UĞUR MUMCU ( 22.08.1942-24.01.1993) |
"Yüzeyde kalıp, çoğunluğa uymak kolaydır.” “Gerçek hep derindedir, atıldığı kuyunun dibinde çıkarılmayı bekler, durur.” “Aydın, arayan, bulan, tepki gösterendir. İtibariyle yalnızlığı göğüsleyebilen düşün insanıdır.” Yazar Soner Yalçın, 9 Aralık 2020 tarihli Sözcü Gazetesindeki Hakikat adlı köşesinde yayınlanan, “Modern Mandacılık”, başlıklı yazısında bu cümlelerle, bir aydın tanımı yapıyor. Ardından, “bugün en büyük sıkıntımız yalnızlıktan korkan aydının ölümüdür”, diyerek aydınların sağlık konusundaki korkaklığı, ürkekliğinden yakınıyor. Büyük devletlerin sağlık politikalarını körü körüne takip eden, sorgulamayan aydınları ve tıp adamlarını eleştiriyor.
Aydın, sadece okumuş adam demek
değildir, etrafını aydınlatan, topluma önderlik yapandır. Doğru bildiğini
sakınmadan söyleyendir. Aydın, yaşadığı dünyaya önderlik yapan, insanlığa katkı
sunan, hizmet eden, ışık saçan kişidir. Aydınlar, ürkekliği ile değil
cesaretleriyle tarihe geçmişlerdir. Kurtuluş savaşı bunun örnekleriyle doludur.
Dünyada da günümüze gelene kadar birçok aydın, bilim adamı zamanının
tutucularına karşı mücadele ederek bilimin ilerlemesini sağlamışlardır. Yunan
filozof ve bilgesi Aristoteles (M.Ö 384-M.Ö 322) bunlardan biridir. Mantık,
fizik, biyoloji zooloji, astronomi, metafizik, etik, estetik, ruh, psikoloji,
dilbilim, ekonomi, siyaset ve retorik olmak üzere birçok disiplinin kurucusu
olmuş ve eserler vermiştir. Kendisine dine saygısızlık davası açılması üzerine
Atina’yı terk ederek Eğriboz Adasına Helke’ye gitmesinden bir yıl sonra 62
yaşında hayata veda etmiştir.
Tarihte bilim
uğruna ölümü göze almış bir başka bilim adamı da Galileo Galilei’dir. İtalyan
astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçi Galileo (1564-1642), dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü
söylemesi üzerine 1633’te Engizisyon Mahkemesi tarafından yargılanarak müebbet hapis
cezasına çarptırılmıştır. Sonradan bu ceza ev hapsine çevrilmiş, gözleri kör olduğu halde, ölene dek ev hapsi cezasını çekmiştir. “2 Ana Dünya Sistemi Üzerine
Diyalog”, kitabı yasaklanmıştır. Bir efsaneye göre Galileo dünyanın güneşin etrafında döndüğü teorisini
yalanladıktan sonra, “ama yine de dönüyor” gibi bir cümle sarf etmiştir.
Bizde de kendini topluma adayan, onları
aydınlatan birçok bilim insanı ve aydın olmuştur. Bunlar saymakla bitmez. Onlar
aydın cesaretine sahipti. Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Türkan Saylan
gibi pek çok aydınımız hayatlarını bu uğurda kaybettiler. 1935 yılında doğan
tıp doktoru, akademisyen, yazar, eğitimci, aktivist Prof. Dr.Türkan Saylan bu
bilim insanlarından biriydi. Cüzzamla mücadelede başarılı sonuçlar alarak
hastalarını iyileştirdi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni (ÇYDD), kurarak
binlerce kız öğrencinin okumasını sağladı. Son 17 yıldır meme kanseri hastası
olan Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde vefat etti. Vefat ettiğinde gönüllü
kuruluş olarak ÇYDD’nin genel başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı
ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığı’nı sürdürmekteydi.
Örnek aydınlardan bahsederken, yazılarıyla
bir çok olaya ışık tutan Uğur Mumcu’yu anmadan geçemeyiz. 22 Ağustos 1942’de
Kırşehir’de doğan araştırmacı gazeteci ve yazar Uğur Mumcu 1965’te Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra aynı üniversitede 1969-72
arasında asistan olarak çalıştı. 1962’de Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan
“Türk Sosyalizmi”, makalesiyle Yunus Nadi Ödülünü kazandı. Yeni Ortam
ve1975’ten sonra Cumhuriyette yazmaya devam etti. 1991’de İlhan Selçuk ile
birlikte gazeteden ayrıldı, 1 Şubat-3 Mayıs 1992 arası Milliyette yazdı.
Yönetim değişikliği ardından 7 Mayıs 1992’de Cumhuriyete döndü. 24 Ocak 1993'te
Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması
sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi.
Zordur aydın olmak, yürek ister.
Meşakkatlidir. Aydın, mum gibi etrafını aydınlatırken, kendi erir.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 30.03.2021