7 Mayıs 2018 Pazartesi

HALKIN GURURU




           CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu, partililerin haykırdığı, "halkın gururu; Kılıçdaroğlu" sözünü hak etti. Kılıçdaroğlu’nun, gerçekleştirdiği Adalet Yürüyüşünden sonra 15 milletvekilinin seçime girebilmesi için bir başka partiye geçmesine demokrasi adına izin vermesi ve ardından kendisine karşı iki kez genel başkanlığa aday olmuş, kıyasıya eleştirmiş rakibi Muharrem İnce’yi tabanın sesine kulak vererek cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi partide ve seçmenlerde heyecan uyandırdı. İlk kez psikolojik üstünlük başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefete geçti.

             Cumhuriyet Halk Partisi kökleri Kuva-i Milliye’ye dayanan, Cumhuriyeti kuran, ülkemizi demokratik sisteme geçiren bir partidir. Daima demokrasiden yana olmuştur. Parti içinde demokrasi eksikliği olsa da, birleşik kaplar misali diğer partilerin otoriter alışkanlıklarından zaman zaman etkilense de Türkiye’de demokrasi kültürünü yaşatmaya çalışan bir partidir. Biat kültüründen uzaktır. Nitekim, 2014 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gösterilen çatı aday konusundaki tutumu nedeniyle genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu parti içinde epey eleştirilmiştir.
          
     Sık sık vurgu yapıldığı gibi her seçim önemlidir ancak 24Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ülkemiz açısından tarihi bir öneme sahiptir. Demokratik hayat tamamen değişecektir. Olağanüstü yetkilerle donatılan bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, cumhurbaşkanı tarafından dışarıdan atanan bakanlar olacaktır. Bakanlar milletvekili olanların arasından olursa milletvekilliği sona erecektir.  Cumhurbaşkanı, yardımcılarını, üst düzey bürokratları, YÖK üyelerini, valileri, büyükelçileri, rektörleri atayacak, yargıda etkili bir ağırlığı olacaktır. Cumhurbaşkanı, atadığı bakanları, yardımcılarını ve üst düzey yöneticileri istediği zaman görevden alabilecektir. Aynı zamanda parti genel başkanı olarak partisini de idare edecektir. Bu durumda tarafsızlık ve demokratik ülkelerde en çok aranan kuvvetler ayrılığı ilkesi nasıl sağlanacaktır?
            
        Halkın seçtiği milletvekillerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisinde bakanlar için güvenoyu aranmayacak, gensoru verilemeyecektir.  Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanacak bütçe Mecliste onaylanmadığı takdirde bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranında arttırılarak geçerli olacaktır. Cumhurbaşkanı isterse meclisi seçime götürebilecektir. Kanun hükmünde kararnameler çıkarabilecek, OHAL ilan edebilecektir. Cumhurbaşkanı ancak üçte iki çoğunlukla Yüce Divan’da yargılanabilecektir. Milletvekillerin görevleri azaldığı halde Meclisin milletvekili sayısı 600’e çıkacak, görev süreleri beş yıl olacaktır.
           
        Son yıllarda yaşadığımız siyasi, sosyal, ekonomik tüm olumsuz olayların çözümü, tüm yetkileri bir kişide toplamak olmamalıdır. Bunun olumsuzluğu bu sistemi deneyen tüm ülkelerde görülmüştür. O nedenle çağdaş ülkeler idare sistemini birbirini denetleyen, dengeleyen güçler ayrılığı sistemi üzerine kurmuşlardır. Yani Yasama, yürütme, yargı ayrı ve bağımsız olacaktır. Birbirlerini denetleyecek ve dengeleyeceklerdir. Demokratik sistemin gereği budur. Muhalefet,  demokratik parlamenter sisteme dönüleceğinin sözünü halka vermelidir.

Son söz: Otoriterlik azalırsa, demokrasi kazanır.



05/05/2018
Orhan Kalyoncu
orhankalyoncu.blogspot.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder