14 Haziran 2017 Çarşamba

DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ VE SİYASET

   





           Demokrasi; siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerinin elinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimidir. Ülkemizdeki siyasi tablo bu tanıma ne kadar uyuyor? Halk, siyasi partilerde oy kullanmanın dışında, karar verme ve aday belirlemede ne kadar söz sahibidir? Bu sorulara ne yazık ki olumlu yanıt veremiyoruz. 

         Anayasa ve  siyasi partiler yasasına göre, her yurttaşın istediği partiye üye olma, siyasi faaliyette bulunma ve bir yerlere aday olma hakkı olmasına rağmen bu, genel merkezlerin izin verdiği sınırlar içinde mümkündür. Genel başkan ve genel merkez her şeye yetkilidir. Siyasi partilerin genel başkan ve yönetimlerini de kendileri istemediği takdirde, kongrelerde değiştirmek zordur. Türk siyasi tarihinde bunun istisnası 1972 yılında CHP genel başkanı İsmet İnönü’nün adaylıktan çekilerek Bülent Ecevit'in genel başkan seçildiği kurultaydır. CHP’de seçim yoluyla gerçekleşen bir genel başkan değişimi de 30 Eylül 2000 tarihinde olmuştur. 1999 genel seçimlerinde CHP’sinin seçim barajı altında kaldığı için istifa eden Deniz Baykal 15 ay sonra yapılan 11.olağanüstü kurultayda  Altan Öymen’den koltuğunu geri almıştır. Bunların dışında genel başkanlar koltuklarını her zaman korumayı bilmişlerdir.
        
        CHP’sinde genel başkanı ve 60 üyeli Parti Meclisini kurultay seçer. MYK üyelerini ise 14. Olağanüstü Tüzük ve Program kurultayında kabul edilen tüzüğe göre genel başkan belirler. Genel başkan ve MYK üyeleri genel merkezi oluşturur. Parti tüzüğüne göre, parti politikaları ve adaylıklar hakkında her türlü yetki kendilerindedir. Daha önce ön seçimle delege tarafından belirlenen milletvekillikleri, belediye başkanlıkları, belediye ve il genel meclis üyelikleri, 2004 yılından sonra o zamanki genel başkanın,” kavgalı eve kız vermezler”, diyerek son vermesiyle artık genel merkezce belirlenir oldu.                
       
       Genel Merkezi güçlü kılan bu yapısının yanı sıra bir diğer unsur da kurultay delegelerinin belirlenme biçimidir. Siyasi partiler yasasına göre kurultay delegeleri bir ilden çıkan milletvekili sayısının iki katı olarak tespit edilmiştir. Edirne’nin 3 milletvekili olduğu için kurultay delegesi sayısı 6’dır. CHP, Edirne’de %57 oy almakta ve 2 milletvekili çıkarmakta ama sadece %1,6 oy alıp hiç milletvekili çıkaramadığı Diyarbakır’da 22 kurultay delegesi vardır. Bunun gibi illerden kurultay delegesi sayısı 300 kadardır, doğal delegeleri de eklersek Genel Merkezin 1250 delegeden oluşan kurultayda 626 oyluk yarışta 400 oy önde olduğunu görürüz. Bu şartlarda, CHP, genel başkanını değiştirmek mümkün olabilir mi?

  


(orhankalyoncu.blogspot.com.tr)

Orhan Kalyoncu
14.06.2017   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder