31 Ocak 2016 Pazar

AKREP

         








      Akrep nehrin kıyısında, karşı tarafa geçmek için dolanıp duruyordu. Kurbağayı gördü. "Kurbağa kardeş, beni karşıya geçirir misin", diye sordu.
        Kurbağa şöyle bir akrebe bakarak, "seni karşıya geçirmek için sırtıma alsam, sen beni sokar, öldürürsün", dedi.
       Bunun üzerine akrep, "iyi, ama ben seni sokup, öldürürsem, ben de ölürüm, hiç bunu yapar mıyım? Bak, karşıda yavrularım beni bekliyor, sen de annesin, ne olur, beni karşıya geçir", diye yalvardı. 
       Kurbağa dayanamadı, "Peki', dedi. 'Bin sırtıma."
      Tam nehrin ortasına gelmişlerdi, akrep, akrepliğini yaptı ve kurbağayı soktu. 
       Kurbağa, "Ne yaptın?"
      "Ne yapayım? Ben, akrepliğimden vazgeçemem." 
       Her ikisi de bir anda nehrin serin sularında kayboldular.


BEKTAŞİ

Bir gün bektaşiye iki şişe şarap getirmişler.
"Erenler, şu iki şişe şarabı iç bakalım, hangisi daha iyi?"
Bektaşi birinci şişeden şöyle bir yudum aldıktan sonra, "diğer şişe iyi"
"İyi ama ikinciyi daha içmedin."
"Gerek yok.Bundan daha kötüsü olamaz."

İDAM MAHKUMU

Temel'i idama mahkum etmişler. İdama götürürken sormuşlar, "son sözlerin nedir?"
"Ha,bu bana ders olsun."


Yukarıda ki fıkraların,yaşadığımız son siyasi olaylarla ve kişilerle yakından uzaktan bir ilişkisi yoktur.  

Hür Gazete 04.04.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder