Siyaset, insanla ve insanlar için yapılır. Siyasette de etik kurallar vardır. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, emeğin en yüce değer olması gibi. Halka demokrasi içinde hizmet böyle olur. Bunları göz ardı ederseniz, demokrasi olmaz, keyfi idare olur. Siyaseti rant için yapanlar eşe, dosta, arkadaşa koltuk paylaşımı olarak görenler, halkın vicdanında yer alamazlar. Siyasi partiler, önce kendi içlerinde demokrasiyi uygulayacaklar ki, ülkede demokrasi gelişsin, insan hak ve özgürlükleri konusunda yol alalım. Demokratik kurallara, önce kuralları koyanlar uymalıdır. Demokrasinin en temel bir kuralı da halkın kendi yöneticilerini özgür iradesiyle kendisinin seçmesidir. Tüm siyasi partilerde bu konuda son söz sahibi genel merkezdir, genel başkandır. Cumhurbaşkanını, milletvekillerini, belediye başkanlarını, diğer meclis üyelerini aday yapanlar, onlardır. Böyle olunca halk,yalnızca oy vererek, önüne konan adayı seçer..
Yukarıdan atananlar da bir kez daha atanmak için halka değil, onu oraya getiren iradeye yaranmak isteyecektir. Genel merkez de gücünü, göreve getirdiklerinden alacaktır. Böylece “al gülüm, ver gülüm” politikası geçerli olacaktır. ” Seçilen yöneticiler, artık halkı değil, yukarısını gözlerler. Çünkü bir daha seçilmek her şeyin önündedir. O da liderden geçer. Zordur, bizde demokrat olmak. Lider, eline geçirdiği yetkiyi sonuna kadar kullanır. Hiç kimse artık onu, o istemediği takdirde oradan indiremez. Demokrasiyi tabana yaymak, katılımcılığı sağlamak, ön seçim yapmak, yetkilerinin bir kısmından vazgeçmek liderin aklından dahi geçmez. Tek seçicidir. Tüm adayları o seçer, MYK üyelerini de, danışmanlarını da. Boşuna mıdır, adayların liderle fotoğraf çektirmeleri, karşılama kuyruğuna girmeleri?
Siyasi partilerin ilkeleri, hedefleri, amaçları olmalıdır. Üyeler, o ilkeler etrafında birleşir. Bir davaya inanmaları gerekir. Sayıları çok olmasa da partileri ayakta tutan, onlardır. Bu üyeler bilinçlidir. Gömlek değiştirir gibi parti değiştirmezler. Siyasi partilerde birliği sağlamak, genel başkandan başlayarak en küçük belde başkanına kadar görev alan parti yöneticilerinin işidir. Bu görevi yaparken adaleti, eşitliği öncelikli olarak düşünmelidirler. Partide adaleti ve eşitliği sağlamak için de her yerde ön seçim, kongrelerde de demokratik olan “çarşaf liste” yöntemlerinin uygulanması gerekir. Üye, eğer partide çalışarak yükseleceğini, emeğe ve liyakata önem verileceğini görürse, gönüllü çalışır. Ama şimdiye kadar olduğu gibi güçlülere dayanmak geçerli olursa, yalnızca bir avuç kimse siyaset yapar. Yönetenler de halktan uzaklaşarak, hiyerarşi ve protokol kuralları arkasına sığınırlar.
Orhan Kalyoncu
15/11/2017
orhankalyoncu.blogspot.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder