5 Haziran 2023 Pazartesi

BEYAZ ELDİVENLİ İNSAN

 



                                                    

             Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşunun 2. yüzyılına girerken tarihi bir öneme sahip 14 Mayıs 2023 seçimlerini geride bıraktık. Bu seçimlerin önemi, uygulanan sistemden ileri gelmektedir. Seçmenlerin yarıdan biraz fazlası "Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam", dedi. Muhalefetin istediği Parlamenter Sistem başka bahara kaldı. TBMM’nin 103. yılında demokrasi yolunda yürümeye devam ediyoruz. Ancak demokrasinin içselleştirilmesi o kadar kolay olmuyor. Bu konuda ülke olarak alacağımız daha çok yol var. 1961 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamında siyasi partilerde, demokrasinin kuralları bugünkünden daha iyi işliyordu. 1961-1980 yılları arasında 5 dönem Adalet Partisi milletvekilliği, TBMM Grup Başkanvekilliği, Çalışma, Sanayi, Milli Eğitim Bakanlıkları yapan ve siyasette 62 yılını geride bırakan 95 yaşındaki Ali Naili Erdem, 1 Mayıs 2023 tarihli Sözcü Gazetesinde Saygı Öztürk ile yaptığı söyleşide liderlere, genç siyasetçilere ve Türk Milletine çok önemli şeyler söylüyor. Adeta demokrasinin alfabesini anlatıyor.

          Diyor ki, “ Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu değişmediği sürece Türkiye’nin etkili bir parlamento içerisinde var olması mümkün değil. Seçim kanunu yanlış. Bu kanunu 12 Eylül 1980 ihtilalini yapanlar düzenledi. Bireyin yani genel başkanın takdirine bırakılan bir seçim sistemi ülkeye sağlıklı bir parlamento getirmez.  Ben 5 defa parlamentoya gelmiş bir arkadaşınızım. Halkın önüne çıktım, kahvede nutuk attım, dağ demedim, tepe demedim dolaştım ve öyle Meclise geldim. Hakim nezaretinde ön seçimle aday olduk. Seçim sistemi oydu. Sağlıklı bir demokrasinin olduğu yerde seçim kanunu, anayasadan önemlidir. Bunun tekrar altını çiziyorum. Çünkü seçim kanunu bir sonuç veriyor, bir şey ortaya koyuyor. Anayasa ise bir kurallar manzumesidir. Sonuç vermiyor, bir pratiği yok. O nedenle seçim kanunu dünyanın her yerinde, gelişmiş ülkelerde, demokrasiyi kabul etmiş ülkelerde çok önemlidir.”

         Lider odaklı Seçim Kanunu nedeniyle pırıl pırıl bazı isimlerin aday olamadığını anlatan Erdem, " Ama ayıplı ve suçlu olan bir yığın insan aday olarak seçime giriyor. Bu demokrasimiz için, meclisimiz için çok büyük ayıp." Ali Naili Erdem açıklamasını şöyle sürdürüyor; "İsmet İnönü, parlamenterler için Beyaz Eldivenli İnsan diyordu. Bu yüksek çatının altında görev alacak insan, beyaz eldivenli insandır. Bu insan bildiğiniz gibi her yönüyle ahlakı temiz olan insandır. Biz bunu parlamentoda benim de içinde bulunduğum dönemlerde yaşadık. Pırıl pırıl insanlar. Ama şimdi bakıyorum, ayıplı, suçlu bir yığın insan aday. Türkiye’nin felaketine işbirliği yapmış olanlar da aday adayı olmuş, listeye alınmış. Bununla parlamentoyu düzlüğe çıkaramazsınız. Ayıplı insanlarla parlamentonun huzur bulması mümkün değil.”

         Çok sayıda CHP üyesinin de içinde bulunduğu demokrasiye inanmış yurttaşlarımızın vurgu yaptığı gibi gerçek demokrasinin Türkiye’de uygulanması için önce Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarının değiştirilerek parti içi demokrasinin sağlanması gerekir.

1980 İhtilalinin demokrasiye getirdiği dar gömleği çıkarmak gerekir.

Siyasi partilerdeki lider egemenliğinin sona erdirilmesi gerekir.

Ön seçimlerin yapılması gerekir.

 Kongrelerde çarşaf liste (çoktan seçmeli) yönteminin uygulanması gerekir.

 İl ve ilçe örgütlerinin yerel yöneticilerin baskısı ve tahakkümünden kurtarılması gerekir.        

 

 orhankalyoncu.blogspot.com.tr                        05.06.2023

 

        

 

               



2 Haziran 2023 Cuma

DEĞİŞİM ŞART

 


CHP Edirne İl Merkezi
                                               

 

         14 Mayıs 2023 seçimlerinin kesinleşen sonuçlarına göre Cumhur İttifakı 323 (AKP 268, MHP 50, YRP 5), Millet İttifakı 212 (CHP 169, İYİP 43), Emek ve Özgürlük İttifakı 65 (Yeşil Sol Gelecek Partisi 61, TİP 4) milletvekili elde etti. Seçime AKP listelerinden giren HÜDA PAR 3, DSP 1 milletvekili çıkarırken, CHP listelerinden giren DEVA P. 15, GELECEK P. 10, SAADET P. 10, DEMOKRAT P.3, İYİP.1, DEĞİŞİM P.1 milletvekili çıkardı. 28 Mayısta 2. turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde de oyların yüzde 52.18’ini alan mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığını 3. defa kazandı. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyları yüzde 47.82’de kaldı. Bu sonuçlar; 2017’deki referandumda kabul edilen anayasaya göre uygulamaya konan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam edileceğini gösteriyor.

       Yönetimde istikrar olması için getirilen seçim sisteminin kurulan ittifaklar nedeniyle orantısız sonuç verdiğini görüyoruz. Koalisyonlar dönemine son verilmek istenirken yüzde elli artı bir nedeniyle mecburi ittifaklar kuruluyor. Büyük bir partinin listelerinde yer alan binde 3 ya da yüzde 1-2 oy kapasiteli bir parti, gücünün çok üzerinde milletvekili çıkarabiliyor. Halkın vermediği bir güce sahip olabiliyor. Seçmen oyunu A partisine verirken B partisi milletvekili çıkarıyor. Dolayısıyla seçmenin iradesi sonuçlara tam yansımıyor. Bu seçim sisteminin yarattığı bir başka haksızlıkta baraj konusunda. Parti olarak ittifak çatısı altında iseniz yüzde 1’de alsanız, yüzde 7 barajı sizi etkilemiyor. Milletvekili çıkarabiliyorsunuz. Diğer taraftan ittifak içinde değilseniz yüzde 6 bile alsanız yüzde 7’yi geçemediğiniz için milletvekili çıkaramıyorsunuz. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum. Burada yapılması gereken; seçim barajını kaldırmak ya da yüzde 2-3 gibi bir orana indirip, ittifaklara son vermektir.

      Ülkemizi 20 yılı aşkın bir süredir yöneten AKP, seçmenden bir 5 yıl daha ülkeyi yönetmek için yetki aldı. Muhalefet partilerinin çoğunu oluşturan Millet İttifakı ise beklediğini bulamadı. Şimdi özeleştiri yapacaklar mı? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edecekler mi? Özellikle bu ittifakın lokomotif partisi Cumhuriyet Halk Partisi, biz nerede yanlış yaptık, demeyecek mi? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve bu süreçteki performansı genel olarak başarılı bulundu. Ancak strateji konusunda aynı şeyi söylemek zor. Mesela; dört küçük partiyi listelerine almaları ve çok sayıda kontenjan vermeleri. Mesela; anketlere bakarak kazandık havasına girilmesi. Mesela; Millet İttifakını oluşturan beş siyasi parti liderinin cumhurbaşkanı yardımcısı adayı yapılarak TBMM dışında kalması. Mesela; oy kullanan TC vatandaşı yapılan yabancıların ve seçmen kütüklerinin takibi. Mesela; örgütlerin yeteri kadar çalışmaması.

     Cumhuriyet Halk Partisi, artık özüne yani Altıok ilkelerine dönmeli, parti ideolojisiyle büyüme yolunu tutmalı ve değişim sürecini başlatmalıdır. Taşıma suyla değirmen dönmeyeceği gibi doldurma kadrolarla da başarı elde edilemez. CHP daha önce aldığı yüzde 25 oyu, bu seçimde dört küçük partiyle alabilmiştir. Bu da başarı değildir. Türkiye’ye demokrasi getirme iddiasındaki CHP, önce parti içinde demokrasiyi uygulamalı, tüm adaylıklar için ön seçim yapmalıdır. Kongrelerde de ayrışmayı getiren blok liste yerine çarşaf liste uygulanmalıdır.             

 orhankalyoncu.blogspot.com.tr                              02.06.2023                                                                                                                

 

      

 

    

7 Mayıs 2023 Pazar

MİLLİ İRADENİN TECELLİSİ

 



                                                            

        Ülkemizin kaderini tayin edecek 14 Mayıs 2023 seçimlerinde son düzlüğe girdik. Seçim çalışmaları hız kazandı. İktidar partileri, iktidar olmanın avantajlarını sonuna kadar kullanıyor. Türkiye'de şimdiye dek hiç bir iktidara nasip olmayan bir şekilde 20 yıllık kesintisiz bir iktidar var. İcraatlarını halk değerlendirecektir. İktidar alternatifi Millet İttifakı'nı oluşturan partiler de iktidarın 20 yılı aşkın sürede yapamadıklarını, eksik yaptıklarını ve yanlışlarını anlatarak oy istiyorlar. Tüm bu çalışmalar demokrasinin gereğidir. Bu seçimlerin sonucuna göre ya Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam edilecek ya da Parlamenter Sisteme geçilecektir. Karar Türk Milletinindir. Vereceğimiz bu karar; yediğimiz ekmekten, içtiğimiz suya, eğitimden sağlığa, istihdamdan adalete her şeyi etkileyecektir.

      20 yıllık AK Parti iktidarına karşı ilk defa altı muhalefet partisi Millet İttifak’ını oluşturarak iktidar alternatifi oldular. Mecliste, milletvekili çoğunluğunu ve yüzde elli artı bir oyu alarak ilk turda cumhurbaşkanlığını kazanmayı hedefliyorlar. Millet İttifakını oluşturan altı siyasi partinin liderleri ve iki büyükşehir belediye başkanı sahada. Ülkeyi baştanbaşa geziyorlar, mitingler düzenliyorlar. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’da yapılan saldırılara ve provokasyonlara rağmen duruşunu hiç bozmadan yoluna devam ediyor. “Bay Kemal”, hitabını kendine yakıştırarak üzerine aldı. Alevi kimliği ile ilgili videosunda da Kılıçdaroğlu’nun, “ben samimi bir Müslümanım, Aleviyim. Harama el uzatmam, kul hakkı yemem. Artık ayrışmaları ve farklılıkları konuşmayacağız”, diyerek yaptığı samimi açıklaması büyük ses getirdi. 13 yıllık genel başkanlığı döneminde CHP iktidar olamadı ise de 2019 yerel seçimlerinde birçok belediye başkanlığının yanı sıra 11 büyükşehir belediye başkanlığını partisine kazandırdı. Kurulmasına öncülük ettiği Millet İttifakı’nı büyüterek iktidar alternatifi olmasında rol oynadı. BBC International Kılıçdaroğlu portresini şöyle tanımlıyor; “74 yaşındaki Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin en güçlü adamı Tayyip Erdoğan’ı yenmek için şimdiye kadarki en büyük şansa sahip. Yumuşak dilli, eski bir memur. Türkiye’nin görkemli ve güçlü cumhurbaşkanının tam antitezi.”

