Ülkemizde yapılan son cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin üzerinden 29 aya yakın bir zaman geçti. Normal seçimlerin yapılacağı Haziran 2023 tarihine yaklaşık 31 ay daha var. Ancak “erken seçim”, sözü de bir türlü gündemden düşmüyor. Son aylarda yapılan seçim anketleri ardı ardına yayınlanıyor. Avrasya araştırma kuruluşu, 2020 yılının Ekim ayında yapılan ve yayınlanan yedi ayrı seçim anketinin ortalamasını açıklamış. Buna göre, bugün seçim olsa kararsızlar dağıtılmadan önce siyasi partilerin alacakları oy oranları şöyle: AKP %30,74, CHP %20,08, İYİP %9,87, HDP %9,02, MHP %7,67, DEVA %1,81, GELECEK %1,15, SAADET %0,8, DİĞER, %0,6, KARARSIZLAR %18,18. Kararsızlar dağıtılınca oy oranları ise şöyle: AKP %37,5, CHP %24,54, İYİP %12.06, HDP %11,02, MHP %9,37, DEVA %2,21 GELECEKP %1,4, SAADET %1
Bu tabloyu nasıl yorumlamak gerekir? Çeşitli
nedenlerle sandığa gitmeyerek oy vermeyecek ya da şu an beğendiği bir partisi
olmayan kararsızlar bu oy oranıyla bir siyasi parti olsalar Türkiye’nin 3. partisi
durumundadır. Bu anketler sonucunda kararsızlar dağıtıldığında AKP iktidarının
ve onu destekleyen MHP’nin (Cumhur İttifakı) oylarının fazla düşmediğini,
muhalefet partilerinin de (Millet İttifakı) yeteri kadar güçlenmediğini
görmekteyiz. Ekonomik, siyasi ve sosyal problemlerin arttığı bir dönemde
muhalefetin güç kazanamaması, sorgulanması gereken bir olgu.
11
Kasım 2020 Çarşamba günü CHP Ekonomi Masa’sının toplantısında konuşan genel
başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazeteci tarafından kendisine sorulan,“ partinizin
oyu beklediğiniz oranda artıyor mu”, sorusuna şöyle yanıt vermiş. “Hayır. Artmalı mı, artmalı. Oyumuz
beklediğimiz ölçüde artmıyorsa
sorumlusu kim, sorumlusu biziz, vatandaş değil.” Yine devamla, “vatandaşa güven vermek lazım, güveni
çalışarak vereceğiz.” “Ama şunu ifade edeyim ki son 10 yılda en büyük değişimi
yaşayan parti CHP’dir.”
Bu konuşmada tam anlamıyla bir
özeleştiri var mı? Genel başkan, “sorumlusu biziz, vatandaş değil”, diyor ama
partinin oylarının artmamasının temel nedenlerine fazla değinmiyor. 12 Ekim
2020 tarihli Sözcü gazetesinde CHP’de önemli görevlerde bulunmuş bir ismin
CHP’nin örgütleri ile ilgili bir konuşması bu nedenlerden biri olabilir mi? Diyor
ki; “bizim başkanlar da, teşkilatlar da sadece
kendilerine çalışıyor. Bir arkadaşımdan rica ettim. Oturduk telefonun başına,
arkadaşım denemek için sırayla Ankara/Çankaya, İzmir/Konak ve İstanbul/Kadıköy
ilçe teşkilatını arayıp “ partiye üye olmak istiyorum”, dedi. Üç ilçede de kapı
duvar. Bir tane “buyurun, bekliyoruz”, diyen çıkmadı. Devamında AK Partinin
çok güçlü olduğu bir ilçeyi aradı. Karşısındaki gereken belgeleri anlatıp
sonraki gün için partiye davet etti. Telefondaki kadın, kapatmadan önce bir de
not iletti. İlçe başkanımız, vaktiniz olursa bir beş dakika sizinle kahve içmek
ister.”
Üye kayıt işlemi son derece kolay bir işlemdir. Bununla birlikte CHP’de genel merkezin ve örgütlerin yapacağı birçok önemli çalışmalar daha vardır. Onlar da oyların artmamasının nedenleri arasında olabilir mi? Mesela; açılmayan parti binaları, blok listeler yüzünden tüm üyeleri kucaklamayan yönetimler, yapılmayan danışma ve seçim değerlendirme toplantıları. Mesela; tek adaylı kongreler. Mesela; ilçe örgütlerine verilen yetkiyle eş, dost, arkadaş çevresinden atanan belediye ve il genel meclis üyelikleri. Mesela; yapılmayan milletvekili ve belediye başkanlık önseçimleri. Parti, son on yılda çok değişti çok. Genel başkanın söylediği gibi, “partinin oyları artmıyorsa, sorumlusu vatandaş değil.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 17.11.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder