6 Şubat 2016 Cumartesi

CHP’SİNDE KONGRELER

   





          CHP’de hızlandırılmış bir kongre takvimi uygulanıyor. Parti, en son Uzunköprü ilçe kongresini 2012 yılının Mart ayında yapmıştı. Aradan 3 yıl 8 ay geçtikten sonra nihayet 29 Kasım 2015’te ilçe kongresi yapılabildi. Siyasi partiler yasasına ve CHP'sinin tüzüğüne göre parti içi seçimler, 2 yılda bir yapılır ancak yerel ve genel seçimler öncesinde bir kareye mahsus 1 yıl ertelenir. Buna göre  seçimler ertelemeden sonra da 8 ay gecikmiş oldu. Yine de geç olsun da güç olmasın.
        
            CHP, cumhuriyeti kuran, cumhuriyet ile yaşıt bir partidir. Kongreleri her zaman heyecanlı olmuştur. Onlardan 5-7 Mayıs 1972'de yapılan 5.Olağanüstü Kurultay, tarihi bir öneme sahiptir. O kurultayda, genel başkan İsmet İnönü'ye karşı çıkan Bülent Ecevit'in parti meclis listesi kazanmış, bunun üzerine 14 Mayısta toplanan ikinci kurultayda ismet İnönü adaylıktan çekilerek tek aday kalan Bülent Ecevit genel başkan olmuştur.12 Eylül 1980 darbesinden sonra partiler kapatılınca yerlerine yenileri kuruldu. Sosyal demokrat olan iki parti Halkçı Parti ve SODEP birleşerek SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) adını aldı.
  
             1988 yılında SHP'sine üye oldum. O zamandan bu zamana (öğretmenliğe döndüğüm 1998-2003 yılları hariç) çok  kongreler geçirdim. Unutamadığım kongrelerin başında 1988 kongresi gelir. O kongrede çarşaf liste ile yapılan seçimleri eski ilçe yönetimine karşı genç bir ekip olarak kazandık. Önce yönetim kurulu üyesi, ardından sayman üye oldum. 1989 yerel seçimler öncesi de ilçe başkanının, belediye başkanı adayı olmak için beklenmedik istifası sonucu toplanan SHP ilçe yönetim kurulu beni ilçe başkanı olarak seçti. Seçime girmek üzere olan bir partiyi başkansız bırakmamak için seçimleri sonuçlandırana kadar görevi kabul ettim. 1989 yerel seçimlerini az bir oy farkıyla kaybettikten sonra da istifa ettik.12 Eylül 1980 askeri darbe yönetiminin kapattığı CHP’si yıllar sonra Deniz Baykal'ın girişimiyle 9 Eylül1992 tarihinde yeniden açıldıktan sonra da CHP'sine üye oldum ve Uzunköprü’de yaptığı ilk kongrenin divan başkanlığını yaptım.
       
,           CHP’sinde 2008’de yapılan ilçe kongresinde partinin bir kaç kişinin hakimiyetinden kurtularak herkese siyaset yapma imkanı tanımasını sağlamaya çalıştık. O kongre berabere bitmiş, başkan kura ile belirlenmişti. 2010 yılındaki lider değişikliğinden sonra parti içi demokrasi konusunda adımların atılmasını bekledik. Ancak, gerek il ve ilçelerde yapılan kongrelerde, gerekse kurultaylarda dar grupçuluğu aşamadık. Özellikle 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde sandığın konulup, partide önseçim yapılmaması sonrasında il genel ve belediye meclis üyeliklerinin eş, dost arasında paylaşılması kırgınlıklara yol açtı. Bu diğer tüm seçimlere yansıdı. Yeni yapılan ilçe kongrelerinde de bunun yansımalarını gördük.
        
         Ülkede nasıl sağlıklı bir iktidar için, güçlü bir bir muhalefete ihtiyaç varsa siyasi partilerde de parti içinde muhalefete ihtiyaç vardır. Bu durum demokrasinin gereğidir. Ancak tüzük dahilinde, öncelikle partinin ve ülkenin menfaatini gözetmek şartıyla. CHP’sinde yıllardır sürüp gelen ve partiyi kemiren bir olgu vardır. Bu da gruplaşma ya da hizip hareketleridir. Siyasi çalışmalarda ekip olabilir, zaten siyasette yalnız çalışamazsınız. Ancak grup ya da hiziplerde partinin değil, sadece grubun çıkarı düşünülür. Bir grup lideri vardır. Grup disiplini adına ondan izinsiz bir şey yapamazsınız. Kendinizi bir grup içerisine dahil ederseniz artık kendiniz değilsinizdir. Bireysel olarak, özgürce kendi düşüncenize göre hareket edemezsiniz. Ona bağlı olursunuz. Gruba ihanet edemezsiniz. Hak edeni, layık olanı değil çamurdan da olsa kendi elemanınızı desteklersiniz. İşbirliğine açık olmazsınız. Parti içi yarışlarda yenilseniz de, o yenilgiyi grubun dağılmaması tam aksine daha çok kamçılaması için kullanırsınız. Grup lideri için grubun dağılmaması ve kendi hedefi önemlidir. Grupçuluk ya da hizipleşme yukarıya kadar gider.
           
            Buna ilaveten kolay politika yapma yollarından bir tanesi de vesayet altında politika yapmaktır. Güçlü birinin kanatları altına girerseniz, size bütün yollar açılabilir. Ancak sırtını dayadığın (makamı) güçlü kişi, gücünü kaybederse ya da yollarınız ayrılırsa şaşkın ördek gibi ortada kalırsınız, aynen lokomotifi ayrı makasta kalan vagonlar gibi. Bunu da kolaycılığın riski olarak kabul etmek gerekir. Gruplaşmalardan ve vesayet altındaki kadrolardan parti  çok çekti. Partilerde kongrelerin birinci amacının, partiyi iyi yönetecek liyakatlı kadroların iş başına gelmesi olmalıdır. 



Hür Gazete 12.12.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder