![]() |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk |
15 Ekim 2021
itibarıyla Türk lirası, Dolar- Euro karşısında güneş görmüş kar gibi eridi. Bu
durumun hayat pahalılığının artmasına, alım gücümüzün düşmesine neden olacağını
söylemek, kehanet sayılmaz. İğneden ipliğe gelecek zamlar herkesi olumsuz
etkileyecektir. 22 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine
geçmeden önce Dolar 4,70, Euro 5,50 TL idi. Üç buçuk yılda döviz yüzde yüze
yakın arttı? Bu durum muhalefetin ileri sürdüğü gibi yönetim sistemi ile ilgili
olabilir mi?
Muhalefet partileri, ekonomik konuların yanında "erken seçim" ve “İyileştirilmiş Parlamenter Sistem” konularını da gündemde tutmaya devam ediyorlar. 5 yıl için seçilen cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin görev
sürelerinin dolmasına daha 18 aylık bir süre olmasına rağmen ülkemizde bir
seçim atmosferi hakim oldu. Şimdiden vaatler havada uçuşmakta, partiler kendi
aralarında temaslar yapmakta, halk arasında dolaşmaktadırlar. Muhalefet
partilerinin en büyük seçim vaadi, sistem değişikliği üzerinedir. “İyileştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, sözlerini Millet İttifakını oluşturan muhalefet partilerinden çok duyuyoruz.
16
Nisan 2017’de yapılan referandum ile yürürlüğe giren anayasa değişikliğiyle
Türkiye’nin yönetim şekli esaslı bir şekilde değişime uğradı. 24 Haziran 2018
seçimlerinden sonra ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyor. Cumhurbaşkanı Hükümet Sisteminde,
cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanıdır. Bakanların ve cumhurbaşkanı
yardımcılarının hepsi dışarıdan atanır ve onların sorumluluğu sadece cumhurbaşkanına
karşıdır. İstediği takdirde cumhurbaşkanı onları görevden alabilir. Eğer milletvekillerinden
biri bakan olursa milletvekilliğinden istifa etmesi gerekir. Türkiye Büyük
Millet Meclisinde bakanlar için güvenoyu ve gensoru verilemeyecektir. Bütçeyi
cumhurbaşkanı hazırlayacak, millet meclisinde kabul edilmediği takdirde yeniden
değerleme oranında arttırılarak geçerli olacaktır. Cumhurbaşkanı kararnameler
çıkarabilecek, yüksek yargı ve devletin üst yönetim kadrolarını atayabilecektir.
Parlamenter Sistemde ise cumhurbaşkanı devleti temsil eder, tarafsızdır,
sembolik yetkilere sahiptir. Hükümet, halkın seçtiği milletvekillerinin
oluşturduğu meclisin içinden çıkmaktadır. Çoğunluğu kazanan veya en fazla
milletvekili çıkaran siyasi partinin genel başkanı başbakan olarak atanır ve
hükümeti kurar. Bakanlarını genel olarak milletvekillerinden seçer. Meclis, yasa
yapmanın yanı sıra, güvenoyu, gensoru yoluyla da hükümet üzerinde denetim
görevini yapar. Hükümetin hazırladığı bütçeyi oylarıyla onaylar veya reddeder.
Diğer denetim görevini de bağımsız ve tarafsız yargı yapar. Yürütme, yasama ve
yargı böylece bir dengeye kavuşur.
Önümüzdeki genel seçimler, mevcut
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Parlamenter Sistem arasındaki halkın
tercihini gösterecek. Seçim sonuçları, bu konuda referandum niteliğinde olacak.
Mevcut sistemin, karar ve icraat sürecini hızlandırdığını öne süren Cumhur
İttifakını oluşturan Ak Parti, MHP, BBP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden
yana tavır alırken, bu kadar yetkinin bir kişiye verilemeyeceğini savunan Millet
İttifakını oluşturan CHP, İyi Parti, DP, SP ile yeni kurulan Deva, Gelecek, Memleket
ve Değişim partileri, Parlamenter Sistemden yana ağırlıklarını koymaktadırlar.
İktidara talip olan Millet İttifakını
oluşturan siyasi partiler, seçim öncesi
“İyileştirilmiş, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, derken bunun tanımını, eski sistemden ne farkı olacağını da açıklamaları
gerekir. Örneğin; siyasi partiler yasası ve seçim yasaları değişerek, daha
demokratik hale gelecek mi? Seçim barajı düşecek veya kaldırılacak mı? Siyasi
partilerde lider ve ekibinin kayıtsız egemenliği devam edecek mi? Milletvekili,
belediye başkanı, belediye ve il genel meclisi adaylarını parti üyeleri mi seçecek, yoksa bu adaylar yine genel merkez tarafından
mı atanacak? Kısacası, parti içi demokrasi olacak
mı?
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 15.10.2021