Fahiş; Arapça kökenli bir kelime olup, ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla ya da ahlaka ve töreye aykırı anlamını ifade eder. Son aylarda bu sözcüğü çok duyar olduk. Özellikle aşırı artan fiyatlar için kullanılıyor. Bu konuda önlemlerin alınacağını ve fahiş fiyatların önleneceği söylenmesine rağmen bu bir türlü hayata geçmiyor. Nasıl geçsin? Serbest piyasa ekonomisinde fiyatları piyasa belirler. Sanayici veya üretici malını ürettiğinden son satıcıya gidene kadar maliyet yükselir. Bu artışlar birbirine bağlıdır. Üretim maliyeti üzerine ambalaj, nakliye, komisyon gibi kalemler biner. Tabii arz talep dengesi de fiyatı belirler. Mal az olur, talep çok olursa fiyat yükselir. Son günlerde de bırakın market ve manavları semt pazarlarında dahi sebze meyve fiyatlarının çok arttığını gördük. Fiyatlar inanılmaz rekorlar kırdı. Salata. domates, patlıcan, kabak gibi mevsim dışı sebzeler 25- 35 TL, yeşil soğan 7,5, dere otu ve maydanoz gibi yeşillikler bile 5 TL idi.
Kahvede oturan en sade vatandaşımız da biliyor ki; bu fahiş fiyatlar “insin”, demekle, inmez. İlk önce üretim maliyetlerini düşüreceksin. Tarım ürünleri için önce gübre, ilaç, tohum, mazot ve sulama fiyatlarını düşüreceksin. Destek vereceksin. Uygun ve uzun vadeli kredi vereceksin. Aynı şey, hayvancılık için de söz konusudur. Bunlar yapılırsa hem büyük döviz ödediğimiz ithalat önlenir, hem üretici hem de tüketici kazanır. Devletin vergi gelirleri artacağı gibi iktidar da seçmen nezdinde kazanır. Niye böyle olmuyor? Çünkü başka yerlere harcanan kaynaklar, buralara gelene kadar tükeniyor. O zaman iktidarın yaptığı fahiş zamlar devreye giriyor. Son bir yılda benzine % 111, motorine % 133 son bir ayda elektriğe %50-127, doğal gaza %50 zam geldi. Döviz fiyatları da geçen yıldan bu yana yüzde yüz arttı. Bu da A’dan, Z’ye her şeye zam demektir. Buna karşılık emeklilere ve sabit gelirlilere verilen zamlar daha 2022’nin Ocak ayı sonunda eridi bile. Bu şartlarda “fahiş fiyatlar önlenecektir”, demek buzun üzerine yazılan bir yazıdan öteye geçmez.