18 Mayıs 2019 Cumartesi

19 MAYISIN 1919'UN 100. YILI








                                                           
                                                                                                                                           
                                              
           Gazi Mustafa Kemal, bundan 100 yıl önce 19 Mayıs 1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile Samsuna çıkarak Kurtuluş Savaşının ilk ateşini yakmıştı. Yunanlılar 15 Mayıs’ta İzmir’i işgale başladığında Mustafa Kemal’de birkaç arkadaşıyla ordu müfettişi olarak Anadolu’ya geçiyordu. Samsunda bir hafta kaldıktan sonra karargahını 80 kilometre içeride Havza’ya taşıdı. Otomobiliyle Havza’ya giderken araba arızalandı. Mustafa Kemal arabadan indi ve iki arkadaşıyla birlikte yaya olarak yola devam etti. Yürürken şu İsveç şarkısını söylemeye başladılar.

       “Dağ başını duman almış,/Gümüş dere durmaz akar,/Güneş ufuktan şimdi                     doğar,/Yürüyelim arkadaşlar!
        Sesimizi yer, gök, su dinlesin./Sert adımlarla her yer inlesin!                                      Bu gök, deniz nerede var?/Nerede bu dağlar, taşlar?/Bu ağaçlar, güzel kuşlar./Yürüyelim arkadaşlar.
        Sesimizi yer, gök, su dinlesin./Sert adımlarla her yer inlesin!
        Dağlar, taşlar, güzel kuşlar,/Ya bu insanlar, insanlar./Güneş ufuktan bir gün                  doğar./Yürüyelim arkadaşlar.
        Sesimizi yer, gök, su dinlesin./Sert adımlarla her yer inlesin!"
            
       Gençlik Marşı olarak okul sıralarında ezberlediğimiz bu marşı o zaman kurtuluşumuzun işaret fişeği gibi Mustafa Kemal ve arkadaşları söylüyordu. 
Mustafa Kemal ve arkadaşları çıktıkları bu yolda büyük zaferler kazandılar. Rus Harbi (1877-78), Balkan Harbi (1912-13) ve 1. Dünya Harbi (1914-18) sonunda harap ve bitkin düşmüş bir devletten modern bir devlet yarattılar. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisini topladılar. 1921 ve 1924 Anayasalarında, “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir”, diye yazdılar. Böylece halkın kendi kendini yönetmesi demek olan demokrasinin temellerini attılar. Hiçbir sınıfa veya zümreye ayrıcalık vermediler.
       Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Kurtuluş Savaşının ardından 29 Ekim 1923 tarihimde Cumhuriyetin ilanından, Atamızın 10 Kasım 1938’de ölümüne kadar geçen 15 yılda pek çok devrime imza attılar. Ülkenin büyük çoğunluğu okuma yazma bilmiyor, eski usullerle çiftçilik yapıyorlardı. Sanayi yok denecek kadar azdı.  Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimler ve atılımlar sayesinde kısa zamanda eğitimde ve sanayide büyük gelişmeler oldu.
                   
         Atatürk’ün ölümünden sonra 1950’ye kadar geçen 12 yılda İsmet İnönü cumhurbaşkanımızdı.  İleriyi gören bir devlet adamı olarak izlediği başarılı dış politikayla ülkemizi 2. Dünya Savaşı dışında tutmayı başardı. 1946’da çok partili hayata geçildi. 1950’de yapılan seçimlerde Demokrat Parti seçimleri kazanarak iktidara geçti. 1946’dan günümüze kadar geçen 73 yılda çok partili demokrasiyi sürdürdük. Türk halkı, askeri darbeler dolayısıyla arada kesintiye uğrasa da demokrasiyi benimsedi.  
                   
        Biz yurttaşlar demokrasiden asla vazgeçmeyiz. Demokrasi bir yaşam tarzıdır. Gelişmiş ülkelerin çoğunun demokrasiyle yönetilmesi bir rastlantı değildir. Demokrasi sayesinde insanlar özgürce yaşayabilir, hakkını, hukukunu arayabilir, düşüncesini ifade edebilir. Edebiyat, resim, tiyatro, sinema gibi birçok sanat dalı ancak özgür ortamlarda yeşerir. Bilimde ilerleme, icat bu atmosferde olur. Yatırımcılar hakkın, hukukun, özgürlüğün, açıklığın, saydamlığın olduğu ülkelerde yatırım yaparlar. Bundan dolayı demokrasi ekmek, su, hava gibi gereklidir.
        
        100 yıl önce Büyük Önderimiz Atatürk’ün açtığı yolda yürüyen Modern Türkiye'mizin sonsuza kadar yaşaması dileğiyle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
               



orhankalyoncu.blogspot.com.tr     19.05.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder