![]() |
Kavala-Greece |
Tüm dünyayı sararak küresel bir felaket
haline gelen Coronavırus (Covit 19) salgını ile yapılan mücadelenin de küresel
olması gerekir. Ülkeler, birbiriyle dayanışma içine girmek zorundadır. Zira,
salgın dünyanın diğer bir ucundaki ülkeyi de ilgilendiriyor, yaşadığımız
ülkemizi de. Bu mücadele, dünyada bir ilaç ya da aşı bulunana kadar sürecektir.
O zamana kadar onunla yaşamayı öğreneceğiz. Yasaklara, kısıtlamalara ve kurallara
uyacağız. Yani dışarıda maske takacağız, sosyal mesafeye uyacağız, ellerimizi
sabunla yıkayacağız. İşimiz yoksa kaç yaşında olursak olalım ve özellikle 20
yaşın altında veya 65 yaşın üzerindeysek evde kalacağız.
Şu an ülkemizin virüsle mücadelesinde
toplumda iki tür insan var. Birinci tip, olayın ciddiyetini kavrayıp, her türlü
tedbire ve izolasyona uyanlar. İkinci tip ise bize bir şey olmaz diyerek Coronavirusu önemsemeyenler. Toplumsal izolasyona toplumun her
kesiminin uyması gerekir. Yarısı uyar yarısı uymazsa sonuç alınamaz. Şu ana
kadar geçen 45-50 gün içinde başta doktorlarımız ve sağlık çalışanları olmak
üzere toplum olarak çok fedakarlıklar yapıldı. Merkezi iktidar ve yerel yöneticiler
de ellerinden geleni yaptılar. Ancak bu fedakarlıkların boşa gitmemesi ve
virüsün etkilerinin bir an önce azalması için kurallara sıkı sıkıya uymaya
devam etmemiz gerekir.
Şu bir gerçek ki; bu virüs çok kolay
bulaşabilen ve gecikildiğinde ölüm riski yüksek bir virüstür. Henüz belirli bir
ilacı ve aşısı yoktur. Çeşitli yöntemler
ve ilaçlarla tedavi olanakları yaratılmaya çalışılıyor. Ancak dünya çapında kayıplar
devam ediyor. Dünya ülkeleri bir taraftan bununla mücadeleye devam ederken, bir
yandan da normalleşme çalışmaları yapmaya başladı. Ülkemizde de tedbirler
yapılan son açıklamayla giderek hafifletilmeye başlanıyor. Ancak bir plan
dahilinde sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik ve sosyal tedbirlerin de
alınması gerekir.
Döviz
fiyatlarının, hayat pahalılığın ve işsizliğin arttığı bir dönemde buna ilaveten
salgının neden olduğu ekonomik sıkıntılar göz ardı edilemez. Yaklaşık bir buçuk
aydan fazla bir süredir zorunlu olarak dükkanı, bürosu, fabrikası, işyeri kapalı
olduğu için evine para girmeyen insanlar var.
Bu kişilerin krizi atlatabilmesi için desteğe gereksinimleri olacaktır. 2
Mayıs 2020 tarihli Sözcü Gazetesinde, Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye'nin
Coronavirus sonrası vatandaşına yardımda yetersiz kaldığını, milli gelirin % 3’ü
civarında yardım yaptığını ama Almanya’da bu oranın %28,3 olduğunu belirtmiştir.
Bu noktada Anayasamızda yazılı olan sosyal devlet ilkesi gereği hibe veya uzun
vadeli ucuz kredilerle bu kişiler desteklenmeli, sosyal barış korunmalıdır.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 05.05.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder