Fransızca kökenli baraj sözcüğünün konumuzla ilgili tanımı şöyle; “herhangi bir alanda başarılı sayılabilmek için geçilmesi gereken engel." Son günlerde siyaset alanında da tartışılan bir sözcük oldu. Bu tartışmanın konusu 34 yıldır genel seçimlerde uygulanan %10 seçim barajıydı. Bu baraj,1980 darbesinden sonra başa gelen askeri rejim tarafından oluşturulan Danışma Kurulu tarafından 1983 tarihinde çıkarılan seçim yasasıyla yürürlüğe girdi. Askeri yönetimin amacı, yönetimde istikrar için az partili bir sistem kurmaktı. O tarihten bu yana hiçbir iktidar tarafından değiştirilmek istenmedi. Hatta yüksek baraj nedeniyle iktidar olmayı düşünen muhalefet partileri bile güçlü bir şekilde itiraz etmediler.
1995 yılında yapılan genel seçimlerden sonra yapılan hükümet kurma çalışmalarında önce ANAP(%19,65) ile DYP(%19,18) Anayol hükümetini kurdu. Bu koalisyonun bozulmasının ardından DYP ile Refah Parti(%21,38) Refahyol hükümetini kurdu. 1999 genel seçimlerinde de yine koalisyon hükümetleri kuruldu. DSP: %22,19, MHP: % 17,98, ANAP: % 13,22 oranında oy alarak 3’lü koalisyon kurdu. Bu hükümetlerin kurulmasında dikkat çeken en önemli husus hükümeti kurmakla görevlendirilen partilerin en çok %22 oranında oy almalarıydı. %22 ile iktidar olunan bir seçim sisteminde %10 seçim barajı çok yüksek, değil mi?
Bazı Avrupa ülkelerinde baraj olmadığı gibi bazılarında da %2 ile %7 arasında oy barajı uygulanmaktadır. Ülkemizde 2002’de yapılan genel seçimlerde meclise sadece iki parti ve Bağımsızlar girerek AKP %34,4, CHP %19,4 Bağımsızlar 0.96 oy oranıyla milletvekilliklerini paylaşmıştı. AKP , meclisteki 550 milletvekilinin 365'ini, CHP'si 177'sini, Bağımsızlar da 8'ini kazanmıştı. Toplamda seçmenin %54,8 i mecliste temsil edildi. Geriye kalan %45,2 sinin oyları çöpe, daha doğrusu seçmenin oy vermediği iki büyük partiye gitti. Onların görüşleri mecliste temsil edilmedi. DYP %9,5 la dışarıda kaldı ve zamanla gücünü kaybetti. ANAP, Genç Parti de öyle. MHP de %8,5 la meclis dışındaydı. Bu durum ülkenin siyasi hayatında bir deprem etkisi yarattı. Merkez sağı temsil eden partiler silindi.
Nerede kaldı temsilde adalet? Nerede kaldı seçmenin iradesi? Kaldı ki İktidar partisi %34,4 'le mecliste %66'lık bir çoğunluk elde etmişti. 1980 öncesi koalisyonlar dönemlerine tepki için getirilen bu sistem, böylece barajı geçen partilere seçmenin vermediği bir güç vermiş oluyordu. Barajın kaldırılması veya düşürülmesi teklifinin, kimler tarafından, ne için getirildiğine bakmadan, demokrasi, temsilde adalet ve seçmenin iradesinin mecliste tam olarak yansıması için desteklenmesi gerekir. Konulan baraj sadece partilerin ve adayların seçilme hakkına yönelik değil, aynı zamanda seçmenlerin seçme hakkına karşı da yapılan bir haksızlık ve adaletsizliktir. Çünkü sandığa attığı oyun karşılığında, sandıktan tercih ettiği bir siyasi parti ve aday değil, seçmediği bir parti ve aday çıkmaktadır.
Orhan Kalyoncu
20/11/2017
Orhankalyoncu.blogspot.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder