15 Nisan 2020 Çarşamba

MASKE

BEYLİKDÜZÜ

                                                                           
            Dünyada baş gösteren Coronavirus salgınının ülkemizde ilk vakasının görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren alınan tedbirler hayata geçirilirken maske takılıp takılmaması konusu bilim adamlarınca uzun süre tartışıldı. Sonunda Dünya Sağlık Örgütünün de tavsiyesi doğrultusunda dışarı çıkan insanlara maske takma zorunluluğu getirildi. Bu karar 3 Nisan’da açıklandı. Eczanelerden satın alınabileceği düşüncesiyle 6 Nisan pazartesi günü eczanede çalışan bir arkadaşıma telefon ederek 5 adet maske almak istediğimi söyledim. O da, “tamam hocam maskemiz var, tanesi 4 liraya istediğin kadar alabilirsin.”, dedi. Ben de, “İyi, yarın alırım”, diye yanıt verdim.
              
           Ancak o akşam açıklama yapılarak parayla maske satışına yasak getirildi. Sabah olur olmaz yine de bir umutla eczaneye gittim. Arkadaşım daha gelmemişti. Maskeleri sordum. Yanıt olumsuzdu. Sonra yetkililerce bir açıklama daha yapıldı. PTT AVM’ye internetten başvuru yapılırsa, kişi başına 10 gün için 5 adet maske verileceği söylendi. Hemen başvurdum. Başvurum kabul edilerek bir sipariş no’su da verildi. Üzerinden yaklaşık 10 gün geçmesine rağmen elimize her hangi bir maske geçmedi. Sonuçta paralı ya da parasız maske alamadık.
             
         “Evde Kal”, sloganında anlamını bulan ve faydalı olduğuna yürekten inandığım gönüllü karantinaya hemen hemen 1 aydır (başlangıcından beri) eşimle ben uyuyoruz. Dışarıda işi olmayanın da kesinlikle evde kalması gerekir, diye düşünüyorum. Ancak zorunlu ihtiyaçlar için dışarı çıkıldığında ise maske olmadığından insanlar, son on gündür sıkıntı yaşıyor.  Vatandaşlar, maske yokluğundan işine gidemiyor, büyük şehirlerde otobüse bile binemiyorlar. O yüzden sakıncalı olmasına rağmen bir maskeyi defalarca takmak zorunda kalıyorlar. Bu durum da bırakın koruyucu olmasını, tam aksine bulaştırıcılık riskini arttırıyor. Maskelerin zamanında dağıtılamaması nedeniyle virüsün ne kadar bulaştığını biliyor muyuz? 
                  
            Her dükkanın, marketin kapısında “maskesiz girilmez, yazısıyla karşılaşıyoruz. Cezası da var mı? Bilmiyoruz. Bu kadar zor muydu vatandaşa maske dağıtmak? Bir sürü kanalları vardı. En başta belediyeler, muhtarlıklar vasıtasıyla olabilirdi. Ya da önce dağıtımını yapardınız, sonra satışına yasak getirirdiniz. En azından insanlar işini görene kadar parasıyla maske edinebilirdi. 




orhankalyoncu.blospot.com.tr 16.04.2020


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder