İnsan hakları; her insanın, insan olmaktan gelen en doğal hakkıdır. Bu hakkı teslim etmesi gereken yine insanlardır. İnsanlık, tarih boyunca insana yakışır bir düzen kurma peşinde koşmuştur. 10 aralık 1948, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, İnsan Hakları Evrensel Bildirisini kabul ettiği gündür. Bu yıl 64. yıl dönümünü kutladık. 1215 yılında, İngiltere Kralı’na karşı yayınlanan Magna Carta da halkın haklarını savunan ilk bildirge sayılır. Ardından Amerika Bağımsızlık Bildirisi ve 1789 Fransız Devrimin de ki İnsan Hakları Bildirisi gelmektedir.
Osmanlı Devletinde de 1876’da 1.Meşrutiyet, 1908’de 2.Meşrutiyet ile demokrasi arayışları başladı. Yine 104 yıl önce 1908’de Osmanlı Devletinde İlk ÖZGÜRLÜK ANITI Uzunköprü’de kaymakam Mazhar Müfit Kansu'nun girişimiyle açıldı. Anıtın dört bir yanına Özgürlük (Hürriyet), Adalet, Eşitlik (müsavat) ve Kardeşlik (Uhuvvet) yazıları yer aldı. Dünyada ve Osmanlı Devletinden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyetinde de demokrasi ve insan hakları arayışları hiç durmadı. Günümüzde de bu arayışlar halen sürmektedir.
Bir anlamda yaşadığımız çağın tanığıyız. Yalnızca çevremizde olan bitenleri değil, dünyanın öteki ucunda olanları bile görebiliyoruz, duyabiliyoruz. Günümüzdeki teknolojik olanaklar, dünyayı küçük bir köy haline getirdi. Adım atışımız bile izlenir oldu, uydudan. Nasıl bir dünyada gözümüzü açtık, nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Daha mı mutluyuz yoksa dünya küresel (ekonomik) devlerin bir oyun sahası, bizler de onların figüranları mıyız? Demokrasiyi ve insan haklarını bu çerçevede irdelememiz gerekir.
Geçen yüzyılda, 2. Dünya savaşında milyonlarca insan öldü. Bugün de bölgesel savaşlar devam ediyor. Küresel güçler (dünya şirketleri) dünyaya kendi çıkarları açısından çeki düzen veriyorlar. Günümüzde, Hitler, Mussolini, Stalin, Franco, Pinochet’ler yaşamasa da insanlık, sanki merhamet, sevgi, acıma duygularından yoksunlaşmış adeta birer robot halini almış gibi.
Dünyanın bu gidişine karşı, insanlığın da harekete geçmesi, bir şeyler yapması gerekir. Herkes tarihin sınavından geçmektedir. Çare, demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe, kardeşliğe ve bu ilkeleri savunanlara sıkı sıkıya sarılmak ve sahip çıkmaktır. Eninde sonunda insanlık, daha iyiye daha güzele erişecektir.
Hür Gazete 12.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder