Bir vatandaş diyor ki, “dolar yükseldikçe ben daha çok para
kazanıyorum. 3 ay önce 100 dolarımı bozdurduğum da 380 TL alıyordum. Şimdi 480
TL alıyorum. 100 TL kazancım var. Demek ki dolar yükseldikçe kazanıyorum.” Bu vatandaşa sormak lazım." Dolarla mı kazanıyorsun da,
dolara endeksli her şey artarken, sen kazançlı çıkıyorsun?"
Yurt dışında
çalışan, yurt içinde dövizle kazancı olan ya da ülkemizi ziyaret eden
turistler, bu işten karlı çıkıyorlar. Bu doğru. Ama Türk lirası kazanan sade vatandaşın bu işten karlı çıkması mümkün değil. Kullandığımız her şey iğneden otomobile kadar ithale dayalı. İthal edilen
her mal da döviz arttıkça artıyor. Dolayısıyla her türlü malın fiyatı artarken, alım
gücümüz düşüyor. 5 yıl önce asgari ücret alan bir işçi, net 773 TL ile 407
dolar alabiliyorken, 23 Mayıs 2018’ de 1603 TL ile 334 dolar alabiliyor. 5 yıllık bir süreçte, söz konusu işçi,
aylık 73 dolar fakirleşmiştir.
Yine başka bir vatandaş diyor ki, “bizim dolarla, euro ile ne
işimiz var? Ben Türk Lirasını tanırım.” Öyle ama Türkiye’de her şey
dövize ayarlı. Her kullandığın malın arkasında döviz var. Döviz yükselince de
başta petrol, doğal gaz, gübre, demir, çimento, nakliye, gıda ürünleri, giysi ve kiralar olmak üzere
kullandığın her mal ve hizmet artıyor. Başka bir vatandaş da diyor ki, “ Doların yükselmesi dış
güçlerin bir oyunudur.” Döviz fiyatları 3 ayda %26 artmışsa bunun ekonomik,
siyasi ve sosyal nedenleri vardır.
Önce devlet olarak gelir gider dengenizi
sağlayacaksınız. Savurganlığa ve ölü yatırımlara son vereceksiniz. Sığınmacılar
sorununu kalıcı bir şekilde çözeceksiniz. Yatırımcıların ve size kredi veren finans
çevrelerinin güven duyması için öngörülebilir bir hukuk sistemine sahip
olacaksınız. Üretime dayalı bir ekonomik yapı oluşturacak böylelikle istihdamı
arttıracaksınız. Köyden kente göçü önlemek için tarım ve hayvancılığa destek ve
öncelik vereceksiniz. Liyakat sahiplerine ve kurumların özerkliğine önem
vereceksiniz. OHAL'i kaldırıp, adalete güveni tesis edeceksiniz. Güçler,
(yasama, yürütme ve yargı) ayrımına özen göstereceksiniz.
23.05.2018
Orhan Kalyoncu
orhankalyoncu.blogspot.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder