28 Ekim 2017 Cumartesi

DİNOZORLAR

                   
Mencilis Mağarası yolu-SAFRANBOLU
                                       
              

              Araştırmacılar, 160 milyon yıl kadar kara hayatına egemen olmuş dinozorların yaklaşık 66 milyon yıl önce neslinin tükendiğini ortaya koydu. Dinozor, Yunanca'da “korkunç kertenkele” anlamına gelir. Günümüzde dinozorlar kalmasa da, bu sözcüğün bazen yaşlılar için kullanıldığını duyarız. Tabii ki, insanoğlu doğar, büyür ve ölür. Bu doğanın kanunudur. Hiç kimse ölümsüz değildir. Önemli olan insanın yaşarken içinde bulunduğu topluma, diğer insanlara faydalı olmasıdır. Bu ailemizden başlayarak halka şeklinde tüm insanlığı kapsar. Bir aşının bulunması gibi nice buluşlar böyledir.

         Ülkemizde ortalama insan ömrü, kazaya belaya uğramazsa, yaklaşık 75-80 yıldır. Yaşam tecrübesi olan insanlara gereken saygıyı gösterip, onların yaşam tecrübelerinden neden yararlanmayalım? Bunu yaparsak, yaşanan deneyimleri tekrar denemek zorunda kalmayız. Başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri de geçmişteki insanların tecrübelerinden yararlanarak onların düştüğü hataları tekrarlamamaktır. Yaşlı adamın gençlere dediği gibi, “ben gençliğin ne demek olduğunu biliyorum ama sen ihtiyarlığın ne demek olduğunu bilmiyorsun." Gençler, her ülkenin geleceğidir. Onların iyi yetişmesi, eğitimli, kültürlü olması sayesinde toplumlar gelişir. Ancak denenmişi, denememek için tecrübeli insanların rehberliğine her zaman ihtiyaç vardır. Bu dengeyi sağlamak toplumun yararınadır.
              
       
 Ülkemizde de devletin yüksek kadrolarında görev yaptıktan sonra emekli olmuş yaşları ilerlemiş insanlar, Encümen-i Daniş (Büyük Devlet Jürisi) adlı bir düşünce grubu oluşturarak devleti yönetirken edindikleri tecrübeleri iş başındaki devlet adamlarına iletmişlerdir. Aslında bu yöntemi, belediyeler, dernekler, odalar ve partiler gibi diğer kuruluşlar da uygulayabilirler.
            
        Geçmişine sahip çıkmayan toplumlar, geleceğini de kuramazlar. Yaşlı ve tecrübeli insanlar toplumların hafızalarıdır. Eğer onlarla iletişimi kesersek, belleğimizi kaybederiz. Her yıl 18-24 Mart tarihleri arasında  “Yaşlılara Saygı Haftası” kutlanır. Yoksa bu kutlama sadece kağıt üzerinde midir? Son olarak İngiliz yazar Virginia Woolf’un (1882-1941) Kendine Ait Bir Oda adlı eserinde yaşlı insanlar hakkında dile getirdiği bir gerçekliğe kulak verelim, “Yaşlanmanın tek tesellisi, bu işte diye düşündü. Tutkular hep güçlü kalır, fakat insan var oluşuna o eşsiz tadı ekleyen o gücü kazanmıştır. Deneyimlerini! Artık avuçlarındaki yaşamı, ışığın altında yavaşça çevirerek gözden geçirebilmektedir.”  

 

 16/10/2017 

 orhankalyoncu.blogspot.com.tr

                            


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder