![]() |
Kelebekler Sergisi- Fotoğraf:Ali Çıtak |
Ayrışmak; birbirinden ayrı düşmek, karşı tarafta olmak anlamı
taşır. Bunun zıttı da birleşmek, bütünleşmektir. Hayatın her alanında neredeyse
Kabil’le Habil’den beri sosyal ayrışma diyebileceğimiz kavramı sonuna kadar
hisseder, yaşarız. Mahallede maç yaparken iki taraf bulunur, birbirlerini
yenmek için mücadele eden. Kan davasında birbirini yok etmek isteyen hasımlar
vardır. Her takımın fanatik taraftarı için en büyük, kendi takımıdır. Ülkeler
arasında, dini inanışlarda, mezheplerde, siyasi partilerde de bu ayrışmayı
görürüz.
Bir yerde insan
topluluklarını, böl-yönet anlayışıyla ayrıştırarak yönetmek en kolay idare
etme şeklidir. Olaylara at gözlüğü ile bakanlar başka gerçeklerin de
olabileceğini göremezler. Onlar için tek doğru vardır. O da inandığı kişilerin
gösterdiği yoldur. Halbuki ak ile karanın orta yolu vardır. Ama fikri sabit kişileri
ikna etmenin imkansızlığı ortadadır. Ülkemizde de aynı amaç için yola çıkmış
ideal birliği olması gereken bir siyasi partide bile ayrışma son raddesindedir.
Acımasız siyasi rekabet parti üyeleri arasında ayrıştırmayı getirir. Liyakata bakmadan kendi taraftarlarının bir
yerlere gelmesi için insanların ayrışması gerekir. Her zaman geçerli taktiktir.
Böl ve yönet. Bu ülkeler arasında da böyledir. 2. Dünya Harbinden sonraki soğuk
savaş döneminde dünyanın Demirperde Ülkeleri ve Hür Dünya Ülkeleri olarak
ayrılması buna örnektir.
Bu ayrışmanın ve
ayrıştırmanın yanlışlığını, bize dünyanın başındaki felaket olan Coronavirus
salgını acı bir şekilde gösterdi. Sadece Türkiye olarak değil, dünya olarak
hepimizin aynı gemide olduğunun farkına vardık. Evrensel toplumun bir parçası
olarak başka ülkeleri, yaşadığımız çevrede komşularımızı, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı ve en ücra
köşede yaşayan sosyal yapımızın en savunmasız vatandaşımızı da düşünmek zorunda
olduğumuzu gördük. Kendimizi ve ailemizi korumanın yolunun onları korumaktan
geçtiğini anladık. Coronavirus salgını, hepimize dünyanın aslında
çok büyük ve güçlü olmadığını, zerre kadar bir virüs ile alt edilebileceğini
kanıtladı. Doğanın vahşi bir şekilde tahrip edilmesi, nükleer santrallerin
faaliyeti, 5 G teknolojisinin sebep olduğu radyasyonun yayılması, ozon
tabakasının delinmesi, Buzulların erimesi, derelerin, ırmakların, ovaların
kirletilmesi, toprağın fenni gübre- ilaçlarla zehirlenmesi, savaşlarda yüksek
teknolojili ve biyolojik silahların kullanılması; dünyayı neredeyse, düşmanı
böyle gözle görülmez bir virüs olan bir Dünya Savaşının eşiğine getirdi.
Bunun
sonucunda artık insanlar dünya üzerinde ayrışma değil, bütünleşme olması
gerektiğini düşünmeye başladılar. Yakın zamana kadar
birbirleriyle amansız rekabet içinde olan Çin’in Amerika’ya sağlık malzemesi
yardımı yapacağını, Rus doktorlarının İtalya’da salgının en fazla görüldüğü
şehirlerde yoğun olarak çalışacağını kim düşünebilirdi? İnsanlık birlikte
mücadele etmeyi, bütünleşmeyi öğrenecektir. Hiç kuşkusuz, 3,5 ayda dünyayı ve
ülkemizi saran Coronavirus salgını, insanlığın ortak çabasıyla önlenecektir.
Ancak muhtemeldir ki; hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 11.04.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder