1 Mayıs 2018 Salı

OYLAR VE OLAYLAR


  




            Ülkemiz, 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine adeta kilitlendi. Siyasi, sosyal, ekonomik olaylar seçimlere endekslendi. Kuşkusuz bu seçimler, önceki seçimlerden çok daha fazla ülkemizin kaderini etkileyecektir. Çünkü ülkeyi idare etmenin sistemi temelinden değişecektir. Seçeceğimiz cumhurbaşkanı hükümeti kuracak, dışarıdan atayacağı bakanlar sadece ona karşı sorumlu olacaktır. Milletin seçtiği milletvekilleri hükümette yer alamayacağı gibi icraatları konusunda da söz sahibi olmayacaktır. Dolayısıyla artık vatandaşlarımız kahvesine ziyarete gelen milletvekiline hükümetin icraatı konusunda eleştiri getiremeyecek, onlara hesap ve soru soramayacaktır. Çünkü hükümet ile seçmenin seçtiği milletvekilleri arasında direk bir ilişki kalmayacaktır.
        
          Siyasi gelişmeler her gün sürprizlere açık devam ederken, gün geçmiyor ki gazetelerde içimizi acıtan bazı haberlerle karşılaşmayalım. Geçenlerde ülkemizin en çok satan gazetelerinden biri olan Sözcü gazetesinin 27 Nisan 2018 tarihli sayısının 3. Sayfasında aşağıdaki haberleri okuduk.
-8 yıldır eşini rahatsız eden adamı bıçaklayıp öldürdü.
-Bursa’da yol verme kavgası: 1 kişi öldü.
-Güngören’de trafikte tartışma kanlı bitti.
-Annesinin gözleri önünde kendisini cayır cayır yaktı.
-Önce kadını vurdu, ardından intihar etti.
-Dengesini kaybedip balkonda yere çakıldı.
Pisi pisine, en ucuz ölümler bizde mi olmaktadır? Başka ülkelerde bu kadar olay ve cinayet var mı? Onlar, bu olaylara bu kadar kayıtsız kalırlar mıydı?
       
         Tüm bunları düşünüp, kağıda dökerken bugün 30 Nisan 2018 tarihli aynı gazetenin 3. sayfa haberlerinde yine benzer olaylar vardı.
-Balkondan girdiği evi kan gölüne çevirdi.
-Kahvehaneye silahlı saldırı: 1 ölü, 3 yaralı.
-Düğün günü eşini öldürüp, “kuş gibi hafifledim”, dedi.
-Otelde yanan itfaiye eri şehit oldu.
-Virajı alamayan cip takla attı, Şule öldü.
-Borç alacak kavgası kanlı bitti: 1 ölü.
-Kocasıyla tartıştı, kendini bıçakladı.
     
        . Bu durum bir cinnet hali midir?  Bu konuda işsizlik, ekonomik sıkıntılar, gelir adaletsizliği, lükse özenme, tüketim toplumu olma, uyuşturucuya kolay ulaşma gibi etkenler mi rol oynamaktadır? İnsanlarımız mı acımasız oldu yoksa hayat şartları mı insanları öyle yaptı? Ne olursa olsun bu konu psikologlar ve konunun uzmanları tarafından incelenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu devletin asli görevidir. Sağlıklı toplum olmak için bu şarttır.     
                                                                                      
Son söz:  Kitleler, cezalarla düzene sokulursa dejenere olur, karizma ve nezaketle yönetilirse bilinçli ve dürüst olur. Konfüçyüs (filozof M.Ö 551- M.Ö 479)



Orhan Kalyoncu 30.04.2018

orhankalyoncu.blogspot.com.tr



  
      
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder