Kıssadan hisse çıkarılması için anlatılan kısa öyküler
vardır. Bu öyküler hayatın içinden
yaşanmış örnekler veya kurgu olabilirdi. Ama sonuç olarak
bir ders verirdi. İşte onlardan biri: Vaktiyle
şehirden uzakta bir köyde, fakir bir adamın haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış.
Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda “oğlum, sen adam olamazsın”, dermiş. Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında
çıkan bir tartışmadan sonra oğlan almış başını büyük kente gitmiş. Çok çalışıp,
çabalamış imtihanları kazanarak parasız yatılı okumaya hak kazanmış. Ardından
üniversiteyi burslu okuyarak bitirmiş. Sonunda kendi köyünün bağlı olduğu kente
vali olmuş.
Koltuğa oturur oturmaz jandarmalara emir vermiş, “gidin, filan köyde şu
isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin”. Jandarmalar gidip, söylenen ihtiyarı
bulmuşlar. “Seni vali huzuruna çağırıyor”, diyerek adamı apar topar, yayan
şehre kadar yürütmüşler. Kapıda bir süre beklettikten sonra valinin karşısına
çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanan vali sormuş; “Ben kimim? Beni tanıdın mı?” İyice yorgun düşen yaşlı adam büyük bir korku içinde
oğlunu tanıyamamış. “Siz vali efendimizsiniz”, demiş. Vali, intikamının almış olmanın gururu içinde,
“Ben senin oğlunum”, demiş. “Hani bana iki sözünün
birinde sen adam olamazsın dediğin oğlunum. Bak işte adam oldum, hatta vali
bile oldum.” Adamcağız meseleyi hemen anlamış; “Oğlum, beni ayağına bunun için mi çağırdın? Ben sana
vali olamazsın demedim. Adam olamazsın dedim. Vali olmuşsun ama adam
olamamışsın."
Büyük adam
olduğunu düşünüp, anne babasına ya da büyüklerine böyle davrananlar yok mudur? Öyle, kendisini dev aynasında
gören, “ben neymişim”, diyen o kadar çok kişi var ki. Etrafınıza bakarsanız
siz de görürsünüz. “Yükseldikçe başını
eğeceksin”, diyen büyüklerimiz, başka dünyanın
insanları mıydı?
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 15.10.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder