Önümüzdeki pazar günü yerel seçim vardı. Belediye başkan adayları, seçim çalışmalarında son
güçlerini harcıyor, kazanmak için her türlü vaadi vermekten çekinmiyorlardı. Onlar
için önemli olan seçim kazanmaktı. O
akşam sıra kasabanın kenar mahallelerinden birine gelmişti. Her zaman ki gibi
belediye başkan adayının etrafında ilçe yöneticileri ve belediye meclisİ adayları vardı. Büyükçe bir kahveye girdiler. Kahve önceden haber verildiği
için adayın afişleri ve parti bayraklarıyla süslenip, donatılmıştı.
Herkesin
eli sıkıldıktan sonra birkaç masa birleştirilerek tam ortaya başkan adayı
gelecek şekilde tüm adaylar oturdu. Çaylar söylendi. Başkan adayı konuşmasına
başladı. Selamlama faslından sonra aday konuşmasına şöyle devam etti. “Kasabamızın güzel insanları, ben başkan seçildiğimde sizin mahallenizin
kanalizasyon meselesini halledeceğim, mezarlık yolunuzu yaptıracağım.” Kahvede
onu dinleyen mahalle sakinlerinden biri araya girerek adayın sözünü kesti. “Selami
abi, Selami abi o işler yapılır. Onlar önemli değil. Sen asıl bize şunu söyle;
biz, belediyeye geldiğimizde seninle hemen görüşebilecek miyiz? Kapılar bize
açık olacak mı? Yoksa kapı, duvar mı olacak? Bizim için önemli olan bu.”
Aday, bu durum
karşısında epey şaşırdı. Çünkü bol keseden atıp, tutarken şimdiye dek hiç böyle
bir taleple karşılaşmamıştı. Yine de “tabii, tabii size kapım her zaman açık
olacak “, diye cevap verdi. Bir süre daha konuştuktan sonra kahveden çıktılar. Adayın
aklına bu konu takılmıştı, her türlü hizmete ihtiyacı olan bir kenar mahallede
vatandaş niye bu konuyu dile getirmişti? Diğer hizmetler daha acil ve gerekli
değil miydi?
Daha sonra
şöyle bir kanıya vardı. Siyasetçiler, seçmenden oylarını alana kadar seçmene
saygı gösteriyorlar, seçildikten sonra, onlardan köşe bucak kaçıyorlardı. Nasılsa
onları lider atıyordu. Seçmene değil lidere bağlı başkan adayları, seçmeni adam
yerine koyar mı? Şimdiye dek başkanlık kapısından dönenler, başkanı görebilmek
için erkenden belediye binasına günlerce gelenler yok muydu? Adam yerine
konulmamak, vatandaşa çok ağır geliyordu. Ondan dolayı bu konu, onlar için
hizmetten daha önemliydi. Başkan
adayı, kendi kendine söz verdi. Seçildiği takdirde hemen başkanlık odasının
kapısını çıkartacak, gelen hiç kimseyi geri çevirmeyecekti.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 22.03.2019