2024 yılı Cumhurbaşkanı tarafından “emekliler yılı” ilan edildi. ”Diğer yıllardan ne farkı olacak”, diye insan düşünmeden edemiyor? Çalışma Bakanına göre, bu yıl emekliler için bilimsel çalışmaların, projelerin ve çeşitli etkinliklerin yapılacağı bir yıl olacakmış. İyi güzel de emeklilerin yarıdan fazlası en düşük emekli maaşı olan 10 bin lira alıyor. Geçinmekte zorlanıyorlar. Büyük şehirlerde sabaha karşı et kuyruklarına giriyorlar. Yetkililer, çeşitli etkinlikleri bıraksalar da, onların yerine emeklilere hakları olan düzeyde maaş verseler, daha iyi olmaz mı?
Milletin asili böyleyken vekili nasıl? Türkiye'nin
içinde bulunduğu şartlarda en düşük emekli maaşı Ocak 2024 itibarıyla 10 bin
lira iken emekli milletvekillerinin maaşı da 97 bin lira oldu. Yasaları yapma
yetkisi ve gücü olan milletvekilleri önce kendi emekli maaşlarını arttırıyor. Milletvekilliği
meslek midir ki, 2 yıl milletvekilliği yapan yaşı tutan bir kişi ömür boyu milletvekilliğinden
maaş alsın, sağlıkta ve diğer sosyal haklarda ayrıcalıklara sahip olsun? Başka
ülkelerde böyle örnekler var mıdır? Bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var. O da,
Anayasamıza göre herkes kanun önünde eşittir, hiç bir zümreye imtiyaz
tanınamaz.
Emeklilerin ve diğer sabit
gelirlilerin alım gücü her zaman gündemde olmuştur. Hiçbir zaman da maaşlara
yapılan zamlar, enflasyon oranlarına yetişememiş, her zaman düşük kalmıştır. 1993
yılında Tansu Çiller başbakan iken Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan çay
simit hesabı vardı. Bugünlerde muhalefet iktidara o hesabı hatırlatıyor. Hesap
şu: Simit 10 lira, çay 15 lira olduğuna göre 5 kişilik bir ailenin her ferdi
günde 3 er simit yiyip, 3 er de çay içseler, aylık tutar: 11.250 lira tutuyor.
Yani en düşük emekli maaşını geçiyor. Asgari ücretin de üçte ikisi, Muhalefet
partilerine mensup siyasetçiler, “hani, ev kirası, elektrik, su, yakacak,
çocukların okul masrafları? Bunları kim ödeyecek? Bu zulüm, değil mi”,
diyorlar.
Her seçim öncesi vaatler havada uçuşur. Her
partinin belediye başkan adayı bir şeyler söyler ama seçimlerden sonra hepsi
unutulur. Bir daha ki seçimlere kadar da o defterler açılmaz. 31 Mart 2024
yerel seçimler öncesinde de böyle oluyor. Ancak millet artık algılara değil
gerçeklere göre oy kullanmak istiyor. Aslı astarı olmayan, hesapsız, havada
kalan vaatlerle kandırılmak istemiyor. Siyasette
kural dışılık neredeyse kural haline geldi. Her gün etik değerler aşınıyor.
Siyasette kazanmak için her şey mübah mıdır? Hak, hukuk, adalete siyasette de,
emeklilerin maaşlarında da, özetle yaşamın her alanında da acil olarak ihtiyacımız
vardır.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 27.02.2024