28 Kasım 2022 Pazartesi

HASAN DAĞI

 



Edirne-Karaağaç
           

                                  

      Toplumu idare etmek için seçimle gelenlerin oturduğu koltuk, rahat bir koltuk değildir. Tabiri caizse, iğneli bir koltuktur. Bu terim, toplum adına sorumluluk yüklenmiş birinin görevinin, ne kadar ağır olduğunu ifade eder. O koltuklarda oturanlar, bu durumu bilerek oraya oturmuşlardır. Oy vererek, o kişinin o koltuğa oturmasını ve kamu gücünü kullanmasını sağlayan halk, aynı zamanda denetim ve eleştiri hakkını da kullanır. Onun için seçimle bir yere gelen bir kişi, en sert eleştirilere bile tahammül etmek, demokratik kurallara uygun hareket etmek zorundadır. Halka sırtını dönemez, kibirle hareket edemez, her aklına geleni söyleyemez. O, artık toplumun temsilcisidir. “Taç giyen baş akıllanır”, sözü onun rehberi olmalıdır.

       Bir yeri iyi yönetmek orada sadece kendi hakimiyetini kurmak değildir. Yönetim takım oyunudur. İyi bir yönetici, kadrosunu kurarken eşe, dosta, arkadaşa göre değil, ehliyete ve liyakata göre hareket eder. Sadece alkışlardan, övülmekten güç alan yöneticiler, altlarından koltukları gidince, bu alkışların tersine döndüğünü görürler ama artık çok geçtir. Halk, kendisine hizmet edeni de, algı yönetimiyle kendisini kandıranı da unutmaz. Meşhur sözdür, “şehir mezarlıkları kendini vazgeçilmez sananlarla doludur.” Yöneticiler, halkın tepkisini ya da eleştirilerini kendisine yapılan bir haksızlık olarak görmemelidir. Tam aksine eleştirilere kulak vermeli ve hoşgörülü olmalıdır.

      Demokrasi yolunda düşe kalka yol almaya çalışan bir ülkeyiz. Siyasi, sosyal, ekonomik zorlukların yanı sıra iç ve dış tehditlerle de karşı karşıyayız. Bu durum içinde, kimin ne olacağı artık ayrıntı bile değildir. Siyaseti, koltuk kapma yarışı olarak görenlerin yerini, siyaseti hizmet etme yarışı olarak görenlerin alması gerekir. O zaman ülkemiz gelişir. Toplumun parasını idare edenler, bu parayı çarçur edemezler. Hele siyaseti zenginleşme aracı olarak gören ve buna göre hareket edenleri halk katiyen affetmez. Bu konuda yıllardır halk arasında söylenen anonim bir halk deyişi vardır. Her zaman, her şeyi yağma Hasan’ın Böreğine çevirenler için söylenir;

           Hasan Dağı arpalıktır,

           Eğer saban yürürse.

           Her derede bir değirmen,

           Eğer suyu gelirse…

           Her kümeste bir tavuk,

           Eğer köylü verirse…

           Güzel gidiş bu gidiş,

           Eğer sonu gelirse!

Son söz: “Türkiye’de bilgisizliğin en geçerli olduğu yer, hiç şüphesiz siyaset hayatıdır. Eğer bilgisizliğin diploması verilseydi, siyasi partilerimiz birer okul olurdu. “ Uğur Mumcu

 

 

orhankalyoncu.blogspot.com.tr               29.11.2022

 

 

      

        

                            

 

 

 

 

 

 

                 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder