Son zamanlarda, YSK’nun İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlık seçimlerini iptal kararından sonra yayılan, Ekrem İmamoğlu
ile özdeşleşen bir slogan var. “Her şey çok güzel olacak” . Bu cümle, bir
umudu, bir heyecanı, bir beklentiyi kısacası bir özlemi ifade ediyor. Adeta, uzun
zamandır ters giden işlerin düzelmesi için dile getirilen bir dilek gibi. İyimserlik
aşılıyor, umut estiriyor. Keşke, hayatımızda
her şey öyle olsa. Ülke olarak özledik güzellikleri. Bir
yandan hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik diğer taraftan Suriyeli sığınmacılar,
PKK terörü, FETÖ ve dış sorunlar. Bunların düzelmesini beklerken yeni yeni
sorunlarla karşılaşıyoruz.
Seçimler bitti, artık iktidar 4
yıl kesintisiz sorunlara eğilecek derken YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlık seçimini 7’ye 4 oy çokluğuyla iptal etti. Millet İttifakının adayı
olarak seçimlere giren ve 13 bini aşkın oy farkıyla seçimleri kazanan Ekrem
İmamoğlu’nun mazbatası geri alındı. Şimdi, Türkiye 23 Haziran 2019 tarihinde
yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimine odaklandı. En azından
100 milyon TL daha harcanacak. 16 yılda yapılan 15 seçimin ardından bu seçim
16. seçim olacak.
Ülkemizin beşte bir nüfusuna
sahip İstanbul seçimleri elbette ki önemlidir. Hele iptal edilen bir seçimin
ardından yapılacak bu seçim, ister istemez iktidar için bir güven oylamasına
dönüşecektir. Ülkemiz yine zaman kaybedecektir. YSK seçimleri onaylasaydı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimini 13,720 civarında oy farkıyla
kazanan Millet İttifakı (CHP-İYİ Parti) adayı Ekrem İmamoğlu ile meclis
çoğunluğunu kazanan Cumhur İttifakı (AKP-MHP) meclis üyeleri, seçmenin gerçekleştirdiği
bu tercihi karşılıklı görev anlayışı ve işbirliği içinde halka hizmet olarak
sunabilirlerdi.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), aldığı seçimleri iptal etme kararı başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere pek
çok hukukçu tarafından yanlış bulundu. En fazla 10 gün içinde sonuçlanması
gereken itirazlar, seçimlerin üzerinden tam 36 gün geçtikten sonra iptalle
karara bağlandı. Hem de Yüksek Seçim Kurulunun kendi sorumluluğu üzerinde olan
sandık kurullarının hatalı teşkili nedeniyle. Kaldı ki bundan önceki 24 Haziran
2019 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde de sandık kurulları aynı
şekilde oluşturulmuştu. Bursa/Mustafa Kemal Paşa ilçesinde aynı durum
için İYİ Parti tarafından yapılan bir itiraza da YSK, sandık kurullarının 2
Martta kesinleştiği nedeniyle “ret” cevabı vermişti. Bu konuda bir diğer
çelişki de; aynı zarfta kullanılan 4 oydan 3’ü muteber sayılıyor,
başkanlık oyu ise şaibeli bulunuyor.
Bundan sonra söz ve oy hakkı
İstanbul seçmenin. Onların vereceği karar demokrasimizi güçlendirecektir. Demokrasi;
hak, hukuk, adalet, eşitlik, saydamlık ve hesap verilebilirlik üzerine
kuruludur. Türk halkı bunların kıymetini anlamıştır. Bu konularda geriye gidilemez. Onun için
umudumuzu yitirmeyelim, “her şey çok güzel olacak."
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 09.05.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder