5 Mayıs 2020 Salı

KÜRESEL FELAKET CORONAVIRUS İLE KAPSAMLI MÜCADELE

Kavala-Greece

                  
           Tüm dünyayı sararak küresel bir felaket haline gelen Coronavırus (Covit 19) salgını ile yapılan mücadelenin de küresel olması gerekir. Ülkeler, birbiriyle dayanışma içine girmek zorundadır. Zira, salgın dünyanın diğer bir ucundaki ülkeyi de ilgilendiriyor, yaşadığımız ülkemizi de. Bu mücadele, dünyada bir ilaç ya da aşı bulunana kadar sürecektir. O zamana kadar onunla yaşamayı öğreneceğiz.  Yasaklara, kısıtlamalara ve kurallara uyacağız. Yani dışarıda maske takacağız, sosyal mesafeye uyacağız, ellerimizi sabunla yıkayacağız. İşimiz yoksa kaç yaşında olursak olalım ve özellikle 20 yaşın altında veya 65 yaşın üzerindeysek evde kalacağız.
                  
           Şu an ülkemizin virüsle mücadelesinde toplumda iki tür insan var. Birinci tip, olayın ciddiyetini kavrayıp, her türlü tedbire ve izolasyona uyanlar. İkinci tip ise bize bir şey olmaz diyerek Coronavirusu önemsemeyenler. Toplumsal izolasyona toplumun her kesiminin uyması gerekir. Yarısı uyar yarısı uymazsa sonuç alınamaz. Şu ana kadar geçen 45-50 gün içinde başta doktorlarımız ve sağlık çalışanları olmak üzere toplum olarak çok fedakarlıklar yapıldı. Merkezi iktidar ve yerel yöneticiler de ellerinden geleni yaptılar. Ancak bu fedakarlıkların boşa gitmemesi ve virüsün etkilerinin bir an önce azalması için kurallara sıkı sıkıya uymaya devam etmemiz gerekir.
              
          Şu bir gerçek ki; bu virüs çok kolay bulaşabilen ve gecikildiğinde ölüm riski yüksek bir virüstür. Henüz belirli bir ilacı ve aşısı yoktur. Çeşitli yöntemler ve ilaçlarla tedavi olanakları yaratılmaya çalışılıyor. Ancak dünya çapında kayıplar devam ediyor. Dünya ülkeleri bir taraftan bununla mücadeleye devam ederken, bir yandan da normalleşme çalışmaları yapmaya başladı. Ülkemizde de tedbirler yapılan son açıklamayla giderek hafifletilmeye başlanıyor. Ancak bir plan dahilinde sağlık tedbirlerinin yanı sıra ekonomik ve sosyal tedbirlerin de alınması gerekir.
               
           Döviz fiyatlarının, hayat pahalılığın ve işsizliğin arttığı bir dönemde buna ilaveten salgının neden olduğu ekonomik sıkıntılar göz ardı edilemez. Yaklaşık bir buçuk aydan fazla bir süredir zorunlu olarak dükkanı, bürosu, fabrikası, işyeri kapalı olduğu için evine para girmeyen insanlar var.  Bu kişilerin krizi atlatabilmesi için desteğe gereksinimleri olacaktır. 2 Mayıs 2020 tarihli Sözcü Gazetesinde, Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye'nin Coronavirus sonrası vatandaşına yardımda yetersiz kaldığını, milli gelirin % 3’ü civarında yardım yaptığını ama Almanya’da bu oranın %28,3 olduğunu belirtmiştir. Bu noktada Anayasamızda yazılı olan sosyal devlet ilkesi gereği hibe veya uzun vadeli ucuz kredilerle bu kişiler desteklenmeli, sosyal barış korunmalıdır.


orhankalyoncu.blogspot.com.tr      05.05.2020                   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder