2016 yılının Ekim ayında
dövizde yine hareketlenmeler başlamıştı. O zaman henüz Partili
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmediğimiz için sayın Binali Yıldırım son
başbakanımızdı. Bu tarihte, “Dolardan bize ne, dolsa ne olur, dolmasa ne olur?
Biz kasaya dolana bakalım, her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı yok.
Çıkıyor, iniyor”, diye bir beyanat vermişti. Sonra Dolar, kendisinin dediği
gibi dolmaya devam etti. 3,09 TL’dan 18 ay sonra %32 artarak Nisan 2018’de 4,09
T.L seviyelerine geldi. 2 yıl geçtikten sonra 12 Mayıs 2020 tarihi itibarıyla da
%71 artarak 7,02 TL civarına geldi. Paramızdan 6 sıfır atıldığında 1 TL= 1 dolar
olacaktı, Mayıs 2020’de 1 dolar 7 kat artarak 7 T.L oldu.
7 yıl öncesine
dönersek, 2013 yılında ortalama dolar kuru 1,90 T.L seviyesindeyken 2018 yılı
Nisan ayında 4,09 T.L, 2020 Mayıs ayında 7.02 oldu. % 269’luk bir artış söz
konusudur. Yine aynı yıl bir çeyrek altın 143 lirayken, Nisan 2018’’de 288 T.L,
12 Mayıs 2020’de 637 TL oldu. Burada da % 345 artış vardır. Buna karşılık
2013’te en düşük bir emekli memurun maaşı 1,188 T.L’dan, 2018’ de 1,910
T.L’sına çıkmış, Mayıs 2020’de bu maaş toplamda %124 artarak 2,661 TL olabilmiştir.
Bırakın refah payını 7 yılda, dolara ve altına göre alım gücü çok azalmış,
yerlerde sürünür hale gelmiştir. Yani bu duruma göre epey fakirleştik. Bu nedenle, “dolar dolsa ne olur, dolmasa ne
olur”, diyemeyiz. 7 Yıllık tablo kısaca şöyledir:
2013 2018 2020 Artış
Nisan Mayıs Yüzde
1 Dolar 1,90 T.L 4.09 7,02 %269
1 Çeyrek A. 143 T.L 288 637 %345
En düşük
Em.memur M. 1,188 T.L 1,910 2,661 %124
Dövizin önlenemeyen artışından dolayı dışarıdan ithal ettiğimiz başta
petrol ürünleri olmak üzere her türlü mal ve teknolojik ürünlerin fiyatları
artacaktır. Bu da günlük hayatımızda içtiğimiz sudan, yediğimiz ekmeğe, ete, meyveye kullandığımız doğal gaza, tükettiğimiz elektriğe kadar zam demektir. Bu yüzden "dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur", diyebilir miyiz?
Dolar, sadece ekonomik sebeplerden artmaz,
aynı zamanda siyasi ve sosyal sebeplerden de artar. Doların dolmaması (yükselmemesi)
için devlet idaremizin hukuk, adalet, eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik niteliklerinin
tartışılmayacak kadar sağlam olması, ihalelerde, kredilerde, yatırımlarda,
teşviklerde kimsenin kayrılmaması, her şeyin saydam olması ve yatırımcılara eşit
şartlar sunulması, beyin göçünün durması için yetişmiş, nitelikli gençlerimizin
ülkede kalmaya özendirilmesi, devlette savurganlığın önüne geçilmesi, eğitim
sistemimizin çağdaş dünyadan kopmaması ve teknolojik gelişmelere açık olması, tarım
ve hayvancılığın yeterince desteklenmesi, çevreye duyarlı sanayi ve enerji
yatırımlarına öncelik verilmesi, ülkede yaşayanların sağlıklı olması, sağlıklı
yaşaması için gıda terörüne karşı devletin her türlü tedbiri alması gerekir.
21. asrın ilk çeyreğini tamamlamamıza
az bir süre kala, iyi bir dünyada yaşadığımızı söyleyemeyiz. İnsanlarımız; bir
yandan Coronavirus (Covid 19) salgını ile mücadele ederken bir yandan da
işsizlik, dövizin yükselmesi, hayat pahalılığı ile mücadele etmeyi sürdürüyor.
Devlet adamlarına düşen görev, yurttaşlarımız için daha uygar, çağdaş ve
gelişmiş bir ülke yaratmaya çalışmak olmalıdır.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 12.05.2020