       Seçim sürecinde önemli bir diğer konu da seçim güvenliğidir. Çok partili sisteme geçtiğimiz 1946 seçimlerindeki tartışmalardan sonra 1950 seçimlerinde yüksek yargıçlardan bağımsız, tarafsız bir kurul olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) oluşturulmuştur. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) günümüze kadar olan bütün seçimleri düzenlemiştir. Her türlü itirazlar il ve ilçelerdeki seçim kurullarına yapılır. Son karar YSK’nındır. Sandık ve oy denetimi için yurttaşlar da dernek kurmuşlardır. Bunlardan biri de Oy ve Ötesi Derneği’dir. Partili görevlilerin yanı sıra bu ve benzeri kuruluşların gönüllüleri de sandık ve oy güvenliğini denetlerler. Sandığa atılan her oyun aynı çıkması esastır. Demokrasilerde milletin iradesi her şeyin üstündedir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”, sözü bunu gösterir. Lafta değil özde bunu uygulayan ülkeler demokratik ülkelerdir. Milleti temsil edecek kişiler, milletin seçimlerde özgürce oy kullanması sonucu seçilir. Milli iradenin tecellisi böyle olur.

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                  08.05.2023




4 Mayıs 2023 Perşembe

YİĞİT MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA

 ,






                                

                     Yoksulun sırtından doyan doyana,

                      Bunu gören yürek nasıl dayana,

                      Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana,

                      Bilmem söylesem mi söylemesem mi?

        

         Söz ve müziği Aşık Mahzuni Şerif’e (1940-2002) ait “Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana” şarkısında olduğu gibi artık çarşıda pazarda vatandaş kuru soğana muhtaç. Soğan tarihinde ilk defa 30 lira gibi bir fiyatta. Pazardan soğan almak bile neredeyse yiğitlik sayılır olmuş. Hayat pahalılığı, enflasyon el yakıyor. Dünyada gıda enflasyonu en yüksek ülkeler arasındayız. Bu ekonomik hal ve şartlarda seçimlere gidiyoruz. Bizi 5 yıl yönetecek milletvekillerini ve cumhurbaşkanını seçeceğiz. Kritik bir seçim süreci geçiriyoruz. Muhalefet, 20 yıllık iktidara karşı ilk defa bir alternatif oluşturdu. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turda ya da ikinci turda seçim kazanması söz konusu. Yapılan anketler bunu gösteriyor. O yüzden muhalif yurttaşların bir kısmı en güçlü adayın desteklenmesi gerektiğini düşünüyorlar.

         Bu noktada en çok tartışılan konuların başında Memleket Partisinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin durumu geliyor. Seçim birinci turda da bitse, onun söylediği gibi ikinci tura da kalsa sorumlu o gösterilecek. Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan da kazansa, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu da kazansa fatura ona kesilecek. O bunu bilmiyor, olabilir mi? 24 Haziran 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan İnce’nin yola çıkarken söylediği bir atasözü vardı. “Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır.” Sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimleri, “Adam kazandı”, diyerek sona erdi. Ne mıh kaldı, ne nal, ne de at. Yiğidimiz de 2023 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Memleketi kurtarmak için tekrar yollarda. Bu kez muhalefete, muhalefet ediyor. İktidara karşı olmaktan ziyade kendisini geçen seçimde aday yapan CHP’sinin adayına karşı.

Kazanma olasılığı var mı? Yok.

Seçilmiş olsa, TBMM’de çoğunluğu olur mu? Yok.

Devleti idare edecek kadroları var mı? Yok.

Partisinde kendisinden başka ikinci bir isim var mı? Yok.

Ne var? Seçimleri ikinci tura bırakmak gibi bir misyonu var.

Sormak lazım. Bu da ülkenin yararına mı?

 


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                04.05.2023

                      

28 Nisan 2023 Cuma

VATANDAŞIN PSİKOLOJİSİ VE YAŞAM HAKKI

 



       Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik gibi ekonomik zorlukların yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu etkilediği bir gerçek. Son aylarda yaşadığımız felaketler de bunların üzerine geldi. 6 Şubat Pazarcık ve Elbistan odaklı depremlerde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Ardından gelen sel felaketlerinde onlarca insan kaybımız oldu. 6 Nisan 2023’te Adana’nın Saimbeyli ilçesinde heyelan sonucu kopan kayanın otomobilin üzerine düşmesi sonucu dört kadın öğretmenimiz hayatını kaybetti. Gazetelerin üçüncü sayfalarında gördüğümüz şiddet ve cinayet olayları da her geçen gün artıyor. 2023 yılının Ocak ayının son haftasında unutamadığım birkaç olay oldu. Bu olaylardan sağduyulu, vicdan sahibi hiçbir insanın etkilenmemesi düşünülemez. Bu cinayet haberlerinden derin üzüntü duyuyoruz.

      Birinci olayda, 85 yaşındaki bir emekli asker, 84 yaşındaki eşini sonra da başka şehirde oturan bir oğlunu öldürdü, diğerini de ağır yaraladı. Sonra o da öldü. İkinci olay, eşinden ayrı yaşayan bir baba önce 3 çocuğunun sonra da kendisinin hayatına son verdi. Başka bir olayda, bir polis annesini, iki ağabeyini ve yengesini öldürdü. Bu üç olayda aile içinde gerçekleşiyor. Bir baba nasıl eşine ve evlatlarına ya da bir evlat nasıl anne ve kardeşlerine kıyabilir? Bu cinayetleri işleyenler normal kafa yapısına sahip kişiler mi? Öfke, intikam ya da mal hırsı bunlara sebep olabilir mi? Sebebi ne olursa olsun hiç kimsenin bir başkasının hayatına son verme hakkı yoktur. Herkesin yaşam hakkı kutsaldır. Yaşam hakkı doğuştan gelen bir haktır. Devletin, gerekli önlemleri alarak yaşam hakkını koruması gerekir. Gidenler geri gelmez ama devlet bu cinayetleri işleyenleri diğerlerine ders olacak şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmalıdır. Affın da mümkün olmaması gerekir.

      Aile içi cinayetler, kadın cinayetleri, trafikte işlenen cinayetler, terör olayları, toplumda arttıkça insanların moral ve motivasyonu düşüyor. Hayatın zorlukları da bunlara eklenince vatandaşın psikolojisi bozuluyor. CHP Adana milletvekili Burhanettin Bulut, Türkiye’de 2012 yılında 37 milyon 280 bin 936 kutu olan antidepresan kullanımının yaklaşık yüzde 66 oranında artarak 2022 yılında 61 milyon 870 bin 998 kutuya çıktığını belirtti. Bu durum iyiye delalet değil. Toplumun sağlıklı olması için bireylerin sağlıklı olması lazım. Toplumun sağlığından, huzurundan, refahından, düzeninden ve güvenliğinden de iktidar sorumludur. İktidar yetkilileri, bunu TBMM’de gerekli yasaları çıkararak, ekonomik gelişmeyi, adaleti, liyakati, asayişi sağlayarak yapar.

orhankalyoncu.blogspot.com.tr                 28.04.2023


18 Nisan 2023 Salı

KIRMIZI ELDİVENLER

 


KIRMIZI ELDİVENLER


      Kahramanımız Hugo, Letonya’nın başkenti Riga’nın kenar mahallelerinden birinde doğmuştu. Riga, Baltık Denizi’ne şehrin ortasından geçen Daugava Nehri ile açılır. Önemli bir kültür, siyaset, eğitim, finans, ticaret ve endüstri merkezidir. Hugo, okul sıralarında iken gökkuşağında gördüğü renklerden kırmızıya aşıktı. En sevdiği çocuk şarkısı da kırmızı ile ilgili olandı. Şarkının sözlerini ezberlemişti; "Bana bir renk söyle, bir renk söyle./ Birlikte düşünelim, neler var bu renkte?/ Bana renk söyle, bir renk söyle./ Hepsini öğrenelim, seninle birlikte./ Kırmızı olsun mu bugünün rengi?/ Söyle bakalım, bildiğin kırmızı şeyleri./ Kiraz kırmızı, çilek kırmızı./ En parlak renklerden birisi kırmızı./ Şimdi sen söyle bu balonlardan, acaba hangisi kırmızı?" Hugo’nun tek bir amacı vardı. İyi bir boksör olmak. Küçük yaşlardan beri bu amacına varmak için çalışıyordu. Çocukluğunda ormanda yaptığı antrenmanlara artık spor okulunda devam ediyordu. Kırmızı boks eldivenleri onun uğuruydu. Onlarsız ringe katiyen çıkmıyor, hatta antrenmanlarda bile onları ellerine geçiriyordu. Bu, ona çocukluğunda koştuğu kırlardaki gelincikleri hatırlatıyordu. Kırmızı boks eldivenlerini giyince kendisinde ayrı bir güç hissediyordu.

      Sinek sıklette başladığı boks hayatında şimdi yarı orta sıklette maçlar yapıyordu. Bu haftaki rakibi Amerikalı bir boksördü. Kazanan dünya şampiyonu olacaktı. Maç günü gelmişti. Salon hıncahınç doluydu. İki boksör kozlarını paylaşacak, kazanan dünya yarı ağır sıklet boks şampiyonu olacaktı. Ringe çıktılar. Her iki boksörün taraftarları tezahürat yapıyor, kendi boksörünü çılgınca alkışlıyordu. Teknik adamlar son taktiklerini veriyordu. Artık asrın maçı başlayacak, şampiyon belirlenecekti. Ve maç başladı. İlk önce Kırmızı eldivenli boksörümüz müdafaadaydı. Açık vermemeye çalışıyordu. Amerikalı boksör hücum ediyor ama bir türlü istediği vuruşu yapamıyordu. Hakem tarafından kollanıyor gibiydi. Boks otoriterleri de Amerikalının kazanacağından kuşku duymuyor, bunu da açıkça belirtiyorlardı. Ancak kırmızı eldivenli boksör de bu maça uzun süredir hazırlanıyor ve şampiyon olmak istiyordu.

      Son raunda kadar başa baş bir mücadele vardı. Son raundun başında kırmızı eldivenli boksör üstünlüğü ele almış, ardı ardına yumruklarını rakibinin yüzüne indiriyordu. Rakibi köşeye sıkışmış bir türlü karşılık veremiyordu. Aparkatların arkasından gelen kroşe ile Amerikalı boksör nakavt oldu. Hugo bu galibiyetle dünya şampiyonu olmuş, hayallerini gerçekleştirmişti. Her zamanki gibi disiplinli çalışan, hayallerinin peşinden giden kazanmıştı. Bu hikayedeki gibi tüm yurttaşlarımızın hayallerinin, özlemlerinin gerçek olmasını dilerim. 


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                  18.04.2023


10 Nisan 2023 Pazartesi

MİLLETVEKİLİ LİSTESİ

 


UZUNKÖPRÜ HÜR GAZETE



        16 Mart 2023 tarihinde yayınlanan “Kime Göre Neye Göre”, adlı yazımda ön seçimlerle ilgili şöyle yazmıştım; “ön seçim olmadan oluşturulacak listeler ne kadar özenle seçilirse seçilsin "niye o, ben değilim", diye itirazlar olacaktır. Birlik olunması gereken seçim döneminde küskünlüklere şahit olacağız. Bu seçmeyi üyeler yapsaydı, bu itirazlar en aza inerdi.” 9 Nisan 2023 Pazar günü YSK’na verilen milletvekili listelerinden sonra Edirne’de Cumhuriyet Halk Partisi içinden ve dışından itiraz sesleri yükseldi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde milletvekili olmak için müracaat eden 28 aday adayı vardı. Bu aday adaylarından 4 isim genel merkezden sıralanarak açıklandı. Kriter neydi? Kime göre, neye göre sıralandı? Diğer aday adayları neden elendi? Bunları hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Çünkü elimizde bunlara ilişkin bilgiler yok. Merkez yoklaması her zaman böyle sürprizlere açıktır. CHP'de hak edenin aday olması için demokratik bir ön seçim sürecinin olması gerekirdi. Ama çoktan beridir bu olmuyor. Yine de gün, aday adayı olanların küsmesi yerine katkı vermesi günüdür. Cumhuriyet Halk Partililer için önemli olan, kimin milletvekili olmasından ziyade Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerini birinci turda kazanması ve CHP'sinin Millet İttifakı ile birlikte iktidar olmasıdır. Buna inanan herkesin bu bilinçle davranması gerekir.

                                 ÖN SEÇİM VEYA EĞİLİM YOKLAMASI

      Memleket Partisinin genel başkanı Muharrem İnce, parti içinde yapılan ön seçim sonucunda oy birliğiyle partisinin cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyledi. Ancak o tarihlerde henüz resmi olarak seçim takvimi başlamamıştı. Dolayısıyla o bir ön seçim değil, eğilim yoklamasıydı. Siyasi partiler de 14 Mayıs 2023 seçimleri için milletvekili listelerini 9 Nisan 2023 tarihinde YSK’na verdiler. Kimi partiler bu listelerin hazırlanması sırasında örgütlerin nabzını tutmak için eğilim yoklaması yaptılar. O tercihler listelere ne kadar yansıdı? Bilmiyoruz. Eğilim yoklaması veya temayül yoklaması denen yöntem tabanın istekleri için bir ipucu verse de asla resmi bir ön seçimin yerini tutmaz. Çünkü son karar genel merkezlerindir. Resmi ön seçim yargıç nezaretinde partinin delegelerinin veya kayıtlı üyelerinin oy vermesiyle olur. Çıkan sonuç kesindir ve genel merkez tarafından değiştirilemez.  Partilerin lider ve genel merkez hakimiyetinden kurtulması için seçimlerden sonra siyasi partiler yasası değiştirilerek ön seçim şartının getirilmesi partilerin demokratikleşmesi için çok önemlidir. Partiler demokratikleşmeden, ülkemiz                                                 demokratikleşemez.     

                                            SİYASETÇİLERİN AKILLISI

       Bir siyasetçinin başına gelebilecek en kötü durum; millet ile inatlaşması ve ülkenin sanatçılarıyla ters düşmesidir. Asıl olan millettir. Sanatçılar da toplumun öncüleridir. Siyasetçiler silinir giderler ama millet ve gerçek sanatçılar kalır. Gerçek sanatçılar yüz yıllar sonra bile unutulmazlar. Akıllı bir siyasetçi milletle inatlaşmaz. Sanatçılara değer verir. Milletin istikbali yerine partisinin ve kendisinin siyasi ikbalini düşünen siyasetçinin notunu millet ve tarih verecektir. Bu not da geçerli bir not olmayacaktır.                                        

                                       MUHALEFET YAPMANIN ZAMANI

        Muhalefet olmadan demokrasi olmaz. İktidar her yerde vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Çok bilinen bu sözleri unutmamak gerekir. Ancak şöyle bir durum tespiti daha yapabiliriz. Muhalefet körü körüne her konuda ve her şartta yapılabilir mi? Örneğin hayati bir seçime giderken parti genel başkanına ve yönetimine karşı? Bunu durup, düşünmek gerekir. Öncelik vatansa gerisi teferruattır. Yurtseverlik bir ülkenin çıkarını her şeyin üzerinde tutmaktır. O yüzden muhalefet etmenin de zamanı vardır. Her şartta körü körüne muhalefet yapılmaz.                          


orhankalyoncu.blogspot.com.tr                                                 10.04.2023