
İnternette görünce, 2 saat 35 dakikalık "Kartal Yuvası", filmini yıllar sonra tekrar seyrettim. Bu filmi ilk seyrettiğimde Uzunköprü Lisesinde öğrenciydim. 1970'li yılların başı olmalıydı. Yaklaşık, 50 yıl sonra aynı filmi
izleyince ne düşünecektim? O yıl film hakkında ne düşünmüştüm? Uzunköprü'de, Sinemacı
Mahmut’un (Halkapınar) Aile Sinemasında, “Kartal Yuvası”(orijinal
adı “Where Eagles
Dare) 1968 yılı Amerikan- İngiliz ortak yapımı aksiyon, savaş ve
casusluk filmini o zaman adeta nefesimi tutarak izlemiştim. Baş rollerinde
Richard Burton, Clint Eastwood, Mary Ure gibi dev artistler oynuyor,
yönetmenliğini de Brian G. Hutton yapıyordu. Konusu; Almanların Alp dağlarında
dağın tepesine kurdukları kartal yuvasını andıran bir kaleden, askeri bir
İngiliz ekip tarafından Amerikalı bir generalin kurtarılmasıydı.
Filmi izlemek, benim için geçmişe uzanan bir zaman yolculuğu oldu. Yarım asır önce Uzunköprü'de halkın en önemli eğlence aracı sinemalardı. Kocaman sinema salonu tek bir sobayla ısıtılmaya çalışılırdı. Uzunköprü,
çocukluğumda nüfusu 18 bin civarında, 2 caddesi, 2 parkı olan herkesin
herkesi tanıdığı küçük bir kasaba idi. Ekonomisi, ağırlıklı olarak tarıma
dayalıydı. Küçük çaplı yağ, un, çeltik fabrikaları vardı. Çiftçilik, öyle
traktör ve ekipmanlarla yapılmıyor, el gücü ve hayvan gücüyle yapılıyordu. Öküz
arabaları, düvenler, yabalar vardı. 1960 ve 1970’li yıllarda sinemaların,
yazın yazlık bahçesi, kışında kışlık salonları olurdu. Uzunköprü’de de
böyleydi. Sinemacı Mahmut Halkapınar’ın Muradiye Caminin arkasında kışlık ve
yazlık Aile Sineması ile Çöpköy Durağına yakın yazlık Emek sineması, Adem
Bahçe’nin Yeni Çarşı civarında yazlık, Bey Mahallesinde kışlık Atlas Sineması,
İsmet Tükenmez ve ortaklarının Cumhuriyet Meydanında belediyenin binasında
kışlık, Gazi Caddesindeki şimdi Yüceler Pasajının olduğu yerde de yazlık Halk
Sineması vardı. Yaz aylarında parkların ve sinemaların yazlık bahçeleri dolar
taşardı. Geç kalınca yer bulunmazdı.
Sinemalara
arada konserler, tiyatrolar da gelirdi. Yerli filmler, yabancı filmlere
göre daha fazla oynatılırdı. Hatırladığım kadarıyla baş rolünde Feridun
Karakaya’nın oynadığı Cilalı İbo, Sadri Alışık'ın oynadığı Turist Ömer ile
Ayşecik ve Ömercik seri filmleri çocukların çok sevdiği filmlerdi. Orhan
Günşiray, Eşref Kolçak, Göksel Arsoy, Ediz Hun, Ayhan Işık, Muhterem Nur,
Belgin Doruk, Fatma Girik, Filiz Akın, Türkan Şoray o zamanın başrol
oyuncularıydı. Sinemalar arasında rekabet olur, bilet fiyatlarını
düşürürlerdi. Sinemacı Mahmut, yazlık Emek Sinemasında bir defasında hafta sonu
3 filmi 25 kuruşa indirmiş, giriş bileti alana, bir de fiyatı yine
25 kuruş olan sade (asker) gazozunu bedava vermişti. Bu haber Hürriyet
Gazetesinde de çıkmıştı. 1970’li yılların ikinci yarısında başlayan erotik filmler furyası
ailelerin, ayaklarını sinemadan kesmesine neden oldu. Sonra da televizyon çıktı,
mertlik bozuldu.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 29.05.2020