Nisan 2011 yılından beri Türkiye “Açık Kapı
Politikası” çerçevesinde kapısına gelen hiçbir Suriyeliyi geri çevirmeyerek
resmi rakamlara göre 3,7 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor.
Devletimiz onlara bugüne kadar 40 milyar dolar civarında harcamada bulundu.
Eğer Suriye’de oluşturulan güvenli bölgeye giderlerse de onlara orada ev
verileceğinden bahsediliyor. Güzel bir şey ama bu insanlar orada neyle
geçinecek? Hep hazır mı bakılacak? En önemlisi de gitmek isteyecekler mi? Ülkemizde net asgari ücretin 2,020 T.L
(350 Dolar) olduğu, 847 bin emeklinin 1,000 T.L’nın altında maaş aldığı,
milyonlarca vatandaşın emeklilikte Yaşa Takıldığı, yüz binlerce memurun 3600’ü
beklediği, iç ve dış borçlanmada milyarlarca liranın faize gittiği gerçeğini
unutmadan bu konuda Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan’a bir okuyucusundan gelen
ve gazetenin 4 Kasım 2019 tarihli sayısında yayınlanan mektubuna göz atalım.
Bu mektupta yazılanlara göre dört
kişilik bir Suriyeli sığınmacı ailenin her bir ferdine sosyal yardım parası
olarak 1,250 T.L’dan aylık 5,000 T.L, yedi çocuğu olan bu ailenin her bir
çocuğu için de 895 T.L dan 6,265 T.L ödeniyormuş. Böylece bu ailenin aylık
toplam geliri 11,265 T.L olmaktaymış.
Market kartları varmış. Markete para yok. Telefon için ayda 5 T.L verip
bütün dünya ile görüşebiliyormuş. Biriktirdiği parasıyla otomobil almış,
taksicilik yapıyormuş. Polis sormadığı için ehliyet lazım değil, plaka ise
geçici olduğu için bedavaymış. İnanamadığımız bu olay şimdiye kadar tekzip
edilmedi. Parasız sağlık hizmeti, eğitim, sınavsız üniversite gibi olanakları
da bu mektubun yazdıklarına eklemek gerek.
Devletine karşı her türlü
yükümlülüğünü yerine getiren dar gelirli bir yurttaşımızın rüyasında
göremeyeceği bir hayat bu. Dünyanın en gelişmiş ve zengin ülkeleri bile
sığınmacıları almaktan kaçınırken olanakları sınırlı olan ülkemiz bu yükü daha
ne kadar taşıyabilir? Zengin memleketiz. Paramız
kısıtlıysa da gönlümüz zengin. Gelen konuklarımıza Türk insanının
misafirperverliğini göstermek bizi tabi ki mutlu eder. Ancak kendi yurttaşlarımızın
ekonomik sıkıntıları her geçen gün artarken, piyasalarda yaşanan durgunluk
devam ederken, konkordato ilanları peş peşe gelirken, zam ve vergiler kapıda
beklerken biz bu fedakarlığı daha ne kadar sürdürebiliriz?
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 12.11.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder