"CHP’de kurultay
süreçleri, genel merkez destekli tek aday dönemine dönüştü. İstanbul ve İzmir’de
tek aday çıktı. İstanbul’da Canan Kaftancıoğlu yeniden il başkanı seçildi.
İstanbul seçiminde kullanılan 571 oyun 510’u geçerli, 61’i geçersiz sayıldı.
Ancak İzmir’de tek aday ters tepti ve yeniden seçilen Deniz Yücel, 611
delegenin sadece 253’ünün oyunu alabildi. CHP’de 26 Ocak
itibarıyla ilçe kongreleri tamamlandı ve 156 ilçe başkanlığı için birden fazla
aday yarışırken, 244 ilçe kongresine ise tek adayla gidildi. Böylece ilçe
kongrelerinin yüzde 61’inde tek adayda uzlaşı sağlanmış oldu. Kongreler, CHP
genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “uzlaşı” talebi doğrultusunda
gerçekleşiyor. Tek adaylı sürecin “kavga görüntüsü vermeyelim” endişesi
nedeniyle uygulandığı belirtildi."
Yukarıda
okuduğunuz yazı, 11 Şubat 2020 tarihli Sözcü Gazetesinin Başak Kaya imzalı haberinden
alınmıştır. Deneyim sahibi partililer, 28-29 Mart 2020 tarihlerinde yapılacak
37. CHP Olağan Kurultayına giderken, bu şekilde bir kongre sürecinin
demokrasiye, hele parti içi demokrasiye nasıl hizmet edeceğini anlamakta güçlük
çekiyorlar. Başka partilerdeki tek adaylı seçimlere demokrasi dışı diyen CHP’de
şimdi ne değişti de, o partileri örnek aldı? Yoksa partililer, henüz kavga
etmeden kongre yapma olgunluğuna erişemediler mi?
Çok adaylı seçimler demokrasinin
gereğidir. Asla kavga anlamı taşımaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1920’de
Kurtuluş Savaşı ortamında, “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”, diyerek
açılmıştır. Cumhuriyetimiz halk egemenliğine dayalıdır. 1946’dan sonra da çok
partili sisteme geçilmiş, arada çok sancılı dönemler yaşanmış, bedeller
ödenmiş, deneyimler kazanılmış olmasına rağmen hala “siz, kavgasız seçim
yapmasını bilmezsiniz”, demek, geçirdiğimiz onca deneyime, mücadeleye
haksızlıktır. Demokrasi sözünün etimolojik kökeni, (demos) halk ve (kratos) egemenlik kelimelerine
dayanır. Halk egemenliği demektir. Demokrasi yukarıdan emirle uygulanmaz, bir
mücadele sürecidir. Siyasi partiler de demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Demokrasi onların içinde uygulanmazsa ülkede nasıl uygulanacaktır?
Başta genel başkan ve üst yönetimleri
olmak üzere siyasi partilerin, Anayasa, siyasi partiler yasası ve tüzüklerine
bağlı kalıp, onlara uymak zorunluluğu vardır. Bunun için şartları taşıyan
herkes aday olabileceği gibi, seçmen vasfını taşıyan herkes de özgür ve serbest
iradesiyle kararını vererek oyunu kullanabilmelidir. Genel merkezin görevi
rekabet şartlarına uygun sağlıklı seçim ortamı sağlamaktır. İl kongreleri
sonucu seçilecek kurultay delegeleri kurultaydan sonra gelen en üst organ olan genel
başkanı ve parti meclisini seçecektir. Bundan dolayı sürecin tarafsız, objektif
ve adil bir şekilde yönetilmesi, kongrelerin eşit şartlarda yapılması demokrasi
açısından büyük önem taşımaktadır.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 15.02.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder