cumhurbaşkanlığı seçimi için 3. aday oldu. Buraya kadarki süreç, normal işlemesi gereken süreçti. Ancak ondan sonra Muharrem İnce şöyle bir demeç verdi; “biz isteseydik bu imzaları birinci gün tamamlardık. Ancak o zaman AK Parti yardım etti diyeceklerdi. O yüzden her şey planladığımız gibi gitti. Sadece bir saat geciktik.” Madem her şey planlıydı ve imzalar hazırdı. O halde her gün imza için vatandaşlara yapılan çağrılar neydi? Onlar da mı planlıydı?

        25 Mart 2023 cumartesi günü atılan tweet şöyle: “Genel Başkanımız Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı adaylığı için imza süreci devam ediyor. 27 Mart'a kadar sabah 08.00 akşam 20.00 saatleri arasında (Cumartesi, Pazar günleri dahil) tüm yurttaşlarımızı bağlı bulundukları ilçe seçim kurullarına giderek imza vermeye davet ediyoruz.” Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, birinci turda yüzde 30 alarak ikinci tura kalacağını söyleyen bir aday, yüz bin imzayı bile ancak 4 günde tamamlayabiliyorsa, yüzde 60 oyla seçimi kazanacağını nasıl söyleyebilir? Bir otobüs, bir telefonla mı? Siyasette hayal kurmak, “ya çıkarsa”, diye hareket etmek doğru bir hareket mi? İzleyip, göreceğiz.

       Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza toplayan bir başka siyasetçi de Yeniden Refah Partisi genel başkanı Fatih Erbakan’dı. Cumhur İttifakına katılması için yapılan teklife ilkinde “20 senedir yapılan icraat ortada. 20 senenin günahına son dakika ortak olmak uygun değil”, diyerek teklife olumlu yaklaşmamış, imza toplamaya devam etmişti. Ancak daha sonra Cumhur İttifakına dahil oldu.        

       Siyaset, halka hizmet aracıdır ve çok fazla çelişkiyi kaldırmaz. Her ne kadar ülkemiz siyaset dünyasında, “dün dündür, bugün bugündür”, denilerek çelişkilere kılıf bulunsa da bu çelişkiler, halkın hafızasında yer tutar. Yeri geldiğinde siyasetçinin karşısına çıkar. Siyasetçilerin doğrultu tutarlılığı, demokrasimizin kalitesi için çok önemlidir. Gerçeğe aykırı söylemde bulunmanın, halkı yanıltmanın veya bir gün önce söylediğinin tam zıddını yapmanın bir yaptırımı olsa gerek. Halkın yaptırımı da oy vermeyerek olur.

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                              27.03.2023

 

 



 

21 Mart 2023 Salı

İNCE HESAP

 

                                                               


      

       


       Türkiye,14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine odaklandı. Geri sayım başladı. Tüm siyasi partiler, milletvekilliği aday adaylığı için başvuruları kabul ediyor. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de mecliste grubu bulunan partiler adaylarını ilan etti. Cumhur İttifakının adayı AK Parti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakının adayı CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. 100 bin seçmenin imzasıyla cumhurbaşkanlığına aday olmak da mümkün. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce de imza topluyor. Muharrem İnce hırslı, mücadeleci bir politikacı. “Başaracağım, kazanacağım”, diyor. 20 Mart 2023 tarihli demeci de şöyle; “kimse pes edeceğimi zannetmesin. Biz bu kampanyayı 30’un üzerinde bir oyla tamamlayacağız. Seçim 2. tura kalacak. İkinci turda da yüzde 60’ın üzerinde bir oyla cumhurbaşkanı seçileceğim. Bunu da herkes görecek.” Siyasette iddialı olmak iyidir. Motivasyonu arttırır. Tabii ayakları yere basmak şartıyla. Bu ince hesap tutar mı? Daha doğrusu evdeki hesap, çarşıya uyar mı? Onu seçimlerin sonunda göreceğiz.

