Edirne’de yağmurlu, soğuk bir gündü. Orta yaşın üzerinde, hafif saçları dökülmüş tıknaz bir adam minibüs durağında çarşıya gitmek için minibüs bekliyordu. Bir minibüs geldi, geçti. Durmadı. Bir sonraki minibüs durdu. Adam minibüse binerken, “elini kaldırmazsan, hiç bir minibüs durmaz”, dedi şoför. Adam hayret etti. “Ben ne diye durakta duruyorum ki, minibüs durağında bir kimse ne bekler”, diye düşündü. “Böyle bir adet olduğunu bilmiyordum, bir daha öyle yaparım”, diye şoföre cevap verdi. Tartışmayı fazla uzatmak istemiyordu. Boş bulduğu bir koltuğa oturdu. Oturması ile kalkması bir oldu. Zira koltuğun şiltesi erimiş, kemik gibi sert demir iskeletin üzerine oturmuştu. Bir arka koltuğa geçti. Bereket her zamankinin tersine boş koltuk vardı. Minibüsler artık dökülüyordu. Normalde servis dışı kalmalıydılar ama hala çalışıyorlardı. Şoför minibüsü çok hızlı kullanıyordu. Minibüs dolmaya başlamıştı. Ayaktaki yolcular minibüsün her durup, kalkmasında birbirlerini üzerine düşmemek için koltukların kenarlarına veya tavandaki demirlere tutunmaya çalışıyorlardı. Minibüs şehir merkezine gelmişti. Bazı yaşlılar ön kapıdan inmeye çalışıyorlardı. Şoför müdahale etti. “İnişler arka kapıdan”, dedi. İhtiyarlar ite kaka arka kapıya yanaştılar ve indiler.
2024 yılını son günlerinde ben de çarşıya
gitmek için Edirne Cumartesi Pazarı durağında minibüs bekliyordum. Saatime baktım saat
13.20 idi. Bir minibüs geldi. İçi kalabalıktı, durmadı. Bir minibüs daha geldi.
O da durmadı. Durak kalabalıklaşıyordu. Bir vatandaş ETUS’dan şikayet etmeye
başladı. “Ben 76 yaşındayım, 40 yıldır Balık Pazarında oturuyorum. Eskiden belediye otobüsleri vardı. Sonra onların yerini bu
minibüsler aldı. Bu minibüslerin önceki adı Serhat Birlik idi. Eski belediye başkanı Hamdi Sedefçi
zamanında belediye ortak edilerek bu minibüsler tekel haline geldi. Recep Gürkan’da bunların
başkanını belediye meclisine aldı. Belediye yönetimiyle, minibüs yöneticileri
uyum içinde çalıştılar. Vatandaşların şikayetlerini hiç dikkate almadılar. Yıllardır
bu minibüslere bir çeki düzen verilmedi.” O sırada bir minibüs daha şoförünün
“maalesef sizi alamam, çok doluyum”, anlamında iki elini iki yana açarak transit
geçtiğine şahit olduk.
Durak biraz daha kalabalıklaşmış, 8-10 kişi olmuştuk. Emekli bir bayan, “ben emekliyim. 71 yaşındayım. Bazen şoförler aceleniz varsa taksi tutun, diyor. Biz emekliler ücretsiz ulaşım hakkını kullanıyoruz diye bize ters davranıyorlar”, dedi. Bir minibüs daha geldi, geçti. Bu dördüncü idi. Bir emekli polis vatandaş da minibüslerin bu durumunun yıllardır sürdüğünü, kimsenin ilgilenmediğini söyledi. O arada bir minibüs daha geldi, geçti. Yine bizi almadı. Biz sohbetimizi sürdürüyorduk. Ben de belediyenin ETUS’dan elini ayağını çekip, kendi minibüs veya otobüslerini devreye sokması gerektiğini söyledim. O arada Edirne Belediyesi ulaşım hizmetleri birimini arayarak 5 tane minibüsün bizi duraktan almadığını ilettim. Sadece not aldılar. Halbuki belediye başkanı Filiz Gencan Akın seçim konuşmalarında ETUS’un yeniden ele alınacağını ve düzeltileceğini vaat etmişti. Geçen 9 ayda değişen bir şey olmadı. Altıncı minibüs geldi. Ona bindik ve açık oturum sona erdi. Saat 14.00’e geliyordu.
orhankalyoncu.blogspot.com.tr 23.12.2024