14 Şubat 2020 Cuma

CHP'DE TEK ADAY DÖNEMİ


                          
           

            "CHP’de kurultay süreçleri, genel merkez destekli tek aday dönemine dönüştü. İstanbul ve İzmir’de tek aday çıktı. İstanbul’da Canan Kaftancıoğlu yeniden il başkanı seçildi. İstanbul seçiminde kullanılan 571 oyun 510’u geçerli, 61’i geçersiz sayıldı. Ancak İzmir’de tek aday ters tepti ve yeniden seçilen Deniz Yücel, 611 delegenin sadece 253’ünün oyunu alabildi. CHP’de 26 Ocak itibarıyla ilçe kongreleri tamamlandı ve 156 ilçe başkanlığı için birden fazla aday yarışırken, 244 ilçe kongresine ise tek adayla gidildi. Böylece ilçe kongrelerinin yüzde 61’inde tek adayda uzlaşı sağlanmış oldu. Kongreler, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “uzlaşı” talebi doğrultusunda gerçekleşiyor. Tek adaylı sürecin “kavga görüntüsü vermeyelim” endişesi nedeniyle uygulandığı belirtildi."
                      
              Yukarıda okuduğunuz yazı, 11 Şubat 2020 tarihli Sözcü Gazetesinin Başak Kaya imzalı haberinden alınmıştır. Deneyim sahibi partililer, 28-29 Mart 2020 tarihlerinde yapılacak 37. CHP Olağan Kurultayına giderken, bu şekilde bir kongre sürecinin demokrasiye, hele parti içi demokrasiye nasıl hizmet edeceğini anlamakta güçlük çekiyorlar. Başka partilerdeki tek adaylı seçimlere demokrasi dışı diyen CHP’de şimdi ne değişti de, o partileri örnek aldı? Yoksa partililer, henüz kavga etmeden kongre yapma olgunluğuna erişemediler mi?
                     
                Çok adaylı seçimler demokrasinin gereğidir. Asla kavga anlamı taşımaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1920’de Kurtuluş Savaşı ortamında, “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”, diyerek açılmıştır. Cumhuriyetimiz halk egemenliğine dayalıdır. 1946’dan sonra da çok partili sisteme geçilmiş, arada çok sancılı dönemler yaşanmış, bedeller ödenmiş, deneyimler kazanılmış olmasına rağmen hala “siz, kavgasız seçim yapmasını bilmezsiniz”, demek, geçirdiğimiz onca deneyime, mücadeleye haksızlıktır. Demokrasi sözünün etimolojik kökeni, (demos)  halk ve (kratos) egemenlik kelimelerine dayanır. Halk egemenliği demektir. Demokrasi yukarıdan emirle uygulanmaz, bir mücadele sürecidir. Siyasi partiler de demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasi onların içinde uygulanmazsa ülkede nasıl uygulanacaktır?
                    
                 Başta genel başkan ve üst yönetimleri olmak üzere siyasi partilerin, Anayasa, siyasi partiler yasası ve tüzüklerine bağlı kalıp, onlara uymak zorunluluğu vardır. Bunun için şartları taşıyan herkes aday olabileceği gibi, seçmen vasfını taşıyan herkes de özgür ve serbest iradesiyle kararını vererek oyunu kullanabilmelidir. Genel merkezin görevi rekabet şartlarına uygun sağlıklı seçim ortamı sağlamaktır. İl kongreleri sonucu seçilecek kurultay delegeleri kurultaydan sonra gelen en üst organ olan genel başkanı ve parti meclisini seçecektir. Bundan dolayı sürecin tarafsız, objektif ve adil bir şekilde yönetilmesi, kongrelerin eşit şartlarda yapılması demokrasi açısından büyük önem taşımaktadır.


orhankalyoncu.blogspot.com.tr       15.02.2020



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder