31 Mayıs 2024 Cuma

LİDER KUMAŞI

 


 


                                               

      Lider kimdir? Lider; kitleleri peşine takan, sözüne güvenilen, dün söylediğini bugün değiştirmeyen, toplumun nabzını tutan, ufku geniş örnek kişidir. Mustafa Kemal Atatürk öyle bir liderdi. Ülkemizde halen onun kurduğu düzen ve söylediği ilkeler geçerlidir. O bir dünya lideriydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bir liderdi. İnönü, Kurtuluş Savaşı kahramanı ve Türkiye’nin tapusu olan Lozan Anlaşmasını imzalayan kişiydi. Cumhuriyet tarihi boyunca Bülent Ecevit, Süleyman Demirel gibi liderler de geldi, geçti. Siyasi partilerin günümüzdeki genel başkanlarından kimin liderlik özelliklerine sahip olup olmadıklarını zaman gösterecektir. Kim lider, kim değil? Buna tarih karar verecektir.

     Türkiye gibi siyasetin kurumlaşamadığı bir ülkede siyasi partilerin genel başkanları neredeyse tek adamdır. Her şeye tek başlarına karar verebilirler. Şimdiye dek başarısız olduğu için genel başkanlıktan ayrılan sadece İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener oldu. Akşener’in 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde Millet İttifakını oluşturan Altılı Masa’dan (CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkarak) önce kalkması, ardından tekrar oturması ve bu seçimlerden on ay sonra yapılan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, “özü başına”, diyerek seçimlere ittifak yapmadan “hür ve müstakil”, girmesi İYİ Parti ve liderine başarı getirmedi. Bu iki kritik karar seçmen tarafından karşılık görmedi. Sonuçta Meral Akşener başarısızlığın sorumluluğunu alarak parti genel başkanlığından ayrıldı.

       Millet İttifakı 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinden yenilgiyle çıktığı halde başta bu ittifakın en büyük partisi CHP olmak üzere 6 siyasi partiden hiç biri doğru dürüst bir özeleştiri yapmadılar. Seçimin analizini yapıp, neden kaybettiklerini ortaya koymadılar. Kazanılması kuvvetle umulan seçimler neden kaybedilmişti? CHP’nin genel başkanı ve Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu adaylık sürecini iyi yönetemedi. Altı siyasi partinin bir araya gelerek ittifak yapması ve kendisinin adaylığı normaldi. Ancak Masadaki ikinci büyük parti olan İYİ Parti’nin ve lideri Meral Akşener’in adaylık konusunda önceden ikna edilmesi gerekiyordu. İkna edilemiyorsa da diğer olası adaylar üzerinde durulmalıydı. İkinci hata toplam 7 kişinin cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olmasıydı. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir durumdu. Üçüncü hata da Zafer Partisi Lideri ile yapılan gizli protokoldü. 

       Seçim başarısızlığına rağmen istifa etmeyen Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyasi tarihinde pek rastlanmayan bir biçimde CHP 38. Olağan Kurultay’ında Özgür Özel ile girdiği genel başkanlık yarışını kaybetti. Yerini Özgür Özel’e bıraktı. Böylelikle 2023 yılındaki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde partilerinde güçlü vaziyette olan iki genel başkan bir yıl içinde yapılan iki seçim sonrası devre dışı kaldılar. CHP'sinde yapılan genel başkan ve kadro değişimi 31 Mart 2024 yerel seçimlerine de yansıdı. 5 Kasım 2023’ten beri genel başkan olan Özgür Özel genel başkanlığındaki CHP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yüzde 37 oy alarak Türkiye’nin birinci partisi oldu. Ancak CHP genel başkanı Özgür Özel ve CHP yönetimi aldığı oyların tepki ve ödünç oylar olduğunu unutmamalıdır. Bundan sonra CHP'sinin izleyeceği politikalar da bize Özgür Özel’in lider kumaşına sahip olup olmadığını gösterecektir.



orhankalyoncu.blogspot.com.tr                 31 Mayıs 2024

 

                                  

 

 

 


19 Mayıs 2024 Pazar

KENDİNİ BİLMEZ

 



 




 

                                                              

      Günlük hayatta bazen ufak bir anlaşmazlıktan büyük kavgaların çıktığına tanık oluruz. Bu kavgaların nedeni genellikle bir yanlış anlamadan ya da tarafların birbirlerine ön yargıyla bakmalarından kaynaklanır. Bu durumda serinkanlı olup, olayın yatışmasına çalışmak en doğru davranış biçimidir. Ama her zaman sağduyu hakim olmaz. Öfkeyle hareket edilir. Bu durumda her iki tarafın kaybetmesi kaçınılmazdır. Taraflardan biri olayı çığırından çıkarıp, konumuna güvenerek karşısındakini, “ben sana gösteririm”, diye tehdit ederse ateşe benzin dökmüş olmaz mı? Onun hakkındaki kanaatiniz olumlu olabilir mi? Bu sözleri söyleyen kişi, ne kadar kendini güçlü göstermeye çalışırsa, çalışsın aslında kendi zayıflığını belirtmiş olur. Böyle mevkiine uygun davranmayan kişilere de, “kendini bilmez”, denir.

      Adam olmak bir duruş, bir karakter meselesidir. Bunun makam, mevkii ile bir ilgisi yoktur. Ama hak etmediği halde bir koltukta oturan, siyasette yetki sahibi olan babasını bile tanımayan siyasetçiler yok mudur? Vardır. Hem de çok. Bu kişiler halkın kendilerine verdikleri yetkinin geçici olduğunu anlayamıyorlar. Demokratik ülkelerde yetki sahibi bir kişi ile sade bir yurttaşın hiçbir farkı yoktur. Fark sadece o kişinin üstlendiği görevden ibarettir. O da ona bir sorumluluk yükler. Gücünü oturduğu koltuktan alan bazı koltuk sahiplerinin davranışlarını ve konuşmalarını görünce aklıma hep şu öykü gelir. Bir adam, her gün bir şey yapmadan sırt üstü yatan oğluna, “sen adam olamazsın”, dermiş. İçten içten babasına kızan haylaz oğlan da evi terk ederek, parasız yatılı okullarda okumuş, yıllar sonra babasının yaşadığı kente vali olarak atanmış. Hemen jandarmalara emir verip, babasını ayağına getirmelerini emretmiş. Babası gelince de, “bak gördün mü baba, vali oldum”, deyince, babası da kendisini o kadar yoldan ayağına getirten oğluna şöyle bir bakarak, ”oğlum, ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın, dedim.”

     Siyasi partilerde görev üstlenenlerin sade yurttaşlara afra tafra yapmasının hiçbir açıklaması olamaz. Belli bir kitleyi temsil eden bir kişinin yaptığı hareketlerin sadece kendisini değil temsil ettiği kitleyi de bağladığını unutmaması gerekir. Bütün mesele makam, mevkii sahibi kişinin o koltuğu hak edip, hak etmediği ile ilgilidir. Yönetici olan kişi eğer o koltuğu hak etmiyorsa havalara girerek, “vay, ben ne oldum”, diyebilir. Yerini hazmedememiş olabilir. Bu durumdaki bir siyasetçinin halka saygısızca hareket etmesi, sadece kendi kuyusunu kazması demektir. Bu davranışlarının sonucunda kısa zamanda siyaset sahnesinden silinir. Eğer bir siyasetçi olayların değerlendirmesini yapamıyor, siyasetin çalışma şartlarına dayanamıyor ve eleştirilere katlanamıyorsa, o koltuğu işgal etmemesi gerekir. Çünkü toplumun zamanını çalmaya hakkı yoktur. Bir siyaset adamı için alçakgönüllü olmak, tevazu göstermek olması gereken bir özelliktir. Siyasette sorumluluk alanların birinci görevi toplum yararına çalışmak ve halka saygılı davranmaktır.


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                           19.05.2024


6 Mayıs 2024 Pazartesi

HALKIN KANTARI

 



                                                     

       Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasası; devletimizin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve tüm T.C yurttaşlarının dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin eşit haklara sahip olduğunu yazar. Özgür ve demokratik bir ülkede yaşadığımız için yasal kısıtlılığı olmayan her T.C yurttaşı siyaset yapma hakkına sahiptir. Gerekli şartlara uyarak her yurttaş seçimle gelinen cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği, belediye başkanlığı, il genel-belediye meclis üyelikleri ve muhtarlık gibi her mevkiiye aday olabilir. Ülkemiz, 2018’de yapılan genel seçimlerinden beri uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetildiği için icraat yetkisi halk tarafından doğrudan seçilen partili cumhurbaşkanındadır. Cumhurbaşkanı kabinesini oluşturan bakanları TBMM dışından atamaktadır. Bakanlar, cumhurbaşkanına karşı sorumludurlar. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekilleri ise yasaları yapmakla yükümlüdürler. Devlet mekanizmasının genel yönetimi böyleyken yerel yönetimlerimizi de belediye başkanları, belediye meclisleri, il genel meclisleri ve muhtarlar temsil eder.

     Belediye başkanları bağımsız ya da bir siyasi partiye bağlı olarak doğrudan halkın oyuyla seçilirler. Yerel yönetimlerde meclislerden çok belediye başkanları göz önündedir. Geniş yetkilere sahiptirler. Belediye başkanları sadece kentin yol, su, kaldırım, park, bahçe işleriyle uğraşmaz bunlarla birlikte halkın işiyle, aşıyla, konutuyla, kreşiyle, kültür işiyle, okuluyla, öğrenci yurduyla kısacası günlük yaşamının her aşamasıyla ilgilenmek zorundadır. Halk yaşadığı kenti idare etmek üzere seçtiği yerel yöneticilerini seçildikten sonra her gün, her saat, her an denetler. Ona hesap sorma hakkını kendinde görür. Çünkü belediye başkanının verdiği kararlar onun hayatını ve geleceğini yakından etkiler. Belediyenin kullandığı bütçe halkın verdiği vergilerden oluşur. O yüzden başkanın hesapsız harcamaları kılıfına uydurulmuş bile olsa eğer gereksizse halkı rahatsız eder. Demokrasinin en güzel tarafı da budur. Sonuçta halk yöneticilerini beğenmiyorsa eleştirir ve zamanı gelince de seçimle değiştirir. Halkın kantarı şaşmaz. Halk samimiyet ister. Gerçek adanma ister. Hizmet ister.

     Kent halkı, belediye başkanını kendi içinden seçtiği için seçilince değişen, kendini herkesten farklı gören, siyaset vasıtasıyla ele geçirdiği kamu gücünü kendi siyasi ikbali için kullanan kibir sahibi siyasetçileri sevmez. İktidarda iken övülmeye, pohpohlanmaya alışmış bu gibi yöneticilerin etrafı kalabalık olur. Onların her hareketinde bir keramet aranır. Neredeyse o Allah’ın bir lütfudur. Ona öyle söylerler. Güç elden gidince de o sihirli atmosfer kaybolur. Artık onlar için halkın arasında sade bir yurttaş olarak yaşamak bile katlanılması zor bir durumdur. Halbuki bu koltuklar geçicidir. Bu koltukların geçici olduğunu bilerek hareket eden ve önceliği halka hizmete veren yöneticilerin kredileri bu yüzden sonsuz olur. Görevi bıraktıktan sonra bile devam eder. Zaten önemli olan, koltuktayken değil koltuktan indikten sonra itibar görmek, değil midir? Halkın gönlünde taht kuran, başkanlığı devrettiği halde halen aranan, sevilen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi halktan kopmazsanız, halkın dertlerini dinlerseniz, onların dertlerine deva olursanız, onların paralarını çar-çur etmezseniz halk sizi unutmaz, ebediyen bağrına basar.


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                    06.05.2024