Türkiye, 31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimlerini büyük çapta hadise olmadan tamamladı. Seçimlerin en başarılı partisi CHP’si ülke çapında yüzde 37.76 oy oranı ile yüzde 35.48 oy alan iktidar partisi AK Partiyi geride bırakarak birinci parti oldu. Açıklanan kesin olmayan sonuçlara göre CHP’si İstanbul, Ankara, İzmir dahil olmak üzere 14 büyükşehir, 18 il, ve 302 ilçede belediye başkanlığını kazandı. AK Parti ise 12 büyükşehir, 9 il ve 324 ilçe belediyesi aldı. Fatih Erbakan liderliğindeki Yeniden Refah Partisi (YRP) sürpriz yaparak aldıkları yüzde 6.19 oyla Türkiye’nin üçüncü partisi oldular. Yeniden Refah Partisi (YRP) 1 büyükşehir, bir il ve 39 ilçe belediye başkanlığı kazandı.
Aslında bu
sonuçlar için “demokrasi kazandı”, diyebiliriz. Türk Milleti demokrasiye layık
olduğunu bir kez daha gösterdi. İktidar partilerinin her türlü imkanına
karşılık seçmen muhalefet partilerine güç vermeyi seçti. Muhalefetin güçlü
olması iktidar-muhalefet dengesi oluşturacaktır. Bu demokratik denge hükümetin
icraatlarına da etki edecek, halkın taleplerine cevap vermek mecburiyetinde
kalacaklardır. Merhum devlet adamı Süleyman Demirel’in “boş tencerenin
deviremeyeceği iktidar yoktur”, tezini yine hatırladık. Enflasyonun yüksekliği,
hayat pahalılığı, kamu kesimindeki israf, hukuk, eğitim, sağlık alanındaki
yetersizlikler seçmenin iktidara karşı oy kullanmasını getirdi. Önümüzdeki süreçte
hükümetin seçmenin isteklerini ve mesajlarını göz önüne alacağını
düşünebiliriz.
Bu
sonuçları her parti kendine göre yorumlayarak dersler çıkaracak, eleştiri ve
özeleştirilerini yapacaklardır. Başarısız olan partiler gerekeni yapmadan
yollarına hiçbir şey olmamış gibi devam edemezler. Yoksa daha öncekiler gibi tarihin
tozlu sayfalarında yer alırlar. Zamanla metal yorgunluğuna tutulan partilerin
her varlık gibi kan değişikliklerine ihtiyaçları vardır. CHP, bu değişimi 2023 cumhurbaşkanlığı
ve milletvekili seçimlerinden hemen sonra kısmen yaptı. Başta genel başkan ve
kadrolarında değişiklikler yaparak bu seçimlerde halkın karşısına çıktılar. Halk
da bu değişikliklere olumlu yanıt verdi. 1989’da yerel seçimlerinden birinci
parti çıkan Sosyal demokrat Halkçı Parti (SHP) bu başarısını devam
ettirememişti. 1989’da Ankara Belediye Başkanı olan Murat Karayalçın (daha
sonra SHP genel başkanı, başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı) bunun
tekrarlanmaması için şöyle diyor; “Cumhuriyet Halk Partisi’nde yenileşme ya da
dönüşüm diyebileceğimiz yeni bir siyasi mimariye ihtiyacımız vardır.” Evet, çok
doğru. İktidara yürüyen bir partinin ilk önce parti içindeki birliği sağlaması
gerekir. Bu da, parti içi demokrasi ile olur. Partide artık bir avuç
siyasetçinin karar verdiği bir yapı değil, tüm üyelerin inisiyatif aldığı
katılımcı bir yapı gerekir.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 02.04.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder