Bizim Kadınlarımız |
Durdurun kadın cinayetlerini, artık. Neredeyse her gün işlenen bu cinayetler, sıradan olaylar haline geldi. Son yıllarda iyice artan kadınların öldürülmesine daha ne kadar seyirci kalacağız? Herkes kanıksadı, sanki! Türkiye’de resmi rakamlara göre 2008`de 80 olan kadın cinayeti, yıllar içinde artarak 2015`de 303, 2016`da 328, 2017`de 409, 2018`de 440, 2019`da 474, 2020’de 300 olmak üzere son 13 yılda toplam 3.485 olmuştur. Dile kolay, bu kadar kadın hayattan koparıldı. O kadınların daha yaşayacak hayatları, gerçekleştirecek hayalleri, büyütecek çocukları olacaktı. Bu nasıl bir acımasızlıktır. Günlük gazetelerin 3. sayfalarında her gün cinayet haberlerini okuyoruz. 24 Şubat 2021 tarihli gazetede yine kadın cinayeti haberleri vardı. 1. haber, “Manisa’da 43 yaşındaki eski erkek arkadaşı, 33 yaşındaki kadını pompalıyla katletti.” 2. haberde,“Muğla/Fethiye Kelebekler Vadisinde bir adamın, 7 aylık hamile eşini uçurumdan attığı iddia ediliyordu.” 3. haber, “genç kadının hikayesi yürek sızlattı. Adana’da bir kadın, 15’inde evlendi, 16’sında anne oldu, kocasından gördüğü şiddet yüzünden 20’sinde ölmek istedi.”
Ülkemizde, 2021 yılının Ocak ayında 23 kadın katledildi. 23 kadının % 70’i evinde, eşi ya da yakınları tarafından öldürüldü. Kadınlar, büyük oranda boşanmak ya da ayrılmak istedikleri için ve bunun gibi kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürüldü. Hiçbir neden, bir insanın canını almanın nedeni olamaz. Kadın erkek ilişkilerinde, uygar insanlar anlaşır, uzlaşır ya da anlaşmıyorlar ise ayrılır. Bunun dışında, çeşitli nedenlerle dışarıda, sokakta işlenen kadın cinayetleri de sıradanlaştı.
Bu cinayetlerin nedenleri arasında ekonomik nedenler ile birlikte toplumun bir kısmının kadına biçtiği rol ve kadının kendi hayatına dair karar almak istemesini kabul etmeyen bir anlayışın olduğunu görüyoruz. Ancak 21. yüzyılda kadınların özgürce yaşamını kurmalarının önünde hiçbir engel olmamalıdır. Kadınların iş ve eş seçmeleri en doğal haklarıdır. Kadın, erkek eşitliği temelinde her insanın istediği gibi yaşama hakkı vardır. Yaşam hakkı, bir insanın en temel hakkıdır. O yüzden yaşama hakkına saldıran kim olursa olsun en şiddetli cezaya çarptırılmalıdır. Şiddet ve cinayetleri durdurmak için faillerine sıfır tolerans gösterilmeli, cezalar arttırılmalı ve tavizsiz uygulanmalıdır.
Atatürk, Türk kadınına
Avrupa ülkelerinden önce seçme, seçilme hakkı tanıyan yasalar çıkartmış,
kadınların her alanda söz sahibi olmasını sağlamıştır. Atamızın söylediği şu
sözü de kimse unutmasın. “Ey kahraman Türk kadını,
sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye
layıksın."
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 26.02.2021