        Ülkemiz çok partili sisteme geçtiği 1946’dan beri birçok parti ve siyasetçi gördü. 77 yıldır uygulamaya çalıştığımız demokrasi yolunda bu siyasetçilerin kimi Türk siyasi tarihine altın harflerle geçti, kimi de silindi gitti. İnce hangisi olacak? 1964 yılında Yalova’nın Elmalık köyünde doğan İnce, Yalova Endüstri Meslek Lisesi’ni bitirdikten sonra Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Fizik-Kimya öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Çeşitli liselerde ve dershanelerde öğretmenlik yaptı. 1983’te Sosyal Demokrasi Partisi’nden (SODEP) siyasete atıldı. Türk halkı onu 2002 genel seçimlerinde CHP’den 22. dönem Yalova milletvekili seçildiğinde tanıdı. Sonra 23, 24, 25 ve 26. dönem Yalova milletvekili olarak devam etti. İki dönem grup başkanvekilliği görevini yaptı. 2018’de CHP, onu cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. Partisinden 5-6 puan fazla (% 30,67) oy aldı. 24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce'yi destekleyen ve oy veren seçmenler, seçimin sona erdiği akşam “Adam kazandı”, deyip, kendisine uzun süre ulaşılamamasını halen unutamıyor. CHP’den ayrılmadan önce son bir hamle daha yaptı. Kendisini cumhurbaşkanı adayı gösteren “Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına asla genel başkan adayı olarak çıkmam”, dediği halde seçimlerin hemen ardından arkadaşları tarafından CHP’de olağanüstü kurultay için imza toplandı. Ancak imzalar eksik kaldı. 2021’de Memleket Partisini kurdu.  

         Tüm siyasi kariyerini Cumhuriyet Halk Partisine borçlu olan İnce ilk defa seçimlerde CHP'sine ve onun cumhurbaşkanı adayına karşı rakip oluyor. Kuşkusuz cumhurbaşkanı olma şartları taşıyan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının cumhurbaşkanı adayı olma hakkı vardır. Demokrasinin gereğidir bu. İnce de iddiasını sürdürüyor. Bütün bunlara en iyi yanıtı yine millet verecektir. Millet kendi yolunu bulacak, herkes seçimlerde dersini alacaktır. Türk Milletinin ferasetine güvenmek gerekir.

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr               22.03.2023

 

                          

 

 



15 Mart 2023 Çarşamba

KİME GÖRE, NEYE GÖRE





14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri





      Ülkemiz büyük bir deprem felaketi yaşadı. Etkileri halen sürüyor. Bir tarafta ekonomik sıkıntılar, diğer tarafta depremin getirdiği zorluklar. Bu şartlar altında hayati bir seçime gidiyoruz. 14 Mayıs 2023 Pazar günü cumhurbaşkanı ve milletvekillerini seçmek için oy kullanacağız. Ülkemizi 5 yıl yönetecek kişileri seçerken tabii ki azami dikkati göstereceğiz. Cumhurbaşkanlığı için iki büyük ittifakın adayları belli oldu. Millet İttifakının adayı CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakının adayı AKParti genel başkanı ve mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Seçmenlerden yüz bin imza toplayarak aday olacak başka adlar da çıkacaktır. Memleket Partisi genel başkanı Muharrem İnce ve Ata İttifakının adayı Sinan Oğan gibi. Yüzde elli artı bir almak için kıyasıya bir yarış olacaktır. Şimdiden iki büyük ittifakın başka partilerden güç alma arayışı başladı.

      Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte milletvekili seçimleri de çok önemli. Meclisten yasaları geçirmek ve anayasa değişikliği yapabilmek için partilerin çıkaracağı milletvekili sayıları belirleyici olacaktır. 600 milletvekilimiz olduğuna göre salt çoğunluk için 301, anayasa değişikliği için 360 ve 400 milletvekili gerekir. İttifakların bu sayıları alabilmek için çalışacaklarını biliyoruz.

Milletvekili olma şartları taşıyan her Türk vatandaşı aday adayı olabilir. Ancak aday olabilmek için siyasi partilerin genel merkezlerinin karar vermesi gerekir. Bu seçimlerde de ön seçim kanalı kapalı. Yani halk kendi milletvekilini seçemeyecek, önüne konulan listelere oy verecek. Şimdi aklımıza şöyle sorular geliyor. Partiler; adayları kime göre, neye göre belirleyecek? Kriterleri nedir? Bilgi, birikim, deneyim, liyakat mı yoksa sadakat, biat, zenginlik, yakınlık mı ağırlık taşıyacak? Ön seçim olmadan oluşturulacak listeler ne kadar özenle seçilirse seçilsin "niye o, ben değilim". diye itirazlar olacaktır. Birlik olunması gereken seçim döneminde küskünlüklere şahit olacağız. Bu seçmeyi üyeler yapsaydı, bu itirazlar en aza inerdi. Kaldı ki bu yolla seçilen vekiller bir daha ki seçimleri de düşünerek öncelikle genel merkez ile iyi geçinmeye çalışacaklardır. Sonuç olarak parti içi demokrasinin uygulanması yine başka bahara kaldı.

     

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                   15.03.2023


7 Mart 2023 Salı

13. CUMHURBAŞKANI

 



13.Cumhurbaşkanı Adayı KEMAL KILIÇDAROĞLU



          Altılı Masayı oluşturan siyasi partiler, 2 Mart 2023 pazartesi günü yaptıkları toplantı sonunda cumhurbaşkanı adayı konusunda uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardı. Ancak İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener bir gün sonra sert bir konuşma yaparak masadan kalktı. Türkiye’nin kader seçimlerine sayılı günler kalmışken Millet İttifakında ortalık karıştı. Parlamenter Sisteme geçmek ve demokrasiyi geliştirmek amacıyla bir araya gelen altı siyasi parti, anayasa taslağını, ortak politikalar mutabakat metnini hazırlamışlardı. Bu olay, beklenmedik bir olaydı. İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Masadan kalkmasının görünen nedeni; Akşener’in, diğer beş partinin cumhurbaşkanı adayı olarak göstermek istedikleri CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı çıkarak, bunun yerine CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adlarını önermesi idi.   

        “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir”, sözü bir kez daha doğrulandı. 6 Mart 2023 Pazartesi günü beşli toplanacağı beklenen Millet İttifakı bulunan bir formülle tekrar altılı olarak toplandı. Formül CHP’li İstanbul ve Ankara büyükşehir Belediye Başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı olma formülü idi. Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakının adayı oldu. Seçim kazanıldığı takdirde, Millet İttifakında yer alan diğer beş partinin lideri ve  Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş (ileriki zamanlarda) Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklar. 12 maddelik yol haritası da açıklandı. Bazı önemli maddeleri şöyle; Parlamenter Sisteme (milletvekili sayılarına göre) en kısa sürede geçilecek. Bu sistem 5 yıllık görev süreleri bittikten sonra yürürlüğe girecek. Sistem değişikliği olduktan sonra cumhurbaşkanının parti üyeliği sona erecek. Millet İttifakı içinde yer alan siyasi parti liderlerinden birinin cumhurbaşkanı adayı olması isabetli olmuştur. Sistem değişene kadar partisini de idare etmek durumundadır. Çünkü cumhurbaşkanı sembolik değildir, tüm icraatin başıdır.

       Birinci turda seçimin kazanılması için sadece ittifak partilerinin oyu yetmez. Diğer partilerin de oyunu almak gereklidir. Birleştirici bir isim olarak Kılıçdaroğlu bunu yapabilir. Kılıçdaroğlu, 2010 yılında genel başkan olduğundan beri geçen 12 yılda adım adım CHP içindeki liderliğini pekiştirdi. 2017’de Adalet Yürüyüşünü gerçekleştirdi. 2018’deki milletvekili seçimlerinde İYİ Partiye grup kurması için15 milletvekili vererek seçimlere girmesinin yolunu açtı. Millet İttifakının kurulmasına öncülük etti. 2019’da yerel seçimlerde 11 büyükşehir belediye başkanlığını, Millet İttifakı’nın desteğiyle, partisine kazandırdı. Devlet ve siyaset deneyimi Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adaylığına getirdi. Her dört seçmenden birinin oyunu alan ülkemizin ikinci büyük partisinin genel başkanı neden Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olmasın?

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                             07.03.2023

 

 

        

 


26 Şubat 2023 Pazar

FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR

    



          Futbol, hemen hemen tüm dünyada sevilerek oynanan ve seyredilen bir takım oyunudur. Oyun, sahada on bir futbolcu ile oynanır ama arkasında dev bir ekip bulunur. Milyonlarca taraftar ve izleyici de stadyum ve televizyonda maçları takip eder. Futbol, başlı başına bir ekonomik faaliyettir. Seyircinin ödediği bilet parası, yayın hakları, forma satışları, reklam gelirleri ve diğer gelirlerden oluşan büyük bir ekonomik hareket söz konusudur. Ancak öyle olduğu halde ülkemizdeki birçok kulüp borç içindedir. Özellikle büyük takımların yöneticileri ve taraftarları takımlarının kısa vadede başarı elde etmelerini istedikleri için büyük transferlere yöneliyor, bu yüzden güçlerinin üzerinde borçlanıyorlar. Bunun önlenmesi, kulüplerin altyapıya daha fazla önem vermesi ile mümkündür. Ama öyle olmuyor. Bir an önce başarı elde etmek, şampiyonluğu kazanmak veya ligde ilk sıralarda yer almak; Avrupa Kupalarına katılmak ve dolasıyla gelir elde etmek için gereklidir. Ülkemizde, bu kısır döngü böyle devam eder, gider. Sonuç olarak takımı başarısız olan kulüp yöneticileri de öncelikle hakemleri suçlarlar. Genellikle kendi yanlışlarını ört bas etme ve hakemler üzerinde baskı kurma çabasıdır bu.

      Ünlü bir söz vardır, “Futbol, Asla Sadece Futbol Değildir”, diye. Bu söz İngiliz yazar Simon Kuper’in 1994 yılında yazdığı bir kitabın adıdır. Kuşkusuz, bundan çok daha fazlasıdır. Futbol kulüplerinin ekonomik yönünün dışında bununla birlikte sosyolojik ve ideolojik yönleri de vardır. Takım, bir kent takımı ise kent halkı tarafından desteklenir. Her takımın koyu taraftarları, fanatikleri bulunur. Bazen taraftarların arasında holiganları da görürüz. Olayların, kavgaların yaşandığı olur. İdeolojik olarak da takımın yöneticilerinin veya taraftarlarının bir eğilimi olabilir. Stadyumlarda yapılan tezahüratlardan bunu anlayabiliyoruz. Bazı takımların iktidarlar tarafından desteklendiği de öne sürülür. Milyonların ilgilendiği bir spor dalına siyasetin ilgi duymaması mümkün müdür? Bir zamanlar ülkemizde, emirle Türkiye Kupası Şampiyonu olan bir ikinci lig takımının sonradan konan bir kuralla birinci lige çıkarıldığını, biliyoruz.         

      Siyasetin, futbolla ilgilenmesi kadar ikisinin arasında benzerlikler de vardır. Mesela; kendi kalesine gol atmak gibi. Takım çok iyi oynuyordur ama bir futbolcunun ters bir vuruşuyla top kendi kalelerine girip, gol olabilir. Takım, bu vuruşla sahadan mağlup ayrılabilir. Futbol sonuç oyunudur. Önemli olan kazanmaktır. Tabii hata yapmadan ya da en az hata yaparak ve centilmence oynayarak. Siyasette de böyledir. Sözü son zamanlarda Millet İttifakı içindeki cumhurbaşkanlığı adaylık sürecine getirmek istiyorum. Bir oyuncu (bir siyasetçi diye anlayabilirsiniz), sahaya çıkacak kendi futbolcusuna (adaya) güvensizlik belirtiyorsa, seyirci (halk) sahaya çıkacak o futbolcuya (o adaya) nasıl güvenecektir? Seyirci (seçmen), “bunlar kendi adamlarına güvenmiyorlar”, demez mi? Bu, kendi kalesine gol atmak değil midir?

 

orhankalyoncu.blogspot.com tr         27.02.2023

 


21 Şubat 2023 Salı

ASRIN AFETİ

 

                          

 

                                                              Hatay- Şubat 2023

                                                     

         6 Şubat 2023 tarihinde olan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin etkilerini halen yaşıyoruz. Ülkemizin bu yıkıcı afetin etkilerinden kurtulması uzun yıllar alacaktır. Deprem uzmanlarının belirttiğine göre bu iki deprem, asrın afeti diyebileceğimiz karada gerçekleşen dünyanın en büyük depremlerindendi. 11-12 şiddetinde idi. Yıkıcılığı da o nispette oldu. Depremin 16. gününde binlerce can kaybı ve yaralı var. Artçılar devam ediyor. Binlerce ev yıkıldı ya da hasar gördü. Anlaşılan o ki, bu deprem konusunda uyarılarda bulunan yer bilimcilere pek kulak verilmemiş.

        Bölge, Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan edildi. Depremden etkilenen 10 il (Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye) ile daha önce deprem geçirmiş Elazığ (11. il olarak) afet bölgesine alındı. Afet bölgesi; deprem, toprak kayması, çığ, sel, yangın, kaya düşmesi, su baskını gibi yüksek hasara neden olan afetlerde bölgede “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi”, ilan edilmesine denir. Afet bölgesi ilan edildiğinde, afetten etkilenen yurttaşlar, ücretsiz sağlık hizmeti, nakdi yardım, geçici barınma, borçların ve elektrik, doğal gaz faturalarının ertelenmesi, psikolojik destek, öğrencilerin nakli, konut yapımı gibi konularda çeşitli haklara sahip olur.   

        Deprem, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biridir. İnsanların hayatları sona eriyor, ocakları sönüyor, evleri yıkılıyor. Yaralı ya da sağ kurtulanların hayatları hiçbir zaman eskisi gibi olmuyor. Yaşamı pamuk ipliğine bağlı olarak saatlerce enkaz altında kurtulmayı bekleyenlerin geçirdiği travma kolay geçer mi? “Kader”, deyip geçilebilecek bir olay mı? Deprem ülkeleri olan Japonya ve Amerika aldığı tedbirlerle depremin zararlarını en aza indirdiği halde biz neden yeteri kadar tedbir alamıyoruz? Her zaman ki gibi kaderci anlayışa sahip olduğumuzdan olabilir mi?

         Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaklaşan seçimlere yönelik vatandaşlara çağrıda bulundu. Görür, “Senin, çoluk çocuğunun, torunlarının ve neslinin bu topraklarda ilelebet yaşamasını istiyorsan partizanlığı bırak ve sana deprem konusunda ciddi vaatlerde bulunan, plan ve programı olan ve yaşam hakkını her şeyin üzerinde tutan partiye oy ver... Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle…17 Ağustos Kocaeli depremlerinden sonra o günleri milletçe milat olarak ilan etmiştik. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak demiştik. Hani ne oldu miladımız? Eğer bu seferde gereğini yapmazsak sorumluluk ve vebalden kurtulamayız. Eğer afetleri gelecekteki canlarımıza ihale etmek istemiyorsanız bu sefer gereğini yapın, sevgiyle...” Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür deprem konusunda uzman olmanın yanında aydın olmanın sorumluluğuyla depremden önce yaptığı gibi depremden sonra da halkımızı uyarıyor.

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                     21.02.2023