Osmanlı Devleti, fethettiği
topraklardan, özellikle Rumeli ve Balkanlardan, Hıristiyan genç ve yetenekli
çocukları alır, sıkı bir eğitimden geçirerek üstün bir asker ve yönetici sınıfı
oluştururdu. Devşirilen çocuklar eğer güçlü ve dövüşmeye yatkınsa yeniçeri,
devlet işlerine yatkınsa Saraya alınırdı. Bu devşirme sistemi, Osmanlı Devletine
pek çok komutan ve devlet adamı kazandırmıştır.
Tarihin tozlu sayfalarında kaldığını
düşündüğümüz buna benzer bir sistem, günümüzde de bazı spor dallarında geçerliliğini koruyor. Avrupa ülkeleri bazen sömürgelerinden ve fakir
Afrika ülkelerinden gençleri, kendi milliyetine geçirerek devşirmekte, bazen de
büyük paralarla transferler yaparak kendi adlarına oynatmaktadır. Ülkemizde de
atletizm, masa tenisi ve güreş gibi spor dallarında devşirme sistemi
uygulanmakta, futbolda ise büyük paralar karşılığında yabancı futbolcular
transfer edilmektedir. Hedef, başarı çıtasını yükselterek büyük paraların
döndüğü spor dünyasından aslan payını almak, taraftarlarına başarı yaşatmak ve
spor tarihine geçmektir.
Ancak bu devşirilen ya da
transfer edilen sporcularla elde edilen başarılar kalıcı mıdır? 14 Şubat 2019
Perşembe akşamı İstanbul’da oynanan Benfica (Portekiz) maçına Galatasaray 11 yabancı oyuncu ile sahaya çıktı. Bir Türk takımı olduğu için
başarılarıyla övünsek de, düşünmeden edemedim. Nerede 11 Türk oyuncuyla sahaya
çıkan Galatasaray? Nerede yeni Metin Oktay’lar, Turgay Şeren’ler, Candemir
Berkman’lar? Sadece Galatasaray değil, diğer takımlarımız da aynı durumda. Taşıma
suyla değirmen dönmeyeceği çok açıktır. Trabzonspor gibi bazı kulüpler Altınordu Spor Kulübü’nü örnek
alarak özüne dönmeye başlamışlar.
İlgisiz gibi görünse de
politikada da devşirme ve transferler olmuyor mu? Oluyor kuşkusuz. Eskiden
sağdan sola, soldan sağa geçince büyük olay olurdu. 1977 yılında yapılan milletvekili
seçimlerinden sonra Bülent Ecevit liderliğindeki CHP’sinin iktidar olması için 11
milletvekiline ihtiyacı vardı. Güneş Motel olayı diye tarihe geçen bu olayda
Adalet Partisinden seçilen 11 milletvekili transfer edilerek bakan yapıldı.
Daha sonra bu gibi olaylar bireysel bazda sık sık
tekrar edilerek transfer rekoru kıranlar bile oldu. Altı-yedi parti
değiştirenler mi istersiniz? Sağcı-muhafazakar bir partiden yola çıkarak sosyal
demokrat bir partiye geçenler mi? Yoksa
bir zamanlar Komünist Partisi üyesi iken soluğu sağcı bir partide alan mı? Kim
ne derse, desin? Taş yerinde ağırdır. Eskiden bir doğrultu tutarlılığı, bir
görüş ahlakı vardı. Her şey gibi, onların yerinde de artık yeller esiyor.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 05.03.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder