27 Nisan 2018 Cuma

HIZLANDIRILMIŞ ERKEN SEÇİM







           Türkiye’de gündem çok hızla değişmektedir. Son günlerde, yükselen döviz kurları, hayat pahalılığı, işsizlik, terör, Suriye’deki savaş ve etkileri konuşulurken birden bire ülkenin gündemine bir erken seçim girdi. Bu planlanmış bir teklif miydi yoksa şartlar mı zorlamıştı? Bunun yanıtı ne olursa olsun, izlenen politikalar sonunda ekonomik olarak sıkıntıya düşen halkımız seçimi değil geçimini düşünmekteydi. 17 Nisan 2018 Salı gününe kadar tüm iktidar mensupları, “erken seçim yoktur. Seçimler 2019 Kasımında, gününde yapılacaktır. Erken seçimden söz etmek bu ülkeye ihanettir” dememişler miydi? Şimdi ne oldu da MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında erken seçim istemesi üzerine iktidar partisi buna uyarak 24 Haziran 2018 Pazar gününü seçim tarihi olarak ilan etti?
       
     Yüksek Seçim Kurulu (YSK) normal seçim takvimini 90 günlük sürede uygulamaktadır. Ancak bu seçimde süre kısaltılarak 60 güne indirilecektir. Kaldı ki 16 Nisan 2017’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin anayasa referandumunda kabul edilen anayasa değişiklikleriyle ilgili uyum yasaları da henüz çıkarılamamıştır. Hangi usul ve esaslar uygulanacaktır? Ön seçim yapmak isteyen partiler bu takvimde yeterli süreye sahip olacaklar mıdır? İlk defa uygulanacak partiler arası ittifak sistemi nasıl çalışacaktır? 100 bin seçmenin imzasıyla Cumhurbaşkanlığı adaylığı nasıl uygulanacaktır? Tüm bu sorulara yanıt olarak, “kervan yolda düzülür” mü denecektir? 
        
      Seçim tarihi olarak belirlenen 24 Haziran Pazar günü, yeni sisteme göre yeni yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanını ve sayısı 600’e çıkarılan milletvekillerini seçeceğiz. Cumhurbaşkanı adaylarından herhangi biri kullanılan oyların %50+1 ini alamazsa, seçim 8 Temmuz 2018 Pazar gününde yapılacak ikinci tura kalacaktır. Bu turda yarışacak iki adaydan en çok oy alan aday cumhurbaşkanı olacaktır.
            
        Aklımıza şu soru da gelmiyor değil. Siyasi partiler iktidar olmak için kurulurlar. Bir siyasi parti; büyük bir çoğunlukla 15 yıldır iktidardaysa, her istediği yasayı çıkartabiliyorsa, tüm bürokratik kadrolar elindeyse, medyaya büyük çapta hakimse hatta bir muhalefet partisi de onu iktidar ortağı gibi her konuda destekliyorsa niye daha görev süresinin dolmasına 16 ay olmasına rağmen erken seçime gitmek ister? Üstelik işler de iyiyse.
          
     Demokrasilerde, seçimler sadece sandık demek değildir. Bundan daha fazlasıdır. Seçimlerin sadece yapılması değil, aynı zamanda özgür, saydam ve eşit koşullarda gerçekleştirilmesi önemlidir. Sonuçlar, halkın gerçek iradesini yansıtmalıdır. Halkın gerçek gündemi seçim değil, geçim olmasına rağmen sistem değişikliğinden dolayı ülkemiz açısından tarihi öneme sahip bu seçimlerin hayırlı olmasını dilerim. 





20/04/2018 
Orhan Kalyoncu
orhankalyoncu.blogspot.com.tr          
       

       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder