Makam Koltuğu |
Her zaman eleştiri almaya açık bazı koltuklar vardır. Toplumu idare edenlerin koltuklarıdır bunlar. Adeta iğneli koltuktur. O koltuklarda oturanlar, bu durumu bilerek oraya oturmuşlardır. Özellikle halkın oyuyla bir yere gelen seçilmişler, halkın gözünde bürokratlardan farklıdır. O yüzden halk onlara hesap sorabilmeyi, eleştirmeyi kendinde hak görür. Siyasetçiler de, bunu hoşgörüyle karşılamasını bilmelidir. Bu yönetici olmanın gereğidir. Bu yöneticilerin bir kısmı oturduğu koltuktan güç alır, bir kısmı da oturduğu koltuğa güç verir. Siyasetin amacı koltuğa oturmak değil, o koltuğun hakkını vermektir. Koltuktan güç almak için koltuğa oturulursa, kalktığınızda arkanızdan gelen hiç kimseyi bulamazsınız. Önemli olan makamdan indikten sonra da kişinin saygınlığını devam ettirmesi, değil midir?
Kısacası koltuk sahipleri demokrat olmalı, eleştirilere kulak vermelidir. Öyle olması için de önce demokrasinin partilerde tam manasıyla uygulanması, üyelerin kendi temsilcilerini kendilerinin seçmeleri ve seçtiği yöneticileri denetlemesi gerekir. Her zaman demokratik, katılımcı, saydam, hesap verebilir, eşitlikçi, liyakata bağlı adil yönetimlerden bahsederiz ama uygulamada bunu pek göremeyiz. Ortak akla dayalıyız deriz ama kimseye danışmaya gerek görmeyiz. Bir yeri yönetmek orada sadece kendi hakimiyetini kurmak değildir. İyi bir yönetici, kadrosunu kurarken eşe, dosta, arkadaşa göre değil bilgiye, birikime, deneyime, ehliyete ve liyakata göre hareket eder.
İktidarlar, daima muhalefet tarafından denetlenir ve eleştirilir. Eleştiri doğruyu bulmak için yapıldığında en az yapılan icraatlar kadar kıymetlidir. Ancak iktidarda olanlar eleştiriyi pek sevmez. İktidardan kastım yalnızca ülkeyi yöneten hükümet değil, onunla beraber bir siyasi parti, bir yerel yönetim ya da herhangi bir sivil toplum kuruluşu olabilir. İş başına gelen kendine özgüveni olmayan bazı yönetimlerin yaptıkları ilk iş, eleştirileri önlemeye çalışmaktır. Bu sindirme yöntemleri arasında bazen sopa bazen de havuç kullanılır. Eleştirilere fikirle yanıt verilemezse, bu kez eleştirenin kişiliği eleştirilir. Bu klasik bir taktiktir. İstenen uslu çocuk olmalarıdır. Bunun demokrasiyle ilgisi yoktur ama zaten demokrasi isteyen de yoktur.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr
17.10.2020