Cumhuriyet Halk Partisi, 35.Olağan Kurultayını 16-17 Ocak 2016 pazar günü gerçekleştirdi. Birinci günde, tek aday olan sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kullanılan 990 oyun tamamını alarak tekrar genel başkan oldu. İkinci gün, il örgütlerinin istemesiyle çarşaf liste yöntemiyle Parti Meclisi seçimi yapıldı. 462 adayın olduğu Parti Meclisi seçimlerinde 60 üye seçilecekti. Bunun 8’ini Bilim Yönetim ve Kültür Platformu oluşturacaktı. Yine bu listelerde tüzüğe göre %33 cinsiyet kotası (kadın kotası olarak bilinir),%10’da gençlik kotası uygulanacaktı. Blok liste (kemik liste diye de adlandırılır) yerine çarşaf liste uygulandığı için genel merkezin desteklediği anahtar listenin dışından 28 kişi Parti Meclisine girdi.
Bu genel bilgilerden sonra gelelim kurultayın Edirne yönüne. Çünkü kurultay bitti ancak Edirne’deki yankıları bitmedi. Edirne’de eleştiriler, 3 kurultay delegesinin oy kullanmadan geri dönmesi ve genel başkanın anahtar listesinde yer alan milletvekili Okan Gaytancıoğlu’nun gerektiği kadar desteklenmemiş olmasına idi. Bu eleştirilerde haklılık payı yok değil. Kurultay delegeleri açısından da, il başkanı tarafından da siyasi bir hatadır. Siyasi hatalar da siyaseten ödenir.
Ankara’ya kulis için 3 gün önce gidilirken ve yapılan toplantılarda iki vekilden birisinin mutlaka Parti Meclisi’ne girmesinden bahsedilirken, şimdi ne oldu da üye bazında yapılan milletvekili önseçiminde birinci olan milletvekili desteklenmemiştir? İl başkanı ve ilçe başkanı artık seçildikten sonra sadece kendilerini seçenlerin değil tüm üyelerin il ve ilçe başkanlarıdır. Dolayısıyla görevlerinin başında, parti içinde üyeler arasında birliği, eşitliği sağlamak ve adil bir yönetim göstermek gelir. Kurultay delegelerinin görevlerini sağlıklı ve tam yapmasından da il başkanı sorumludur.
Ayrıca, tartışmayı genişleterek eski kurultayları, gündeme taşıyarak, savunma yapmak partiye fayda getirmez. Ancak CHP Edirne tarihine not düşmek için CHP Uzunköprü eski ilçe başkanı (2007) ve 2008’de yapılan 32. Olağan Kurultayda, kurultay delegesi olarak görev yapan bir parti üyesi olarak ortaya atılan bir iddiaya açıklık getirmek istiyorum. Deniyor ki; "o kurultayda, kurultay delegeleri o zamanki bir milletvekilimizin Parti Meclisi’ne girmesini önledi." İddia bu. Doğrusu ise şöyle;
O dönemde sayın Deniz Baykal’ın parti içindeki gücü tartışılmazdı. CHP 32. Olağan Kurultayında genel başkan Deniz Baykal'ın karşısına genel başkan aday adayı olarak Haluk Koç çıkmıştı. Edirne il yönetimi ve kurultay delegeleri olarak tek adamlığa karşı çıkmak ve parti içinde demokrasiyi sağlamak için Haluk Koç’a destek vermeyi kararlaştırmıştık. O zaman aday olmak için toplam kurultay delegesi sayısının %20’si olan 253 delegenin imzasını almak gerekiyordu. Sayı 168’de kaldı ve Divan’da açık imza vermemize rağmen imza sayısı yetmediğinden sayın Koç aday olamadı. Tek aday olarak rakipsiz kalan Deniz Baykal genel başkan seçildi. Onun hazırladığı Parti Meclis listesi blok liste olarak oylanarak kabul edildi. O Kurultayda Haluk Koç'a açık destek veren Edirne delegasyonunu Deniz Baykal’ın dinlemesi söz konusu değildi. Listeler tek olduğu halde, yine de saatlerce kuyrukta bekleyip oy verme görevimizi eksiksiz yerine getirdik.
Hür Gazete 26.01.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder